Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/263 E. 2022/1957 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2021/263
Karar No: 2022/1957
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 08/09/2020
Numarası: 2018/825 (E) – 2020/344 (K)
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 8/11/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacıya Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı davalı … Limited Şirketine ait … plakalı otomobilin sürücü belgesi bulunmayan dava dışı …’nın yönetiminde iken çarparak zarar görmesine neden olan …plakalı aracın sigortacısına 13.940,00 TL ödendiğini, ödenen tutarın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait … plakalı aracın kiraya verildiği … Ticaret Limited Şirketinde iken dava dışı … adındaki kişi tarafından 12/1/2011 tarihinde çalındığını, adı geçen kişinin bu olay nedeniyle hırsızlık suçundan cezalandırıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne, davalı borçlunun İstanbul … İcra Dairesinin … (E) sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin 13.940,00 TL asıl alacak üzerinden yıllık %9 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; müvekkiline karşı başlatılan icra takibinin haksız olduğunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa (KTK) göre çalınan veya gasp edilen araçların neden olduğu suç ve cezalarda araç sahibi ve sigorta şirketi bulunmadığından ödeme yapılamayacağını, KTK’ye aykırı ödeme yapan sigorta şirketinin bedeli müvekkiline rücu edemeyeceğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda:Dava, ZMSS sigortacısı davacının, gerçekleşen riziko nedeniyle dava dışı üçüncü kişiye ödediği tazminatın, sigortalısı davalıdan rücuen tahsili amacıyla başlattığı icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.Davalı … Ticaret Limited Şirketine ait, 7/1/2011 günü dava dışı …Ticaret Limited Şirketine kiraya verilen … plakalı otomobilin, adı geçen kiracının kullanımında iken dava dışı … tarafından park halinde bulunduğu yerden çalınmasının ardından aynı gün saat 14:45 sularında 34 TL 8346 plakalı otobüse çarparak hasar görmesine neden olduğu, davacı sigorta şirketi tarafından hasar gören aracın kasko sigortacısı … Sigorta AŞ’ye 13.940,00 TL ödendiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Somut olaya tartışılması gereken hukuki sorun, ZMSS sigortacısı davacının, gerçekleşen riziko nedeniyle dava dışı üçüncü kişiye ödediği tazminatın, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının (KMAZMSSGŞ) B.4’üncü maddesi kapsamında rücuya tabi olup olmadığına ilişkindir.Dosyaya eklenen İstanbul … İcra Dairesinin … (E) sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davacı … Sigorta AŞ tarafından, davalı … Ticaret Limited Şirketi ile dava dışı … aleyhine 13.940,00 TL asıl alacak, 508,71 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.448,71TL alacağın tahsili amacıyla 10/2/2012 günü icra takibine başlandığı, ödeme emri 12/4/2012 günü tebliğ edilen davalı … Ticaret Limited Şirketinin 13/4/2012 tarihinde, ödeme emri kendisine 29/2/2012 günü tebliğ edilen dava dışı …’nın ise 6/3/2012 günü sundukları dilekçelerle borca itiraz etmeleri üzerine 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun (İİK) 66’ncı maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verildiği, eldeki itirazın iptali davasının ise icra takip dosyasında itirazın alacaklıya tebliğ edildiğine ilişkin belge bulunmadığı da gözetildiğinde aynı Kanunun 67’nci maddesinde öngörülen süre içinde açıldığı kabul edilmiştir. Dosyaya eklenen Büyükçekmece 4’üncü Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/3 (E) sayılı dosyasına ilişkin belgelerin incelenmesinde; davalı … Limited Şirketinin yetkilisi … adındaki kişinin kazadan tanımadığı bir kişinin kendisini aramasıyla haberdar olduğunu, telefonla aradığı aracı kiralayan firma yetkilisi …’ın kendisine aracın bahçede olduğunu, kontrol ettiğinde yerinde olmadığını söylediğini beyan etmiş; dava dışı … adındaki kişi kollukta kendisinden başka kimsenin kullanmadığı otomobili park edip kapılarını kilitledikten sonra kontak anahtarını genelde iş yerinin proje odasına bıraktığını, görüntülerden bir kişinin iş yerine girdiğini ve bir süre sonra aracı çaldığını gördüğünü, aracın anahtarının proje odasındaki masa üzerinden alınarak çalındığını söylemiş, dava dışı sürücü … ise aracı çalışır vaziyette çaldığını savunmuş; Büyükçekmece 4’üncü Asliye Ceza Mahkemesi ise 7/7/2011 gün ve 2011/3 (E) – 2011/320 (K) sayılı kararıyla sanığın çaldığı aracın anahtarını haksız elde ettiğine dair kanıt bulunmadığı gerekçesiyle sanık …’nın savunmasına itibar ederek, adı geçen sanığın kamu güveni altında bulunan mala karşı hırsızlık suçundan mahkûmiyetine hükmetmiştir. Görüldüğü üzere otomobili kiralayan … kapılarını kilitlediği aracın, anahtarının iş yerinden alınması suretiyle çalındığını ileri sürmüş; dava dışı sürücü … ise aracı çalışır vaziyette çaldığını savunmuş; ilk derece mahkemesi ise savunmasının aksi kanıtlanmayan sanığın, haksız elde ettiği anahtarı kullanarak hırsızlık suçu yerine kamu güveni altında bulunan mala karşı hırsızlık suçundan mahkûmiyetine karar vermiştir. KTK’nin 107’nci maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca, bir motorlu aracı çalan veya gasbeden kimse işleten gibi sorumlu tutulur. Aracın çalınmış veya gasbedilmiş olduğunu bilen veya gereken özen gösterildiği takdirde öğrenebilecek durumda olan aracın sürücüsü de onunla birlikte müteselsilen sorumludur. İşleten, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerden birinin, aracın çalınmasında veya gasbedilmesinde kusurlu olmadığını ispat ederse, sorumlu tutulamaz. İşleten, sorumlu olduğu durumlarda diğer sorumlulara rücu edebilir.KMAZMSSGŞ’nin A.6’ncı maddesi uyarınca, çalınan veya gasp edilen araçların sebep oldukları ve Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalının sorumlu olmadığı zararlar, aracın çalındığını veya gasp edildiğini bilerek binen kişilerin zarara uğramaları nedeniyle ileri sürülecek talepler ile çalan ve gasp eden kişilerin talepleri sigorta teminatı dışındadır. Aynı genel şartların B.4’üncü maddesi gereğince, tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse, ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda kazaya sebebiyet veren sigortalıya rücu edebilir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 74’üncü maddesi uyarınca; hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı biçimde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz. Başka bir anlatımla ceza mahkemesinin maddi olayın belirlenmesine dair hükmü hukuk hâkimini bağlar ise de; hukuk hâkimi ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında ilke olarak bağımsız kılınmıştır.Hukuk hâkiminin kural olarak ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı olmadığı ancak aynı olay nedeniyle ceza yargılamasında hükme dayanak alınan maddi olgularla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusunda tamamen bağlı olacağı, gerek öğretide gerekse de yargısal uygulamada yerleşik biçimde kabul edilmektedir. Hal böyle olunca, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin kanıt niteliğini taşır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24/12/2014 gün ve 2014/4-846 (E) – 2014/1091 (K) sayılı kararı)Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde, davacıya ZMSS poliçesiyle sigortalı davalıya ait otomobilin dava dışı …’nın savunmasında ileri sürdüğü gibi çalışır vaziyette çalındığı kanıtlanamamıştır. O halde davalı sigortalı … Limited Şirketi ya da otomobili kiralayan dava dışı şirketin, otomobilin çalınmasına kusuruyla neden olduğu ileri sürülemez. Bu itibarla eldeki davada KMAZMSSGŞ’nin sigortacının sigortalıya rücu hakkına ilişkin B.4’üncü maddesinde öngörülen koşullar oluşmadığından davanın reddine hükmolunması gerekirken, kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesinin kararının, HMK’nin 353/1-b/2’nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davacının, davalıya karşı açtığı itirazın iptali davasının reddine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 238,10 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 157,40 TL’nin talep halinde davacıya geri verilmesine, 3-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddine karar verilen maddi tazminat miktarına göre belirlenen 9.200,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacıya verilmesine, 4-Davalı tarafından sarf edilen 83,00 TL posta ve tebligat gideri, 6,40 TL vekâletname harcı olmak üzere toplam 89,40 TL yargılama giderinin, davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 5-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 6-Harcanmayan gider avansının HMK’nin 333/1’inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, B-İstinaf incelemesi bakımından; 1-Davalı tarafından peşin yatırılan istinaf karar harcının, talep halinde ilk derece mahkemesi tarafından geri verilmesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından sarf edilen 59,13 TL posta ve tebligat gideri, 148,60 TL istinaf başvuru harcı olmak üzere toplam 207,73 TL yargılama giderinin, davacı … Sigorta AŞ’den tahsili ile davalı … Ticaret Limited Şirketine verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince, kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 8/11/2022