Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/24 E. 2023/494 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2021/24
Karar No: 2023/494
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 14/10/2020
Numarası: 2018/506 (E) – 2020/501 (K)
Birleşen İstanbul 10 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/974 (E) sayılı dava dosyasında:
Davanın Konusu: Rücuen Tazminat
Karar Tarihi: 21/3/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesini düzenleyen davacının, gerçekleşen riziko nedeniyle dava dışı üçüncü kişilere ödediği tazminatın, sigortalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, talebin yasal koşullarının gerçekleşmemesi nedeniyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; 4925 sayılı Karayolu Taşımacılık Kanununun 5 inci maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca, karayoluyla yük ve yolcu taşımacılığı faaliyetlerinde kullanılan ticari aaraçlarda kullanılan şoförlerin Sürücü Mesleki Yeterlilik Belgesini almalarının zorunlu olduğunu, Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin 34 üncü maddesinin e bendine göre de şoförlük mesleği bakımından bedeni ve psikoteknik açıdan sağlıklı olduklarını gösteren bir sağlık raporunu yetkili sağlık kuruluşlarından her beş yılda bir almaları gerektiğini, dava konusu kazada %25 oranında kusurlu olduğu saptanan sigortalı araç sürücüsünün SRC ve psikoteknik yeterlilik belgelerinin bulunmadığını, bu itibarla sigortalı araç sürücüsünün yasal olarak kazaya konu aracı kullanabilecek yeterliliğe sahip olmadığı sonucunun ortaya çıktığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355 inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Davalı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile davacı … Sigorta AŞ arasında … plakalı otobüse ilişkin, 4/1/2010 başlangıç, 4/1/2011 bitiş tarihli ZMSS poliçesinin 4/1/2010 günü akdedildiği, davacıya sigortalı dava dışı … adındaki kişinin yönetimindeki otobüsün 1/5/2010 günü çarptığı … adındaki kişinin yaralanması nedeniyle davacı sigorta şirketi tarafından 78.064,00 TL’nin 13/5/2018 günü ödendiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Somut olayda tartışılması gereken hukuki sorun, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında (…) öngörülen sigortalıya rücu koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkindir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında sigortacının rücu hakkı, KTK’nin 95 inci maddesinin 2 nci fıkrası ile …’de düzenlemeye tabi tutulmuştur. Bu tür davalarda sigortacı KTK’nin 95 inci maddesinin 2 nci fıkrası gereğince tazminat yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılmasına ilişkin halleri üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceğinden zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre kendi sigorta ettirenine rücu edebilir. ZMSS poliçesinin akdedildiği ve rizikonun meydana geldiği tarihte yürülükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının, “Zarar Görenin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının İşletene Rücu Hakkı” başlıklı B.4 üncü maddesinin “c” bendi uyarınca, tazminatı gerektiren olay, Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan kimseler tarafından sevk edilmesi sonucunda meydana gelmiş ise ödemede bulunan sigortacı, sigorta ettirene rücu edebilir. Poliçenin tanzim tarihinde ve olayın meydana geldiği günde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (TTK) 1409 uncu maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumlu olduğu gibi aynı maddenin 2 nci fıkrası hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanmalıdır. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin …’nin, A.6 ncı maddesinde sayılan teminat dışında kalan haller ile B.4 üncü maddesinde sayılan zarar görenlerin haklarının saklı tutulması ve sigortacının sigortalıya rücu hakkı kapsamında olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı, …’nin, A.6 ncı ve B.4 üncü maddeleri ve TTK’nin 1446 ncı maddesinin, 2 nci fıkrası uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar yükümlülüğünü kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içindeymiş gibi ihbar ederse ispat yükü yer değiştirir. Bu durumda oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer. Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; kazaya karışan otobüsü kullanma yetkisi veren “E” sınıfı sürücü belgesi bulunan davalıya ZMSS poliçesiyle sigortalı otobüs sürücüsü dava dışı …’ın, SRC belgesinin bulunmaması …’nin B.4 üncü maddesinde rücu nedenleri arasında gösterilmediğinin anlaşılması karşısında davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin hükmüne yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b/1 inci maddesi gereğince esastan reddine,2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan toplam 108,80 TL istinaf karar ve ilam harcı mahsup edilerek, bakiye 71,10 TL istinaf karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davacının istinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle harcadığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333 üncü maddesinin, 1 inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 21/3/2023