Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/2237 E. 2022/304 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/2237
KARAR NO: 2022/304
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/09/2021
NUMARASI: 2018/584 (E) 2021/729 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi tazminat
KARAR TARİHİ: 22/02/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20/01/2017 tarihinde, davalı nezdinde ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı, dava dışı … yönetimindeki … plakalı araç ile, müvekkilinin yolcu konumunda bulunduğu, dava dışı … yönetimindeki … plakalı aracın karıştığı trafik kazası sonucunda müvekkilinin yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 100,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince “davacının içinde bulunduğu araca çarpan diğer araç sürücüsü ile uzlaştığı, ilam mahiyetinde olan uzlaşma raporunun aksinin aynı kuvvetteki belge ile ispatlanması gerektiği, uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacağı ” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, tazminat hakkının kaybedilmesi için ayrıca ve açıkça maddi ve manevi tazminat istenmediğinin beyan edilmesi gerektiğini, uzlaştırma raporunda açıkça beyan edildiği üzere tarafların “adliyeye intikal eden bu dosyadan taraflar işi daha çok uzatmamak istemeleri” nedeniyle uzlaşma yoluna gittiklerinin anlaşılacağını, müvekkiline, imzaladığı bilgi formunun sonuçlarının açıkça anlatılmadığını, gerek müvekkilin henüz olayın etkisinde olmasından gerek ise normal bir vatandaş olarak uzlaşma kurumunun önemini bilmesinin beklenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, uzlaştırma raporunda müvekkili tarafından ayrıca ve açıkça şahsi haklarından vazgeçtiğine dair hiçbir bir beyan verilmediğini, edim talep edilmeksizin yapılan uzlaşmada davacının hiçbir zararının karşılanmadığını, 2918 sayılı Yasa’nın 111. maddesi uyarınca hukuki sorumluluğu kaldıran anlaşmaların geçersiz olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davalı … Sigorta AŞ tarafından ZMSS poliçesiyle sigortalanan dava dışı … yönetimindeki … plakalı araç ile davacının içinde yolcu olarak bulunduğu dava dışı … yönetimindeki … plakalı aracın karıştığı trafik kazası sonucunda davacının yaralandığı anlaşılmıştır. CMK’nın 253/19’uncu maddesine göre “Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır.” Somut olayda Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/3579 soruşturma sayılı dosyası üzerinden CMK’nın 253’üncü maddesi kapsamında uzlaştırma faaliyetlerinde bulunulduğu, davacıya uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacağının ve açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılacağının CMK’nın 253/5’inci maddesi uyarınca hatırlatıldığı, 16.06.2017 tarihli uzlaştırma raporuna göre müşteki … ile şüpheli …’ın uzlaştıkları, 05.07.2017 tarihinde Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca uzlaşmanın sağlanmış olması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür. Bu durumda, dava açılmadan önce soruşturma aşamasında davacı ile davalıya sigortalı araç sürücüsü arasında uzlaşma sağlandığı, CMK 253/19’uncu maddesine göre artık davacının tazminat davası açma hakkı bulunmadığı, uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen davalı ZMSS sigortacısına karşı da tazminat davası açılamayacağından açılan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunamamaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nin 361’inci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/02/2022