Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/2157 E. 2023/222 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2021/2157
Karar No: 2023/222
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 03/11/2020
Numarası: 2019/560 (E) 2020/736 (K)
Davanın Konusu: Maddi Tazminat
Karar Tarihi: 08/02/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 06/02/2014 tarihinde, davalı tarafa kasko sigortalı … plakalı çekicinin gerçekleştirmiş olduğu tek taraflı ve tam kusurlu trafik kazası sonucunda araçta yolcu konumunda bulunan …, çocuğu … ve kayınvalidesi …’nın vefat ettiğini, bu kaza neticesinde; davacı …’nın, İman …’yı kaybetmiş olmasından ötürü eşinin, …’yı kaybetmiş olmasından ötürü çocuğunun ve …’yı kaybetmiş olmasından ötürü annesinin, davacı … ve …’nın …’yı kaybetmiş olmalarından ötürü annelerinin, davacılar …, … ve …’nın …’yı kaybetmiş olmalarından ötürü annelerinin, davacı …’nın da …’yı kaybetmiş olmasından ötürü eşinin desteğinden yoksun kaldığını, davalı sigorta şirketi nezdinde düzenlenen birleşik kasko sigorta poliçesi kapsamında koltuk ferdi kaza teminatı bulunduğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik, davacı … için şimdilik 1.000 TL, … için 1.000 TL, … için 1.000 TL, … için 1.000 TL, … için 1.000, … için 1.000 TL, … için 1.000 TL olmak üzere toplam 7.000 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, öncelikle davacıların aynı taleplerini daha önce iki defa Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde ileri sürdüklerini, ilk taleplerin ileri sürüldüğü … E. numaralı dosyada İtiraz Hakem Heyeti’nce verilen hükmün müvekkili şirket tarafından temyiz edildiğini ve Yargıtay incelemesi halen devam ettiğinden davanın derdestlik nedeni ile reddi gerektiğini, davacının talebi koltuk ferdi kaza teminatına ilişkin olduğundan Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlarına göre 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek davanın zamanaşımı nedeni ile reddini, aksi kanaatte davanın esastan reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karara karşı istinaf başvurusunda bulunan davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kaza neticesinde davalı sigorta şirketine başvurularak 100.000 TL ödeme alındığını, ancak poliçe teminatının ölüm başına 100.000 TL olması ve kaza sonucu 3 kişinin vefat etmesi sebebiyle sigorta şirketi aleyhine tahkim yoluna gidildiğini, Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 2015/E.4225.5 E. sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucunda poliçenin ölüm başına 100.000 TL teminat sağladığı, üç kişinin vefat etmesi sebebiyle toplam teminat tutarının 300.000 TL olduğunun belirtildiğini, ancak başvuru yapılırken toplam miktarın tamamının talep edilmemesi ve ıslah için tarafına fırsat verilmeden hüküm tesis edilmesi sebebiyle sadece kısmi talep tutarları yönünden hüküm kurulduğunu ve … için 10.000 TL, … için 10.000 TL, … için 10.000 TL ve … için 10.000 TL’ye, … için 8.333,34 TL, … için 8.333,34 TL tazminata hükmedildiğini, … ve … için kurulan hüküm farkı kapattığı için işbu davada talep konusu yapılmadığını, itiraz hakem heyetince iki tarafın itirazlarının reddine karar verildiğini, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/3611 sayılı esas sayılı ilamı ile de temyiz dilekçesinin kesinlik nedeniyle reddine karar verildiğini ve sigorta şirketince ödeme yapıldığını, alacağın tamamına hükmedilmemesi sebebiyle 02.02.2016 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 2016.E.2714 E. Sayılı dosyasıyla ek alacak talebinde bulunulduğunu ancak başvurunun reddine karar verildiğini, itiraz hakem heyeti incelemesinde de aynı sonuç çıkması üzerine kararın istinaf edildiğini ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 2017/553 E. 2017/823 K sayılı ilamıyla işbu kararın bozulduğunu ve dosyanın itiraz hakem heyetine gönderildiğini, ancak aynı olay ile ilgili iki başvuru bulunması ve verilen kararların birbiri ile çelişmesi, kesin hüküm ve kesin delil açısından birbirlerini etkilemeleri sebebiyle, Yargıtay incelemesinde bulunan Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 2015/E.4225.5 E. Sayılı dosyasının (ilk başvuru) kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması kanaatine varılarak, itiraz hakem heyetinin 4 aylık yasal yargılama süresi içerisinde karar verilmesinin mümkün olmaması sebebiyle de dosyanın esası hakkında karar verilmeden yetkili ve görevli mahkemede yargılama yapılması için dosyanın iadesine karar verildiğini, akabinde iş bu davanın açıldığını, dolayısıyla STK 2016.E.2714 sayılı dosyadan el çekme kararı neticesinde ikame edilen bu davanın ek tahkim dosyasının devamı niteliğinde olduğundan zamanaşımı süresi için 2016.E.2714 sayılı dosyanın başvuru tarihinin ele alınması gerektiğini, TBK m.154/2 uyarınca zamanaşımının kesilmiş olması durumunda sürenin en baştan tekrar işlemeye başlayacağını, İtiraz Hakem Heyetince verilen el çekme kararının hakem saklama dosyası olan İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/2577 D.İş sayılı dosyasından tarafına tebligat yapılmadığından TBK m.158 uyarınca 60 günlük ek sürenin işlemeye başlamadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle birleşik kasko sigorta poliçesi “genişletilmiş kasko” kapsamında yer alan ferdi koltuk kaza teminatı uyarınca maddi tazminat istemine ilişkindir. Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlarının 20. maddesine göre sigorta sözleşmelerinden doğan tüm talepler iki yılda zamanaşımına uğrar. Dosya kapsamından, 06/02/2014 tarihinde, davalıya kasko sigortalı çekicinin tek taraflı kaza yapması sonucu araçta yolcu konumunda bulunan davacıların yakınları …, … ve …’nın vefat ettiği, davacılar vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde daha önce 2015/E.4225 sayılı dosya ile yapılan başvurunun üzerinde kalan zararları için 02/02/2016 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurduğu, Uyuşmazlık Hakem Heyeti’nce verilen 2016.E.2714 E. K.2016/18226 sayılı başvurunun reddi kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyeti’nce itirazın reddine karar verildiği bu kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 2017/533 E. 2017/823 K. sayılı kararı ile kaldırılması üzerine İtiraz Hakem Heyeti’nce Sigortacılık Kanunu 30/16. maddesi uyarınca mevcut şartlar altında yargılamanın kanuni süresi içerisinde sonlandırılamayacağı anlaşıldığından dosyanın esası hakkında karar verilmeden yetkili ve görevli mahkemede yargılamanın yapılması için dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonuna iade edilmesine karar verilmiş, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararı Komisyonca taraflara iadeli taahhütlü posta yoluyla tebliğe çıkartılmıştır. STK İtiraz Hakem Heyeti kararının saklanmak üzere tevdi edildiği mahkeme olan İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/2577 D.İş sayılı kararında her ne kadar hakem kurulunca verilen karar taraflara tebliğ edilmiş olduğundan hakem heyetinin kararının saklanmasına ve esasın bu şekilde kapatılmasına karar verilmiş ise de 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 23. fıkrasında, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun hükümlerinin sigortacılıktaki tahkim hakkında da kıyasen uygulanacağı belirtilmiş, karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın tahkim usulüne ilişkin tebligatı düzenleyen 438. maddesinde de, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça tebligatın 11/02/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılacağı düzenlenmiştir. Bu itibarla hakem kararı kendisine verilen mahkeme, hakem kararının kendisine verildiğini ve kararın neden ibaret olduğunu iki tarafa da yazılı olarak tebliğ etmelidir. Somut olayda İtiraz Hakem Heyeti kararını taraflara tebliğ etmek ve saklamakla görevli İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesince İHH kararı davacı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiştir.Hakem kararının saklanmak üzere tevdi edildiği mahkemece davacı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmamış olması nedeniyle davacı tarafın en geç eldeki davanın açıldığı tarih olan 14/08/2018 tarihinde İtiraz Hakem Heyeti kararını öğrendiği kabul edilmelidir. TBK’nın “Davanın reddinde ek süre” başlıklı 158. maddesine göre dava veya def’i; mahkemenin yetkili veya görevli olmaması ya da düzeltilebilecek bir yanlışlık yapılması yahut vaktinden önce açılmış olması nedeniyle reddedilmiş olup da o arada zamanaşımı veya hak düşürücü süre dolmuşsa, alacaklı altmış günlük ek süre içinde haklarını kullanabilir. Bu durumda, İlk Derece Mahkemesince, İtiraz Hakem Heyeti’nce verilen kararın niteliği (yargılamanın kanuni süresi içerisinde sonlandırılamaması nedeniyle dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonuna iade edilmesi) ve TBK’nın 158. maddesi gözetilerek davacı tarafın altmış günlük ek süre içinde davayı açtığı kabul edilerek davalının zamanaşımı def’inin reddine karar verilerek işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,5-Davacılar tarafından sarfedilen istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf talep edenler tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.8/2/2023