Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/2135 E. 2023/828 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/2135
KARAR NO: 2023/828
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/06/2021
NUMARASI: 2017/1025 Esas – 2021/449 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/05/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 54. maddesi kapsamında, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince 23/06/2021tarihli kararıyla; “Davanın kısmen kabulü ile; Yolcu taşıma sigorta poliçesi kapsamında kalmak kaydıyla 7.100,11 TL cismani zararın 26/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine, Ferdi kaza sigortası poliçesi kapsamında 68.570,47 TL’nin 26/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin kısmın reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası yönünden maluliyet oranının %50 olduğunun kabul edilerek tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, anılan sigorta poliçesindeki sakatlık teminatı tablosuna göre; dirsek hareketinin tamamen kaybı halinde sağ dirsek için %20 ve sol dirsek için %15, bilek hareketinin tamamen kaybı halinde sağ bilek için %20 ve sol bilek için %15, baş parmak ile beraber işaret parmağından başka bir parmağın kaybı halinde sağ için %25 ve sol için %20 şeklinde oranlar belirlendiğini, tablodan da görüldüğü üzere, organların tamamen kaybı halinde bu oranların verilebileceğini, somut olayda davacıda hareket kısıtlılığı olduğunu, tamamen kayıp söz konusu olmadığını, bu yönü ile Mahkemece dikkate alınan raporun hatalı olduğunu, kaldı ki davacının 72 yaşında olduğunu, yaşı gereği mevcut arazlarına karşılık gelen tutarlar yönünden müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, yalnızca kaza ile illiyeti bulunan arazların, kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelikler uyarınca belirlenmesi için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini; davacıya dava konusu talebiyle ilgili 17/05/2017 tarihinde 14.000 TL ödeme yapılarak sorumluluğun yerine getirildiğini, öncelikle bu nedenle talebin reddine karar verilmesi gerektiğini; zorunlu taşımacılık sigortası nedeniyle talebi yönünden ise; TRAMER sisteminde yapılan incelemede … plakalı aracın ZMSS poliçesini düzenleyen … Sigorta AŞ. nezdinde açık hasar dosyasının bulunduğunun görüldüğünü, bu nedenle, davanın … Sigorta AŞ.’ye ihbar edilmesi için dilekçe verildiğini, ancak, bu talepleri ile ilgili işlem yapılmadığını ve … Sigorta AŞ. tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının sorulmadığını, eksik inceleme sonucunda karar verildiğini, zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası poliçelerinin iptal edilmesi sebebiyle, sorumluluk ZMSS poliçesinde olduğundan, husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, tazminat hesaplamasının TRH 2010 ve %1,8 teknik faiz dikkate alınarak yapılması gerektiğini, dava dilekçesinde geçici iş göremezlik zararı talep edilmediğini, bu talep yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik zararının teminat dışı olduğunu, müvekkili şirket tarafından yapılan ödemenin yeterli olduğunu; davacının maluliyeti bulunmadığı gibi maluliyet raporunun da hatalı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, kazanın meydana gelmesinde davacının ağır kusuru mevcut olup bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, rapor hesap tarihi itibarı ile güncel değerler üzerinden tazminat hesabı yapıldığından, davacının faiz talebinin yerinde olmadığını, ancak rapor hesap tarihinden itibaren faiz talep edebilme imkanının bulunduğunu, hesaplanan tazminatın olması gerekenin çok üzerinde olduğunu, avans faiz işletilmesinin hatalı olduğunu, temerrüt tarihinin hatalı olarak belirlendiğini, hesaplanan harç ve vekalet ücretlerinin, olması gerekenin çok üzerinde olduğunu, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 21/01/2016 tarihinde, davalı nezdinde zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigorta poliçesi ve karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı şehirler arası otobüs niteliğindeki aracın tek taraflı ve sürücüsünün tam kusuru nedeniyle kaza yapması neticesinde, araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı; dava öncesinde davacı tarafça her iki sigorta poliçesine dayanılarak tazminat talebinde bulunulması üzerine, davalı Sigorta Şirketi tarafından davacıya karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası kapsamında 26/05/2017 tarihinde 14.000 TL, zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası kapsamında ise 05/06/2017 tarihinde 11.130 TL tazminat ödendiği; 14/11/2017 tarihinde açılan eldeki davada yapılan ödemelerin yetersiz görülerek, her iki poliçe nedeniyle bakiye tazminat talep edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 30/11/2018 tarihli raporunda; davacının dava konusu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre %15 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir. Ferdi kaza sigortaları, can sigortası türlerinden olup, meblağ sigortası olması itibariyle de, ölüm halinde limit kadar olmak üzere maktu; yaralanma halinde ise yapılan tedavi giderleri bakımından buna ilişkin limiti geçmemek üzere ve yapılan harcama kadar nispi; sürekli sakatlık halinde ise, sakat kalma oranı ve sakatlığın derecesine göre limitin belli oranı olmak üzere, sigorta bedelinin ödenmesini gerektirir. Uyuşmazlık halinde bu yönlerin ispatlanması yeterli olup, gerçek zararın hesaplatılmasına girişilmeksizin, tespit edilecek bu miktarların aynen ödenmesi gerekmektedir. Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlar B.1.1 maddesi 1.fıkrasında: “İşbu poliçe ile temin edilen bir kaza, sigortalının derhal veya kaza tarihinden itibaren iki sene zarfında daimi surette maluliyetine sebebiyet verdiği takdirde tıbbi tedavinin sona ermesini ve daimi maluliyetin kat’i surette tesbitini müteakip, daimi maluliyet sigorta bedeli aşağıda münderiç nisbetler dahilinde kendisine ödenir.” denildikten sonra, (36) satırdan oluşan bir tabloya yer verilmiş, daha sonrasında yer alan fıkrada ise “Yukarıdaki cetvelde zikredilmemiş bulunan maluliyetlerin nisbeti, daha az vahim olsalar bile, bunların ehemmiyet derecelerine göre ve cetvelde yazılı nisbetlere kıyasen tayin olunur.” denilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece karara dayanak yapılan 24/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda; davacıda gerçekleşen rahatsızlıklar sol dirsek, sol el bileği, sol el baş parmak ile sol el küçük parmakları hareketlerinde ileri derecede kısıtlılıklar ve bu bölgelerdeki dokuların önemli kayıpları nedeniyle tabloda yer alan ve “dirsek hareketinin tamamen kaybı, bilek hareketinin tamamen kaybı, baş parmak ile beraber işaret parmağından başka bir parmağın tamamen kaybı” şekilinde tanımlanan sakatlık durumunun Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları 8. maddesinde belirtilen tablo dikkate alındığında maluliyet oranının toplamda %50 oranında bulunduğu ve bu şekilde değerlendirilmesi gerekeceği mütalaa edilmiştir. Her iki sigorta poliçesi yönünden alınan (yukarıda belirtilen) maluliyet raporları dikkate alınarak düzenlenen 23/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda ise; davacının,zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası poliçesi kapsamında talep edebileceği bakiye geçici iş göremezlik zararının 4.709,84 TL, kalıcı iş göremezlik zararının 2.390,27 TL olmak üzere toplam bakiye zararının 7.100 TL; zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası kapsamında talep edebileceği bakiye zararının 68.570,47 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Yukarıda belirtilen maluliyet ve zarara ilişkin bilirkişi raporlarının yapılan incelenmesinde; maluliyet raporlarının, uygulanması gereken geçerli yönetmelik hükümleri dikkate alınarak düzenlendiği; zarar raporunun HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullar ile yargısal uygulama ve ilkelere uygun olarak düzenlendiği, dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu kanısına varıldığından, bu yönlere ilişkin itirazlar yerinde görülmemiştir. Ayrıca, dava dilekçesinde sakatlık tazminatı adı altında geçici-kalıcı iş göremezlik zararı bir bütün olarak talep edildiğine, geçici iş göremezlik zararından sigorta şirketlerinin sorumluluğunun devam ettiğine, kazaya karışan aracın ticari nitelikte şehirler arası yolcu otobüsü olduğundan avans faizine temerrüt tarihinden hükmedilmesi doğru olduğuna, olayda müterafik kusur koşullar olmadığına göre; bu yönlere ilişkin itirazlarda da isabet bulunmamaktadır. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine,2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 5.169,06 TL harçtan, peşin alınan 1.292,26‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 3.876,8‬TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.16/05/2023