Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/194 E. 2023/839 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2021/194
Karar No: 2023/839
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 27/10/2020
Numarası: 2017/1056 (E) – 2020/659 (K)
Davanın Konusu: Maddi ve Manevi Tazminat
Karar Tarihi: 23/5/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, davalı sigorta şirketi ile sulh olan davacının maddi tazminat davası yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, manevi tazminat davasının reddine, konusuz kalan manevi tazminat davasında vekâlet ücreti bakımından hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalılar … ve … Ticaret Sanayi Limited Şirketi vekili dilekçesinde özetle; yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre müvekkillerinin tamamen kusursuz olduğunu, ancak ilk derece mahkemesince hukuka aykırı biçimde müvekkilleri lehine vekâlet ücretine hükmedilmediğini, kaldı ki müvekkilleriyle davacı arasında maddi tazminat konusunda herhangi bir sulh anlaşmasının bulunmadığını, ancak mahkemenin davanın açılmasına müvekkillerinin neden olmadığı konusunu dikkate almadan konusuz kalması nedeniyle vekâlet ücreti bakımından hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verildiğini, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret konusunu düzenleyen 6 ncı maddesinde açıkça davanın konusuz kalması durumunda davanın açılmasına neden olmayan davalı bakımından ücret tarifesinde belirlenen ücretin tamamına hükmedileceğinin düzenlendiğini; yerel mahkeme tarafından davacının manevi tazminat talebi bakımından davanın tamamen reddine karar verilmesine karşın müvekkilleri lehine vekâlet ücretine hükmedilmediğini, yasal düzenlemeler ve Yargıtay kararlarıyla sabit olduğu üzere davanın reddi durumunda AAÜT’de belirlenen ücretin tamamına hak kazanılacağını, bu yönüyle yerel mahkeme kararında maddi ve manevi tazminat taleplerine yönelik müvekkilleri lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355 inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Eldeki davada vekâletnamesinde davadan feragat yetkisi bulunan davacı … vekili Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi vasıtasıyla 11/2/2020 günü sunduğu dilekçeyle sulh oldukları davalılardan … Sigorta AŞ tarafından imzalanan protokolde belirtilen tutarların ödenmesi nedeniyle adı geçen sigorta şirketi hakkındaki davadan feragat ettiklerini beyan etmiş; ilk derece mahkemesince, davacı …’ın 186.871,31 TL olarak hesaplanan sürekli iş göremezlik tazminatının dava dışı …’un yönetimindeki … plakalı otomobilin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesini düzenleyen davalı … Sigorta AŞ’nin sakatlık teminatı kapsamında sorumlu olduğu 268.000,00 TL limit içerisinde; 3.628,40 TL olarak hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatının ise davalı … Sigorta AŞ’nin tedavi gideri teminatı kapsamında sorumlu olduğu 268.000,00 TL limit içerisinde kaldığı gerekçesiyle maddi tazminat davası yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına; manevi tazminat davası bakımından ise eldeki davanın ayrıldığı İstanbul 14 üncü Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/145 (E) sayılı davasında hüküm verildiğinden söz edilerek yerinde görülmeyen manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir. Diğer bir anlatımla manevi tazminat davası yönünden davanın reddine ilişkin karar, davacının haksız olduğuna ilişkin olmayıp manevi tazminatın eldeki davanın ayrıldığı 2015/145 (E) sayılı davada manevi tazminata hükmolunması gerekçesine dayandığından, manevi tazminat davasının reddi kararı, davanın esastan reddi kararı niteliğinde değildir. HMK’nin 331 inci maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. İlk derece mahkemesinin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 6 ncı maddesi gereğince, anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, bu Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur.Somut uyuşmazlıkta dava dışı sürücü …’un yönetimindeki … plakalı otomobilde yolcu olarak bulunan davacı …’ın 11/8/2014 günü meydana gelen kaza sonucu Adli Tıp Kurumu (ATK) Adli Tıp 2 nci Üst Kurulunun raporuna göre Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak Balthazard formülüne göre %23,24, E cetveline göre ise %22 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacak biçimde yaralandığı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği bildirilmiş; diğer yandan bilirkişiler tarafından düzenlenen 2/1/2020 tarihli raporda davalı … Ticaret Sanayi Limited Şirketi’ne ait 12 AR 424 plakalı kamyon sürücüsü davalı …’ın kusurunun bulunmadığı belirtilmiş olmakla birlikte, aynı rapor içeriğinde ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından ağır ceza mahkemesi için düzenlenen raporda, kamyonun arka ışık donanımı çalışmasına karşın, ışıkların kamyon kasasına göre daha içeride kalmasına göre zor fark edilmesinin kazada etkisi olduğu ve buna göre kamyon sürücüsünün tali kusurlu olduğu vurgulanmıştır. Nitekim aynı olay nedeniyle açılan ve eldeki davanın önce birleştirilip sonra ayrıldığı İstanbul 14 üncü Asliye Ticaret Mahkemesinin 4/2/2020 gün ve 2015/145 (E) – 2020/108 (K) sayılı kararının istinaf kanun yolu incelemesi nedeniyle verilen Dairemizin 25/4/2022 tarihli kararı ile de ” … davaya konu 11/8/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasından ötürü Elazığ 1 inci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 2015/207 (E) sayılı davada ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda, otomobili ile gece vakti meskun mahal dışında devlet karayolunda seyir halinde iken seyrine yeterli özeni göstermeyen, yola gereken dikkati vermeyen, önünde aynı istikamette seyir halinde bulunan bir aracı sollayıp tekrar şeridine dönmekte olduğu sırada bu şeritte aynı istikamette seyretmekte olan kamyonu zamanında fark etmeyerek kamyonun sol arka kısmına çarpan dava dışı sürücü …’un dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile asli derecede kusurlu; idaresindeki kamyon ile gece vakti aydınlatma bulunmayan meskun mahal dışında devlet karayolunda seyir halinde iken kamyonun fark edilebilirliğinin olması gerekenden az bulunması nedeniyle tali kusurlu olduğu bildirilmiş, yapılan yargılamada davalı … ile dava dışı …’un taksirle ölüme ve yaralamaya neden olmak suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 85 inci maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca ayrı ayrı mahkûmiyetlerine ilişkin Elazığ 1 inci Ağır Ceza Mahkemesinin 19/11/2015 gün ve 2015/207 (E) – 2015/334 (K) sayılı hükmünün adları geçenler tarafından temyiz kanun yolu başvurusu üzerine Yargıtay 12 nci Ceza Dairesi’nin 17/6/2020 gün ve 2019/5720 (E) – 2020/3680 (K) sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği …” belirtilerek anılan karar; ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen rapor ile eldeki davada tahkikat aşamasında bilirkişi tarafından düzenlenen rapor arasındaki çelişkinin, İTÜ Makine Mühendisliği (veya Ulaştırma Mühendisliği) Fakültesinden seçilecek bilirkişilerden yahut Karayolları Fen Heyetinden oluşturulacak bilirkişi kurulundan alınacak raporla giderilmesi gerektiği gerekçesiyle HMK’nin 353/1-a/6 ncı maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiştir.Bu itibarla davacı …’ın, taksirle ölüme olma suçundan mahkûmiyetine hükmolunan davalı sürücü … ile davalı işleten … Ticaret Sanayi Limited Şirketi’ne karşı eldeki maddi ve manevi tazminat davasını açmakta haklı olmadığı söylenemeyeceğinden, davalılar … ve … Ticaret Sanayi Limited Şirketi lehine vekâlet ücretine hükmolunmamasında isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalılar … ve … Sanayi Limited Şirketi vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin hükmüne yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b/1 inci maddesi gereğince esastan reddine,2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcı mahsup edilerek, bakiye 125,50 TL istinaf karar ve ilam harcının davalılar … ve … Ticaret Sanayi Limited Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davalılar … ve … Sanayi Limited Şirketi’nin istinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle harcadıkları yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333 üncü maddesinin, 1 inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/5/2023