Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/1909 E. 2021/1928 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/1909
KARAR NO: 2021/1928
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/02/2021
NUMARASI: 2017/225 (E) 2021/77 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 15/12/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalıların murisi olan …’ın, müvekkil şirket tarafından trafik sigortasıyla teminat altına alınan araç ile tek taraflı bir şekilde yapmış olduğu trafik kazasında vefat ettiğini, vefat hadisesi nedeniyle …’ın mirasçılarına müvekkil şirket tarafından ödeme yapıldığını, aracın alkollü olarak kullanılması nedeniyle sigorta genel şartları B.4.d maddesi uyarınca rücu haklarının doğuduğunu belirterek 56.334,38 TL’nin faiziyle birlikte …’ın mirasçıları olan davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili cevabında, müeveffa …’ın mirasçıları olan müvekkillerinin mirası reddettiklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davacının trafik sigortası genel şartları gereğince ancak sigorta ettirenine rücu edeceği, ne var ki davacının dayandığı trafik sigorta poliçesinde sigorta ettiren olarak gözüken kişinin, kazada ölen … olmayıp, dava dışı … olduğu gerekçesiyle davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, mahkemenin, sigorta ettiren kişinin kim olduğu konusunda yanıldığını, sigorta ettiren şahsın … olmayıp, kazada vefat eden … olduğunu, kabul şekli bakımından ise husumet nedeniyle verilen ret kararına karşılık nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, ZMSS poliçesi gereği ödeme yapan sigortacının ödediği bedeli, alkollü araç kullanımı nedeniyle davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir. KTK 95. maddesine uygun bir şekilde düzenlenen kaza tarihindeki trafik sigortası genel şartlarının (ZMMS) B.4. maddesi uyarınca sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği ve ödemede bulunan sigortacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebileceği açıklanmış, “d” bendinde ise tazminatı gerektiren olayın, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri gelmesi hali rücu sebebi olarak düzenlenmiştir. İlk derece mahkemesince, araçı sigorta ettiren kişinin, dava dışı bir başka kişi olduğu kabul edilerek davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş ise de; sigorta ettiren kişinin kim olduğu hususu dosya içeriğinden tam olarak anlaşılamamaktadır. Şöyle ki; Dosyada mübrez … numaralı trafik sigorta (ZMMS) poliçesinde, sigortalı olarak gözüken … yanında sigorta ettiren kişinin, davalıların murisi .. olduğu, kaza tespit tutanağında da yazılı olan poliçe numarasının, mezkur numara olduğu, davacı vekili tarafından sonradan sunulan … numaralı poliçede ise sigorta ettiren bakımından herhangi bir bilgi bulunmadığı görülmektedir. O halde, kaza tarihi itibarıyla … plaka sayılı araca ilişkin düzenlenen poliçenin sigortalısı olarak gözüken … haricinde aracın sigorta ettireninin bulunup bulunmadığı, sigorta ettirenin varlığı halinde bu kişinin, davalıların murisi olan … olup olmadığı araştırılarak … olduğunun anlaşılması durumunda TMK’nın 612 ve 614. maddeleri uyarınca murisin en yakın mirasçıları olan anne baba tarafından mirasın reddedilmesi ve sonradan gelen mirasçılar yararına reddedilme halinin de söz konusu olmaması nedeniyle (anne baba tarafından yapılan reddi mirasın kesinleşmesi sonrasında) mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesinin gerektiği, bu minvalde olmak üzere sulh hukuk hakimine ihbarda bulunularak mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesinin sağlanması, anılan mahkemece atanacak ve yetkilendirilecek tereke temsilcisi huzuru ile de davaya devam olunması (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1553 Esas- 2021/3104; aynı Daire 2010/7359 Esas 2011/1625 Karar sayılı kararları) gerektiği gözetilmek suretiyle yargılamaya devamla bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi amacıyla dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/6. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, 3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 4-Peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istinaf kanun yoluna başvurana iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dair, 6100 sayılı HMK’nun 7251/39 md. ile değişik 362/1-g maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliğiyle karar verildi. 15/12/2021