Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/1791 E. 2023/904 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/1791
KARAR NO: 2023/904
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 29/03/2021
NUMARASI: 2020/84 (E) – 2021/293 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 26/05/2023
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı sürücü …’nin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile Barbaros caddesinden karşı yola geçmek isteyen davacı yayaya çarpması sonucunda hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanmasından kaynaklı 30.000 TL manevi tazminat ile bedensel zarar yönünden şimdilik 2.500 TL maddi tazminatın hüküm altına alınmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı sigorta şirketi vekili davanın reddini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, 12.343,36 TL bedelin kararda belirtilen faiz başlangıç tarihlerinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; 2.500 TL manevi tazminatın ise davalı …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili, davacının ıslah dilekçesinde bakıcı gideri talep ettiğini, sürekli iş göremezlik talebi olmamasına rağmen dava konusu olmayan sürekli iş göremezlik tazminatına hükmedildiğini, kabul şekli bakımından da bakıcı ihtiyacı olup olmadığı hususunun belirlenmediğini, sigortalı araç sürücüsüne %15 kusur verilmiş olmasına rağmen %25 kusur oranı üzerinden karar verildiğini, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun da bulunmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. 1-Davalı vekilinin bakıcı gideri tazminatı istemine ilişkin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; HMK’nın 341/2. fıkrasına göre miktar veya değeri 3.000 Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Aynı yasa maddesinin 3. fıkrasında ise alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda asıl talebin kabul edilmeyen bölümünün kesinlik sınırı üzerinde kalması gerektiği açıklanmıştır. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu mahkeme hükmünün verildiği 2021 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 5.880 TL olacaktır. Somut olayda istinafa başvuran davalı taraf aleyhine hükmedilen miktar 2.542,42 TL olup; uyuşmazlığa ilişkin verilen karar davalı bakımından istinaf kesinlik sınırının altında kalmaktadır.Bu durumda davalı vekilinin bakıcı giderine ilişkin istinaf başvurusunun kesinlik nedeniyle reddi gerekmektedir.2-Davalı vekilinin 9.800,92 TL tutarındaki sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi;Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Her ne kadar davacı vekili ıslah dilekçesinde, sadece bakıcı giderinden bahsetmiş ise de, dava dilekçesi, bilirkişi raporu, maluliyet raporu ve aşamalardaki beyanlarına göre, mahkemece talebin sürekli iş göremezlik zararı ve bakıcı giderine ilişkin olduğu kabul edilerek karar verilmiş olmasında usule aykırılık bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesince “… dosya arasına alınan Asliye Ceza Mahkemesi’nin dosyası ve tüm dosya kapsamında davalı …’nin kullandığı motosiklet ile yaya olan davacıya çarparak yaraladığı kabul edilmiş, ceza mahkemesinde düzenlenen raporda davalının tali kusurlu olduğunun belirtilmesi, trafik bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda davalının %30 oranında kusurlu olduğunun tespit edilmesi, Adli Tıp tarafından düzenlenen raporda davalının %15 oranında kusurlu olduğunun tespit edilmesi gözetilerek ve kusur oranının hakim tarafından tespit edilmesinin gerekmesi nedeniyle, düzenlenen tüm raporlar ve kazanın oluş şekli gözetilerek meydana gelen kazada davacının %75 oranında, davalının %25 oranında kusurlu olduğu” şeklinde ortaya konulan gerekçe ile kusur durumuna ilişkin ne şekilde kanaate ulaşıldığı açıklanmak suretiyle karar verildiği görülmektedir. İlk derece mahkemesince, farklı oranlarda tali kusur izafe eden bilirkişi raporları değerlendirilmek suretiyle davalıya izafe edilmesi gereken tali kusur oranının belirlenmiş olmasında, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı araç sürücüsünün tali kusurlu olup olmadığı hususunun belirlenmesi uzmanlık gerektirebilir ise de; tali kusur oranının belirlenmesi işinin hakime ait olduğu, dolayısıyla kabul edilen oluşa uygun kusur oranı üzerinden 10/02/2021 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplama esas alınarak sürekli iş göremezlik tazminatının belirlenmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi uyarınca davalı vekilinin sürekli iş göremezlik tazminatına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davalı vekilinin bakıcı gideri tazminatı istemine ilişkin istinaf başvurusunun HMK 352/1-b maddesi uyarınca kesinlik nedeniyle reddine, 3-Alınması gereken 1.013,95 TL istinaf karar harcından peşin alınan 253,49 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 760,46 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 4-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (bakıcı gideri ve sürekli iş göremezlik zararından oluşan maddi tazminat 12.343,36 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 26/05/2023