Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/1783 E. 2022/1099 K. 10.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/1783
KARAR NO: 2022/1099
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 07/06/2021
NUMARASI: 2016/1197 (E) – 2021/421 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi tazminat
KARAR TARİHİ: 10/6/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının yönetimindeki davalı … Sigorta AŞ’ye (eski unvanı … Sigorta AŞ) Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı … plakalı araçla seyir halinde iken, araçtaki bakım hataları ve rot boşluklarından kaynaklanan kaza sonucu yaralandığını, davalı … şirketinin icra takibine itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazında bulunarak müvekkiline sigortalı aracın sürücüsü olan davacının kendi kusurundan yararlanamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne, davalının İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … (E) sayılı icra takibine yönelik itirazının iptali ile takibin talepnamedeki koşullar ile devamına karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı … Sigorta AŞ vekili dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını; davanın kabulü anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limitiyle sınırlı olduğunu; sigortalı araç sürücüsü olan ve kendi kusurundan yararlanmak isteyen davacının talebinin sigorta teminatı dışında kaldığını; ZMSS poliçesinin üçüncü kişilerin zararını karşıladığını, sigortalı araç sürücünün üçüncü kişi konumunda olmadığını; davacının kullandığı araçla asli kusurlu olarak meydana gelen kaza sonucu maluliyeti nedeniyle davacının talep ettiği tazminattan işletenin, dolayısıyla onun sorumluluğunu üstlenen ZMSS poliçesini düzenleyen sigortacının sorumlu tutulmasının mümkün olamayacağını, geçici iş göremezliğe ilişkin talebin poliçe kapsamında bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemesi koşuluyla davacının gelir ve kazanç kaybı ile efor kaybı, yol, yemek, refakatçi gibi dolaylı zararlara yönelik taleplerinin teminat kapsamında olmadığını; müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirim yapılması ve iş kazası nedeniyle davacıya rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, icra inkar tazminatı talebinin haksız olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı istemine ilişkindir.Somut olayda davalı … Sigorta AŞ’ye ZMSS poliçesiyle sigortalı dava dışı işleten …’ne ait … plakalı kamyonla seyir halinde bulunan davacı sürücü …’ın, 12/11/2006 günü meydana gelen tek taraflı kazada yaralandığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dosyaya eklenen İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … (E) sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davacı … tarafından, davalı … Sigorta AŞ aleyhine 57.500,00 TL maddi tazminat, 31.730,55 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 89.230,55 TL alacağın tahsili amacıyla 31/10/2016 günü icra takibine başlandığı, ödeme emrini 3/11/2016 günü tebliğ alan davalı … Sigorta AŞ’nin vekili vasıtasıyla 9/11/2016 sunduğu dilekçeyle borca itiraz etmesi üzerine 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 66’ncı maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verildiği, eldeki itirazın iptali davasının ise aynı Kanunun 67’nci maddesinde öngörülen 1 yıllık süre içinde 6/12/2016 günü açıldığı anlaşılmıştır. Eldeki davada tartışılması gereken hukuki sorun davalıya ZMSS poliçesiyle sigortalı araç sürücüsü davalının tek taraflı kaza nedeniyle uğradığı zararın ZMSS teminatı kapsamında olup olmadığına ilişkindir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 91’inci maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca, işletenlerin, bu Kanunun 85’inci maddesinin 1’inci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur. Aynı Kanunun 85’inci maddesinin, 1’inci fıkrasında, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı belirtilmiş; anılan Kanunun 85’inci maddesinin son fıkrasında maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükmüne yer verilmiş; dava konusu rizikonun gerçekleştiği ve ZMSS poliçesinin akdedildiği tarihte yürürlükte bulunan Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1’inci maddesinde sigortanın kapsamı, “ … Sigortacı poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” biçiminde ifade edilmiştir. Öte yandan KTK’nin 85’inci maddesinin 4’üncü fıkrası uyarınca, işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. Aynı Kanunun 88’inci maddesinin 1’inci fıkrası gereğince de bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, aracın maliki olan işletenin, aracın sürücüsünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu, ZMSS’nin ise; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3’üncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve KTK’nin 91’inci maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca yapılması zorunlu bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde, davalıya ZMSS poliçesiyle sigortalı … plakalı kamyonun işleteni dava dışı …, kamyonun karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına ya da bir şeyin zarara uğramasına neden olması durumunda, zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı sürücüsünün kusuru gibi sorumlu olup, ZMSS poliçesi de işletenin üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu teminat altına almaktadır. Davacı vekilinin dava dilekçesinde ileri sürdüğü kazanın hafriyat aracının bakımsızlığından ve rot boşluklarından kaynaklandığına ilişkin sebepler davacı ile dava dışı işleten … arasındaki iç ilişki kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir anlatımla işleten, sürücünün kusuruyla üçüncü kişilere verdiği zarardan sorumlu olup ZMSS sigortacısı da işletene isabet eden sorumluluğu poliçede öngörülen limit dahilinde teminat altına alır. Bu itibarla zararı ZMSS poliçesiyle teminat altına alınan üçüncü kişi niteliğinde olmayan davacı sürücünün, trafik kazası nedeniyle uğradığı zararı davalı … şirketinden talep etme hakkı bulunmadığı gözetilmeden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne hükmolunması isabetsizdir. Kararın kaldırılma gerekçesine göre davalı vekilinin dilekçesinde ileri sürdüğü diğer istinaf nedenleri inceleme dışı bırakılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:A-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesinin kararının, HMK’nin 353/1-b/2’nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre:1-İtirazın iptali davasının reddine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 1.077,69 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 996,99‬ TL karar ve ilam harcının talep halinde davacıya geri verilmesine, 3-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13’üncü maddesinin 4’üncü fıkrası uyarınca 5.100,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davalı … Sigorta AŞ’ye verilmesine,4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 5-Harcanmayan gider avansının HMK’nin 333/1’inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, B-İstinaf incelemesi bakımından; 1-Davalı … Sigorta AŞ tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, talep halinde ilk derece mahkemesi tarafından geri verilmesine, 2-İstinaf aşamasında davalı … Sigorta AŞ tarafından sarf edilen posta ve tebligat gideri 46,27 TL, istinaf başvuru harcı 162,10 TL olmak üzere toplam 208,37 TL yargılama giderinin, davacı …’tan tahsil edilerek, davalı Türkiye Sigorta AŞ’ye verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.10/6/2022