Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/165 E. 2022/2026 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/165
KARAR NO: 2022/2026
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/12/2019
NUMARASI: 2017/871 Esas – 2019/1421 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 15/11/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 54. ve 56. maddeleri kapsamında, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi (geçici-kalıcı güç kaybı zararı) ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “1)Davalı … aleyhine açılan davanın reddine, 2)Davalılar … ve … aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, 3)Davacı … için 8.000,00 TL, davacı … Topçi için 4.000,00 TL ve davacı … için 4.000,00 TL olmak üzere toplam 16.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 15/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 4)Fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacılar vekili ile davalılar … ve … vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükmedilen manevi tazminat miktarlarının az olduğunu, yaralanan müvekkilinin iki bacağı arasında gözle görülür şekilde boyut farkının olduğunu, sürekli maluliyetinin bulunduğunu, bu nedenle Adli Tıp Kurumuna sevk edilerek sürekli iş göremezlik oranına ilişkin tespitin yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, olay tarihinde 12 yaşında olan müvekkilinin kaza nedeniyle efor kaybedeceğini, bu nedenle geçici iş göremezlik zararının kabul edilmesi gerektiğini belirtmiştir.Davalılar … ile … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükmedilen manevi tazminatların fazla olduğunu belirtmişlerdir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 15/11/2015 tarihinde, davalı …’nin ZMS sigortacısı, davalı …’in maliki ve davalı …’nun sürücüsü olduğu aracın yaya …’ye çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazası neticesinde, davacı …’nin yaralandığı; kazanın meydana gelmesinde, davalı sürücü …’nun %40, davacı …’nin %60 oranında kusurlu olduklarının tespit edildiği; işbu davada, davacı … için maddi tazminat ve 20.000 TL manevi tazminat ile …’nin anne ve babası olan diğer davacıların her biri için 10.000’er TL manevi tazminat talep edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece karara dayanak yapılan Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 30/07/2018 tarihli raporunda; kaza nedeniyle davacı …’nin yaralanmasının maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir. ATK raporunun yapılan incelenmesinde; raporun, bu tür olaylarda dikkate alınması gereken ve geçerli tek yönetmelik olan 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlendiği, denetim ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davacılar vekilinin bu yöne ilişkin itirazı kabul edilmemiştir. 30/09/2003 doğumlu davacı …’nin kaza tarihindeki yaşı (12) itibarı ile kazanç getiren herhangi bir işte çalışması sözkonusu olamayacağı ve bu yönden mahrum kalınan bir kazançtan bahsedilemeyeceğine göre; Mahkemece, davacı … için geçici iş göremezlik zararına hükmedilmemesi usul ve yasaya uygun olduğundan, davacılar vekilinin bu yöne ilişkin itirazı da yerinde görülmemiştir. Davacılar vekilinin manevi tazminat miktarlarının az; davalılar vekilinin ise çok olduğuna ilişkin itirazlarına gelince; kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacı …’nin yaralanmasının niteliği ile tedavi süreci, ATK raporu, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını tespit eden tutanaklar ile TBK’nın 56. maddesinde düzenlenen manevi tazminat müessesesinin amacı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacıların her biri için hükmedilen manevi tazminat miktarlarının, manevi tazminat müessesesinin amacına ve hakkaniyet ilkesine uygun düşmediği ve çok az olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davalılar vekilinin bu yöne ilişkin itirazının reddine, davacılar vekilinin ise kabulüne karar verilmiş ve takdiren davacı … için 20.000 TL, anne ve babası olan diğer davacıların her biri için 10.000’er TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekmiştir. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce aşağıdaki şekilde yeniden hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:A-Davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, B-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile,Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Maddi tazminat davasının reddine, 2-Davalılar … ve … aleyhine açılan manevi tazminat davasının kabulü ile, davacı … için 20.000 TL, davacı … için 10.000 TL ve davacı … için 10.000 TL tazminatın olay tarihi olan 15/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 3-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 2.732,4‬ TL harçtan, davacı tarafça peşin yatırılan 136,97 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.595,43‬ TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 4-Davacı tarafça sarf edilen 136,97 TL peşin harç, 600 TL bilirkişi ücreti, 436,50 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 1.173,47 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınarak 2,93 TL yargılama giderinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,5-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden, hükmedilen manevi tazminat miktarı üzerinden, Dairemizce kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 6-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden, reddedilen maddi tazminat miktarı (100 TL) nedeniyle, İlk Derece Mahkemesi kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT ‘nin 13/2. maddesi gereğince 100 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılara verilmesine, 7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, C-İstinaf İncelemesi Bakımından:1-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından iadesine,2-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, 3-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 1.092,96 TL harçtan, peşin alınan 480 TL’nin mahsubu ile bakiye 612,96‬ TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.15/11/2022