Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/160 E. 2023/198 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/160
KARAR NO: 2023/198
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/10/2019
NUMARASI: 2016/202 Esas – 2019/1063 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 31/01/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 54. ve 56. maddeleri kapsamında, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan güç kaybı tazminatı ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince 25/10/2019 tarihli kararıyla; “…Davacının diğer iki arkadaşı ile birlikte alkol alarak herhangi bir menfaat temin etmeden kendi isteği ile alkollü olan diğer arkadaşının sürmüş olduğu araca bindiği gözetildiğinde somut olayda hatır taşıması ve ortak kusurun bulunduğu dikkate alınarak hükme elverişli aktüer bilirkişi raporunda belirlenen davacının toplam 174.653,86 TL zararından hatır taşıması nedeniyle %20 ve ortak kusur nedeniyle %20 oranlarında ayrı ayrı Yargıtay içtihatları gereğince indirim yapılması neticesinde davacının toplam zararının 133.516,39 TL olduğu anlaşılmakla 133.516,39 TL’nin 24/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden (teminat limitiyle sınırlı olmak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçeyle; “1-Davacının davasının davalılar … ve … yönünden davanın feragat nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası yönünden reddine, 2-133.516,39 TL nin (alkol nedeniyle ortak kusur indirimi ve hatır taşıması indirimi dikkate alınarak) 24/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden (teminat limitiyle sınırlı olmak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili, davalı … vekili ve davalı … AŞ. vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalılar hakkında geçerli bir feragat beyanı olmadığından bir kısım davalılar açısından davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava açıldığını öğrenen Sigorta Şirketi dışındaki davalıların, müvekkiline zorla belge yazdırıp imzalatarak Mahkemeye sunduklarını, ayrıca, polise şikayete gitmesi halinde, kendisine zarar vereceklerini söyleyip kendisini ölümle tehdit ettiklerini, geçirdiği trafik kazası nedeniyle ayağı sakat olan müvekkilinin bu durumu hukukçulara sorduğunda, mahkemeye hitaben yazılmayan ve bizzat mahkemeye verilmeyen bir belgenin hukuki sonuç doğurmayacağını öğrendiğini ancak davalılardan korktuğundan polise gitmediğini, müvekkilinin gerçekten feragat etmek gibi bir niyeti olsaydı, ya bizzat mahkemeye gelip dilekçeyle başvurması ya da vekili vasıtasıyla feragat etmesi gerektiğini, durup dururken bir belge düzenleyip bunu davalılara ulaştırmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, feragatin, dilekçe veya yargıla sırasında sözlü olarak yapılması ve mahkemeye yöneltilmiş bir irade bayanı olması gerektiğini, böyle bir beyanın olmadığını, ayrıca, tazminat miktarı belirlenmeden, doğmamış haktan feragatin mümkün olmadığını, kazanın meydana gelmesinde davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığını, toplam %40 oranında hakkaniyet indirimi yapılmış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, en fazla %20 oranında indirim yapılması gerektiğini, hükmedilen tazminatın Mahkemece nasıl hesaplandığının denetime elverişli olmadığını, zira gerekçede belirtilen hatır indirimi yapıldığında, hükmolunan tazminat miktarından farklı tazminat miktarının ortaya çıktığını belirtmiştir. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili lehine vekalet ücreti verilmemesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. Ancak, davalı … vekiline istinaf başvurusu için gerekli posta gideri ve harcın ikmali için usulüne uygun olarak tebliğ edilen ihtarnameye rağmen bu davalı tarafından gerekli giderlerin yatırılmaması üzerine Mahkemece 25/12/2020 tarihli ek karar ile davalı …’nın istinaf talebinin reddine karar verilmiş ve ilgili karar davalı vekiline usulüne uygun tebliğ edilmesine karşılık, ek karara yönelik herhangi bir istinaf başvurusu yapılmamıştır. Davalı … AŞ. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuyla belirlenen tazminattan müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi nedeniyle toplam %40 oranında indirim yapılması gerekirken, her biri için ayrı ayrı %20’şer oranında indirim yapılmasının hatalı olduğunu; ayrıca bilirkişi raporuyla belirlenen 174.653,86 TL’lik tazminattan %20 hatır taşıması ve %20 müterafik kusur indirimi ayrı ayrı yapıldığında sonuç tazminat 111.778,47 TL olması gerekirken, 133.516,39 TL’ye hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 21/10/2015 tarihinde, davalı … AŞ.’nin ZMS sigortacısı, davalı …’nun maliki ve davalı …’nın sürücüsü olduğu … plakalı aracın, park halindeki dava dışı araçlara çarpması nedeniyle gerçekleşen trafik kazası neticesinde, … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı; 24/02/2016 tarihinde açılan eldeki davada davacı tarafça; HMK’nın 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası kapsamında 1.000 TL güç kaybı tazminatının tüm davalılardan; 70.000 TL manevi tazminatın ise sürücü ve işleten olan davalılardan tahsilinin talep edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. HMK’nın “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309. maddesinde; “Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince her ne kadar davalı … ve … hakkındaki maddi ve manevi tazminat davasına feragat nedeniyle reddine karar verilmiş ise de; dosyanın yapılan incelenmesinde davacı tarafça bu davalılar hakkında Mahkemeye hitaben yazılı ya da sözlü olarak feragatini içeren bir dilekçe ya da beyanın bulunmadığı; Mahkemece davadan feragat olarak nitelendirilen 29/02/2016 tarihli (“Ben …, yapılmış olan tırafik kazasından arkadaşlarımdan davacı olmuştum ama yanlış bir anlaşma olmuştur ve ben …dan – ve …dan davacı deyilim. Bu davalılardan maddi ve manevi tazminat taleplerinden feragat ediyorum. … 29-02-2016 imza”) şeklindeki adi yazılı belgenin ise Mahkemeye hitaben yazılan bir feragat beyanı olarak nitelendirilemeyeceği gibi henüz zarar belirlenmeden ve davanın açıldığı 24/02/2019 tarihinden birkaç gün sonra düzenlenen adi yazılı belgenin, Karayolları Trafik Kanunu’nun 111. maddesinde düzenlenen geçerli bir ibraname olarak da nitelendirilemeyeceği kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davacı vekilinin bu yöne ilişkin itirazları yerinde görülmüştür. Olayda müterafik kusur ve hatır taşıması olduğu her iki tarafın kabulündedir. Yargıtay ve Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre bilirkişi raporuyla belirlenen tazminattan müterafik kusur nedeniyle %20 ve sonrasında hatır taşıması nedeniyle %20 oranında indirim yapılmış olmasında herhangi bir hata bulunmamaktadır. Bu nedenle istinaf kanun yoluna başvuran tarafların bu oranlara ilişkin itirazları kabule şayan görülmemiştir. Ancak bilirkişi raporuyla davacının sürekli güç kaybı zararı 174.653,86 TL olarak belirlendiğine göre bu miktardan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldığında (174.653,86 – 34.930,77) maddi tazminat tutarı 139.723,09 TL olmakta; bu miktardan da %20 oranında hatır taşıması indirimi yapıldığında (139.723,09 – 27.944,61) ise 111.778,48 TL olmaktadır. Bir başka deyişle Mahkemece 111.778,48 TL maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yukarıda belirtildiği şekilde 133.516,39 TL’ye hükmedilmiş olması doğru olmadığından, bu yöne ilişkin itiraz yerinde görülmüştür. Davacının manevi tazminat istemine gelince; davacının yaralanmasının niteliği, maluliyet raporu (%18 oranında kalıcı maluliyet – 9 ay iyileşme süreli), kusur durumu, müterafik kusur ve hatır taşıması durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile TBK’nın 56. maddesinde düzenlenen manevi tazminat müessesesinin amacı bir bütün olarak dikkate alınarak davacı lehine 30.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekmiştir. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
A- Davacı vekili ile davalı … AŞ. vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile, Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 111.778,48 TL maddi tazminatın davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 21/10/2015 tarihinden, davalı … AŞ. yönünden dava tarihi olan 24/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 20.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 9.001,78 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 242,51 TL+ 604,65 TL ıslah harcından oluşan toplam 847,16 TL’nin mahsubu ile bakiye 8.127,62 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, (davalı … AŞ.’nin hükmedilen maddi tazminat nedeniyle 6.788,42 TL’sinden sorumlu olması kaydıyla),4-Davacı tarafından yatırılan peşin harç 242,51 TL+ 604,65 TL ıslah harcından oluşan toplam 847,16 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından yapılan posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücretinden oluşan toplam 2.195,85 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacaya verilmesine,6-Davacı vekil ile temsil edildiğinden, hükmedilen maddi tazminat miktarı üzerinden, Dairemizce kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 17.766,77 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 7-Reddedilen maddi tazminat miktarı, müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılmasından kaynaklandığından davalılar lehine vekalet ücreti verilmesi yer olmadığına, 8-Davacı vekil ile temsil edildiğinden, hükmedilen manevi tazminat miktarı üzerinden, Dairemizce kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 9-Davalılar … ve … vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden, Dairemizce kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/2. maddesi gereğince 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalılara verilmesine, 10-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
B-İstinaf İncelemesi Bakımından:1-Davacı vekili ile davalı … AŞ. vekili tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendilerine iadesine,2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 46 TL posta ve tebligat gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 3-İstinaf aşamasında davalı … AŞ. tarafından yapılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.31/01/2023