Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/156 E. 2023/190 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/156
KARAR NO: 2023/190
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/10/2020
NUMARASI: 2019/227 Esas – 2020/491 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kasko Poliçesi Kapsamında)
KARAR TARİHİ: 31/01/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; davacının kasko sigortacısı, davalının ise kasko sigortalısı olduğu aracın ehliyetsiz sürücü tarafından kullanılması esnasında meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacı kasko sigortacısı tarafından, dava dışı kişiye ödenen araç hasar tazminatının ZMSS Genel Şartları’na aykırılık kapsamında davalı sigortalıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince 15/10/2020 tarihli kararıyla ; “Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 27/05/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…davalı tarafın maliki olduğu, davacı tarafa sigortalı araç sürücüsü (… plaka sayılı araç sürücüsü) …’in %100 oranında kusurlu olduğu, 05/08/2018 tarihinde meydana gelen kaza sonucu, olaya ait trafik kazası tespit tutanağındaki tespitler dikkate alındığında … plakalı araçta meydana gelen hasar ile uyumlu olduğu, hasarın durumunun kazanın oluş şekline alınan darbelere uygun olduğu, söz konusu aracın toplam hasar tutarının 64.700,00TL olabileceği, araç sürücüsü kusuruna isabet eden tutarın 64.700,00TL olabileceği, davacı tarafından alıcısı davalı tarafa ait aracın Trafik sigortacısı … Sigorta’ya 36.000,00TL tutarlı ödeme dekont fotokopisi bulunduğuı,..” yönünde kanaat bildirilmiş, işbu bilirkişi raporu dosya içeriğine toplanan delillere uygun ve karar vermeye elverişli bulunduğundan, mahkememizce verilen kararda dikkate alınmış ve itirazın iptali ile takibin devamı yönünde karar verilmiş, ayrıca davacı tarafça, davalının itirazının iptali ile takibin devamı yanı sıra davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğinden bahisle takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep edildiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçeyle; “1-Davanın kabulü ile; Davalının İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, 2-Asıl alacağın %20 si olan 7.200,00TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince, sadece bilirkişi raporu görüşleri doğrultusunda karar verildiğini, müvekkili şirkete ait aracın şirketin nam ve hesabına çalışmadığı, dolayısıyla mesai saatinin dışında çalıştığı bir zaman aralığı dışında meydana geldiğini, müvekkili şirkete ait servis aracının, mesai saatinin dışında servis şoförü tarafından, müvekkili şirket tarafından hiçbir şekilde tanınmayan kız arkadaşı …’e kullandırılması esnasında kazanın meydana geldiğini, müvekkili şirketin bu durumda alabileceği bir tedbirin bulunmadığını, dolayısıyla sorumlu tutulamayacağını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; davacının ZMS sigortacısı ve davalının ise ZMS sigortalısı olduğu … plakalı aracın 05/08/2018 tarihinde, davalı şirketin servis şoförünün aracı, arkadaşı olan ehliyetsiz sürücüye kullandırması ve ehliyetsiz sürücünün sevk ve idaresinde iken dava dışı … plakalı araca çarpması sonucunda hasarlanmasına neden olduğu; ZMS sigortacısı davacı tarafından, dava dışı araç malikine 36.000 TL hasar zararının ödendiği; ZMSS Genel Şartları’na aykırılık kapsamında, bu zararın davalı sigortalıdan tahsili amacıyla icra takibinin yapıldığı ve davalı tarafça icra takibine itiraz edilmesi üzerine eldeki davanın açıldığı açılmıştır. ZMSS Genel Şartları’nın “Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı B.4.b maddesinde; “Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,” davacı sigortacının, davalı sigortalıya rücu edebileceği belirtilmiştir. İlk Derece Mahkemecesince karara dayanak yapılan 27/05/2020 tarihli bilirkişi raporunda; kazanın meydana gelmesinde, … plakalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, olaya ait trafik kazası tespit tutanağındaki tespitler dikkate alındığında … plakalı araçta meydana gelen hasar ile uyumlu olduğu, hasar durumunun kazanın oluş şekline ve alınan darbelere uygun olduğu, söz konusu aracın toplam hasar tutarının 64.700 TL olabileceği mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun yapılan incelenmesinde; raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu kanısına varılmıştır. Yukarıda belirtilen yasal düzenleme, açıklamalar, tespitler ve dosyadaki bilgi ve belgeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; somut olayda ZMS sigortacısı davacının, ZMS sigortalısı olan davalıya rücu edebilme koşullarının gerçekleştiği, dolayısıyla Mahkemece bu doğrultuda verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerinde görülmemiştir.Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 2.459,16 TL harçtan, peşin alınan 160,35‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 2.298,81‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.31/01/2023