Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/1527 E. 2021/1965 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/1527
KARAR NO: 2021/1965
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/09/2020
NUMARASI: 2019/810 (E) 2020/386 (K)
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/12/2017 tarihinde, müvekkili …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı çekici ve ona takılı … plakalı yarı römork ile seyir halindeyken, sol şeritten gelen ve plakası bilinmeyen bir tırın kendi aracını sıkıştırması sonucu meydana gelen kazada ağır şekilde yaralandığını, Sigorta Tahkim Komisyonu’na yapılan başvurunun reddine karar verildiğini, yargılama neticesinde kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 50,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 50,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafça davadan önce Sigorta Tahkim Komisyonuna yapılan başvuru neticesinde, kazanın gerçekleşmesinde davacının %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerektiğini buna rağmen yargılamaya devam edilmesi halinde davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince aynı davanın daha önce kesin hüküm ile sonuçlandırıldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarla, Sigorta Tahkim Komisyonu’nun kararına esas aldığı bilirkişi raporunun salt dosya üzerinden inceleme yapılarak ve hatalı düzenlenen trafik kazası tespit tutanağına göre düzenlendiğini, Tahkim Komisyonu’nun dosyaya sundukları özel bilirkişi raporunu değerlendirmemesinin adil yargılanma hakkının ihlali olduğunu ve komisyonca usul ve yasaya aykırı şekilde kesin olarak karar verilmesi nedeniyle dava açma zorunluluğu doğduğunu ancak mahkemenin Tahkim Komisyonu’nun hukukun temel ilkelerine açıkça aykırı kararını gerekçe göstererek usulden red kararı verdiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesi 17/02/2021 tarihli ek kararı ile verilen kararın miktar itibariyle kesin olduğu gerekçesiyle davacının istinaf talebinin reddine karar vermiştir. Davacı vekili ek karara yönelik istinaf dilekçesinde özetle; davanın HMK’nın 107. maddesi kapsamında belirsiz alacak davası olarak açıldığını, dava dilekçesinde belirtilen miktarın gerekçe gösterilerek kanun yolu başvurusunun reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek 17/02/2021 tarihli ek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekilinin trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı davasını, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesine olanak bulunmadığından HMK’nin 107’nci maddesi uyarınca belirsiz alacak davası niteliğinde açması, dava değerini ise yalnızca ödenecek harcın belirlenmesi bakımından 100,00 TL olarak belirtmesi karşısında; ilk derece mahkemesince verilen ve kesin olmayan 08/09/2020 tarih ve 2019/810 E. 2020/386 K. sayılı kararın HMK’nin 341/1-b/3 maddesi uyarınca istinaf kanun yolu kapsamında incelenebilecek nitelikte olduğu anlaşılmakla, istinaf dilekçesinin reddine ilişkin 17/02/2021 tarih ve … sayılı ek kararın kaldırılmasına karar verilerek HMK’nin 355’inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, 21/12/2017 tarihinde, davacının sevk ve idaresindeki … plakalı çekici ve ona takılı … plakalı yarı römork ile plakası bilinmeyen aracın karıştığı trafik kazası neticesinde davacının yaralanması nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12.maddesinde “Beş bin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebilir. Beşbin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararları bu madde uyarınca süresinde itiraz başvurusunda bulunulmaması hâlinde kesinleşir.Bu uyuşmazlıklar hakkında bu madde uyarınca yapılan itiraz üzerine verilen karar kesindir. Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebilir. ” düzenlemesi yer almaktadır. Aynı Kanununun 30. maddesinin 23. fıkrasında, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun hükümlerinin sigortacılıktaki tahkim hakkında da kıyasen uygulanacağı belirtilmiş, karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın tahkim usulüne ilişkin tebligatı düzenleyen 438. maddesinde de, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça tebligatın 11.02.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılacağı düzenlenmiştir. Dosya içerisinde bulunan … sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu dosyasının incelenmesinde; aynı kaza nedeniyle davacının davalıya karşı 21/01/2019 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurduğu, bedensel zararı nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 50 TL geçici işgöremezlik ve 50 TL sürekli işgöremezlik tazminatı talep ettiği, Uyuşmazlık Hakeminin 27/03/2019 tarih … sayılı kararı ile başvurunun reddine karar verildiği ve kararın taraflara tebliğ edildiği ancak davacı tarafça karara itiraz edilmediği anlaşılmıştır. HMK’nın 114. maddesinin (i) bendinde aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Eldeki dava ile Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakeminin 27/03/2019 tarih … sayılı kararına konu başvuruda aynı vakıalara dayanılmış olduğu, davanın taraflarının ve konusunun aynı olduğu, Tahkim komisyonu tarafından verilen kararın ilam niteliğinde olduğu ve kesinleştiği anlaşılmakla İlk Derece Mahkemesince davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 118,60 TL’den mahsubu ile bakiye 59,30 TL’nin davacıya iadesine, 3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nin 361’inci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/12/2021