Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/1497 E. 2021/1764 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/1497
KARAR NO: 2021/1764
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/05/2021
NUMARASI: 2021/367 (E) 2021/381 (K)
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 23/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya kasko sigortalı, dava dışı … Ltd. şirketine ait … plakalı ticari araç ile dava dışı … AŞ’ye ait, davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı römorklu traktörün 17.04.2018 tarihinde karıştıkları trafik kazası sonucu sigortalı aracın hasara uğradığını, müvekkilinin aracın onarım işlerini yapan şirketlere ödeme yaptığını ve sigortalısının haklarına halef olduğunu, alacağı tahsil amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak borçlunun itirazı sebebiyle takibin durduğunu belirterek itirazın 34.351 TL için iptali, takibin devamına ve % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı sigortalısı … AŞ’nin tüzel kişiliğe haiz ticari bir şirket, sigortalı aracın ticari olduğunu, kazaya sebep olan aracın ise römorklu traktör olup ticari faaliyet dışında kullanılma imkanı bulunmadığını, kazanın traktörün ticari faaliyeti sırasında meydana geldiğini, yine bu aracın … A.Ş’ye ait olup uzun süreli finansal kiralama yolu ile … Ltd. Şti’ne teslim edildiğini, hem kazaya karışan araçların ticari olması hem de dava dışı sigortalının ve traktörün işletme hakkını elinde bulunduran kiralayanın ve traktörün malikinin tacir olması sebebiyle davaya bakmaya Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi gereğince, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın zarar sorumlusu olan davalıdan rücuen tazmini amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu 22/03/1944 Tarih 37 Esas, 9 Karar sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” ilkesi benimsenmiştir. TTK.’nın “Halefiyet” başlıklı 1472. maddesinde, “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir. Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanı ticari davalardır. Ticari davalar ise 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde sayılmıştır. Maddenin 1. fıkrasında “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri..” ifadesi ile her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren hususlardan doğan davalar nispi ticari davalar olduğu belirtilmiştir. Davanın nispi ticari dava olması için, her iki tarafın tacir olması ve davanın konusunun her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğması gerekmektedir. Somut olayda, davacının sigortalısının tüzel kişi tacir ve sigortalı aracın ticari olmasına karşın davalının gerçek kişi olup dosya kapsamından tacir olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmakla davaya bakma görevi genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine aittir.İlk derece mahkemesince, mahkemenin görevsiz olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken harç peşin alındığından, ayrıca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.23/11/2021