Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/1494 E. 2023/1018 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2021/1494
Karar No: 2023/1018
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 12/07/2021
Numarası: 2015/106 2021/593
Davanın Konusu: Maddi ve Manevi Tazminat
Karar Tarihi: 22/6/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta Şirketine Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı davalı … Sanayi Ticaret Limited Şirketine ait sürücüsü davalı …’ın yönetimindeki … plakalı traktörün, 29/8/2012 günü saat 18:30 sularında sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle aralarında davacının da bulunduğu barakanın önünde oturmakta olan kişilere çarparak, davacının yaralanmasına neden olduğunu belirterek, 80.000,00 TL manevi tazminatın davalı sürücü ve davalı işletenden müştereken ve müteselsilen tahsiline, tedavi gideri olarak 2.000,00 TL, bakıcı gideri tazminatı kapsamında 4.000,00 TL, sakatlığı nedeniyle 44.000,00 TL olmak üzere belirsiz alacak davası niteliğinde toplam 50.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 19/6/2015 günü Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) vasıtasıyla sunduğu cevaba cevap dilekçesiyle de kazanın saat 18:30 civarında meydana gelmesi, ZMSS poliçesinin ise 18:54’te düzenlenmesi nedeniyle haklı gerekçeyle taraf değişikliği talebinde bulunduğunu belirterek davalı …nın sorumlu olduğunu beyan etmiş; UYAP’tan gönderdiği 10/6/2019 tarihli dilekçesiyle, talep ettikleri bakıcı gideri tazminatını dokuz aylık süre üzerinden ıslah ederek 6.233,92 TL’ye, geçici iş göremezlik tazminatını 6.233,92 TL’ye, sürekli iş göremezlik tazminatını 62.367,23 TL’ye yükseltmiştir. Davalılar … ile … Sanayi Ticaret Limited Şirketi vekili ile davalı … vekili cevap dilekçelerinde, davanın reddini savunmuşlardır. İlk derece mahkemesince, 37.420,33 TL sürekli iş göremezlik tazminatının, 3.740,35 TL geçici iş göremezlik tazminatının, 3.713,42 TL bakıcı gideri tazminatının, 2.000,00 TL tedavi gideri tazminatının, davalılar … ile … Sanayi Ticaret Limited Şirketi ve …’ndan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine; 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ile … Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili aynı gün verdiği iki ayrı dilekçesinde özetle; hükmolunan manevi tazminat tutarının az olduğunu, uyuşmazlığın gerek sigorta hukukundan kaynaklanması gerekse davalı işletenin şirket olması nedeniyle maddi ve manevi tazminatlar bakımından ticari temerrüt/avans faizine hükmolunması gerektiğini, bilinmeyen üçüncü kişinin %40 oranındaki sorumluluğunun kusursuz olan davacıya denkleştirme yöntemiyle yüklenmesinin gerek iyi niyet gerekse 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 88 inci maddesine aykırı olduğunu, ayrıca kazayı yapan sürücü ile işleten şirketin ve …nın kusuru bulunmayan müvekkili karşısında sorumluluklarının kusurları oranında olmadığını, bilirkişi hesap raporunda yapılan indirim ve denkleştirmeyi kabul etmediklerini, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kapsamında bulunmayan davacı müvekkilinin zararının aktif ve pasif dönem indirimine gidilmeksizin hesaplanması gerektiğini, SGK’nin açacağı rücû davası bulunmadığından progressive rant formülü ile ikileme neden olmayacak biçimde aktüerya hesabı yapılması gerektiğini, kararın hüküm fıkrasının 5 numaralı hüküm fıkrasındaki 536,05 TL harç alacağı, 6 numaralı hüküm fıkrasındaki 6.633,89 TL vekâlet ücreti, 8 numaralı hüküm fıkrasındaki 1.765,13 TL yargılama gideri, 10 numaralı hüküm fıkrasındaki 4.080,00 TL tutarındaki kısma ilişkin sorumlulukların açık olmadığını, kimin ne oranda sorumlu olacağı veya müştereken ve müteselsilen sorumlu olup olunmadığının belirsiz olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalılar … ile … Sanayi Ticaret Limited Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı sürücü hakkındaki Gaziosmanpaşa 3 üncü Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/1338 (E) sayılı davasındaki verilen hükmün kesinleşmesinin beklenilmesi gerektiğini, davacının dört aylık tedavi süreci için bakıcı gideri masrafı istediği dikkate alındığında taleple bağlılık ilkesi uyarınca fazlaya ilişkin hesabın dikkate alınmaması gerektiğini; manevi tazminatın yüksek belirlendiğini; olaydan sonra alınan ifadesinde davacı ve şikayetçi olmadığını, kazayı yapan …’dan bir talebi bulunmadığını beyan eden davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafından sunulan ek istinaf dilekçesinin dikkate alınamayacağını, hükmedilen çek alacaklara yasal faiz uygulanmasının da yerinde olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355 inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda:Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 29/8/2012 günü meydana gelen trafik kazasında yaralanan davacının sürekli sakatlıktan kaynaklanan zararının, olası yaşam süresinin belirlenmesinde PMF 1931 yaşam tablosu esas alınarak, gelirin her yıl %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi esasına dayanan progressive rant yönteminin kullanılması suretiyle, bilinen aktif çalışma dönemi ile aktif çalışma döneminin sona ereceği varsayılan yaştan sonra başlayan pasif dönem için ayrı ayrı hesaplanmasında isabetsizlik bulunmadığı sonucuna ulaşılmış; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 74 üncü maddesinin, 1 inci fıkrası karşısında Gaziosmanpaşa 3 üncü Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/1338 (E) sayılı davasındaki verilen hükmün kesinleşmesinin bekletici sorun yapılmamasının yerinde olduğu kabul edilmiş; davacı vekili tarafından ıslah dilekçesiyle talep edilen tazminatlara uygulanacak faizin türünün değiştirilerek ve davaya konu geçici iş göremezlik tazminatı talebinin dokuz aylık süreyi kapsayacak biçimde genişletildiğinin, şikayetten vazgeçmenin sonuçlarına ilişkin 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 73 üncü maddesinin 7 nci fıkrası uyarınca, şikayetten vazgeçtiği ileri sürülen davacı …’un şahsi haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıkladığına ilişkin belge de sunulmadığının anlaşılması karşısında, davalılar … ile … Sanayi Ticaret Limited Şirketi vekilinin bu konuya yönelen istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir.Hükme esas alınan kusura ilişkin Adli Tıp Kurumu (ATK) İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin 4/5/2017 tarihli raporunda, yönetimindeki traktör ile gündüz vakti yerleşim yeri sınırlarında sokakta seyrini sürdürürken yola gereken dikkatini vermeyen, hızını yol koşullarına ve aracın teknik özelliklerine göre ayarlamayan, yola çıkan çocuğa çarpmamak için kontrollü manevrayla birlikte fren tatbik etmeyip vasıtayı kontrolsüzce sola yönlendirmesiyle aracın hakimiyetinden çıkmasına neden olan davalı sürücü …’ın kazanın oluşumunda %60, davalı sürücünün yönetimindeki aracın seyir şeridine girerek davalının sürüş dengesinin bozulmasına neden olan kimliği saptanamayan çocuğun hatalı tutum ve davranışlarının olayın oluşu üzerinde %40 oranında etken olduğu, davacı yaya …’un ise kusursuz olduğu bildirilmiş; ATK 3 üncü Adli Tıp İhtisas Kurulunun 11/10/2017 tarihli rapor içeriğine göre de femur fraktürü, L1, L2, L3 ve L4 vertebra proçeslerinde fraktür tanısıyla, davacı …’un 29/8/2012 günü geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının çalışma gücünü %16 oranında kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin dokuz aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 56 ncı maddesinin 1 inci fıkrasına göre hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Aynı maddenin 2 nci fıkrası uyarınca ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.Bir kimsenin, hukuka aykırı bir fiil yüzünden çektiği, bedeni acılarla ruhsal üzüntüye manevi zarar denir. Manevi zarar, gerçek anlamda zarar değildir; zira malvarlığında bir azalmayı ifade etmez. Bir acının veya üzüntünün maddi zarar gibi parayla ölçülmesine olanak bulunmamaktadır. Paranın manevi zararları karşılamak üzere kullanılabilmesi, hiçbir zaman manevi kaygı geri getirip yerine koyduğu veya manevi varlığın bir bölümünün onunla değiştirilebildiği anlamını taşımaz. Paranın bu anlamda gördüğü iş, kişilik hakları ve yararları zedelenen kimsenin duyduğu manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatıp yatıştırmakta; bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmekte; bir teselli, bir avunma, bir ruhsal tatmin aracı olmaktan ibarettir.Hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı olan manevi tazminatın miktarı adalete uygun olmalıdır. Zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan ve özgün bir nitelik taşıyan hükmedilecek bu para, bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/6/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/6/2004 gün ve 13/291-370 sayılı kararında da vurgulandığı gibi, hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminatın miktarını takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken; olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı, bu nedenle tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş biçimi ve tarafların kusur durumları gözönünde tutularak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 4 üncü maddesinde belirtildiği gibi, hukuka ve hakkaniyete uygun sonuca varılmalıdır.Somut olay yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında değerlendirildiğinde; davacı ile davalı …’ın dosya kapsamından anlaşılan sosyal ve ekonomik durumlarına, olayın meydana geliş biçimine, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporundan anlaşılan kusur oranlarına ve olayın meydana geldiği tarihe göre davacı lehine hükmolunan manevi tazminat tutarının az olduğu sonucuna ulaşılmıştır. KTK’nin 88 inci maddesinin 1 inci fıkrası ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 61 inci maddesi uyarınca, kazaya kusuruyla neden olan sürücü ile sürücünün işleteni ve o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler içinde karşılayan ZMSS poliçesini düzenleyen sigorta şirketi, kaza nedeniyle zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı müteselsilen sorumludur. Diğer bir anlatımla bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, müteselsil borçlulardan her biri TBK’nin 162 vd. maddeleri uyarınca, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur. Somut uyuşmazlıkta ise ayrıntıları yukarıda açıklanan ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin raporuna göre, kazanın oluşumunda davacı yaya …’un kusurlu olmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla davalı sürücü … ile davalı işleten … Sanayi Ticaret Limited Şirketi ve …’nın, davacının trafik kazası nedeniyle uğradığı bedensel zarardan dolayı borcun tamamından müteselsilen sorumlu tutulmaları gerekirken, kimliği tespit edilemeyen çocuğun davranışlarının kazanın oluşumuna etkisi oranında tazminattan indirim yapılması yerinde görülmemiştir. Ayrıca özel amaçla kullanıldığının kabulüne olanak bulunmayan davalı işleten şirkete ait önünde kepçesi bulunan traktörün karıştığı kazadan dolayı hükmolunan tazminatlara ticari faiz uygulanması gerekirken, yasal faize karar verilmesi; davacı lehine hükmolunan yargılama gideri ile vekâlet ücretinden davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaları gerektiğinin gözetilmemesinin isabetsiz olduğu kabul edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: I-Davalılar … ile … Ticaret Limited Şirketi vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin hükmüne yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b/1 inci maddesi gereğince esastan reddine, II-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesinin kararının, HMK’nin 353/1-b/2 nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Maddi tazminat davasının kabulüne, 62.367,23 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 6.233,92 TL bakıcı gideri tazminatı, 6.233,92 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 2.000,00 TL tedavi gideri tazminatının, davalılar … ile … Sanayi Ticaret Limited Şirketi yönünden kazanın meydana geldiği 29/8/2012 gününden, davalı … yönünden ise 19/6/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davacıya verilmesine, 2-Manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ile … Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nden, trafik kazasının meydana geldiği 29/8/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 3-Maddi tazminat davası bakımından, Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 5.248,60 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan karar ve ilam harcından maddi tazminat talebine isabet eden 170,79 TL, ıslah harcı olarak alınan 92,00 TL olmak üzere toplam 262,79 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4.985,81‬ TL karar ve ilam harcının, davalılar …, … Sanayi Ticaret Limited Şirketi ve …’ndan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-Manevi tazminat davası bakımından, Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 3.415,50‬ TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan karar ve ilam harcından manevi tazminat talebine isabet eden 273,26 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 3.142,24‬ TL karar ve ilam harcının, davalılar … vae … Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 5-Davacı tarafından ödenen ve peşin alınan karar ve ilam harcından maddi tazminat talebine isabet eden; maddi tazminat davasında hükmolunan karar ve ilam harcından da mahsubuna karar verilen 170,79 TL, ıslah harcı olarak alınan 92,00 TL olmak üzere toplam 262,79‬ TL’nin davalılar …, … Sanayi Ticaret Limited Şirketi ve …’ndan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafından ödenen ve peşin alınan karar ve ilam harcından manevi tazminat talebine isabet eden; manevi tazminat davasında hükmolunan karar ve ilam harcından da mahsubuna karar verilen 273,26 TL’nin davalılar … ve … Ticaret Limited Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davacıya verilmesine, 7-Maddi tazminat davası bakımından, Dairemizin karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 13 üncü maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca kabulüne karar verilen maddi tazminat miktarına göre hesaplanan 12.293,61 TL nispi vekâlet ücretinin, davalılar …, … Sanayi Ticaret Limited Şirketi ve …’ndan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davacıya verilmesine, 8-Manevi tazminat davası bakımından, a) Dairemizin karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 10 uncu maddesinin 1 inci fıkrası ile 13 üncü maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca, kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarına göre belirlenen 9.200,00 TL maktu vekâlet ücretinin, davalılar … ve … Sanayi Ticaret Limited Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davacıya verilmesine, b) Dairemizin karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 10 uncu maddesinin 1 inci ve 2 nci fıkraları ile 13 üncü maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca, reddine karar verilen manevi tazminat talebine göre belirlenen 9.200,00 TL maktu vekâlet ücretinin, davacı Fatma Aksoy’dan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davalılar … ve … Sanayi Ticaret Limited Şirketine verilmesine, 9-İlk derece mahkemesinin hüküm fıkrası yinelenerek, ilk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacı …’dan tahsili ile vekille temsil edilen ve davadan çıkarılan … Sigorta Şirketine verilmesine, 10-Davacı tarafından harcanan, 44,40 TL başvurma harcı, 25,20 TL başvurma harcı, 1.850,00 TL bilirkişi ücreti, 1.141,1‬0 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 3.060,7‬0 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve ret oranına göre (%80,87 kabul, %19,13 ret) hesaplanan 2.475,18 TL yargılama giderinin davalılar …, … Sanayi Ticaret Limited Şirketi ve …’ndan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine; davalı …’nın 1.853,86 TL yargılama giderinden sorumlu tutulmasına; bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 11-Davalı … tarafından sarf edilen 50,00 TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 12-Harcanmayan gider avansının HMK’nin 333 üncü maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine,
III-İstinaf incelemesi bakımından; 1-Davacı tarafından peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, talep halinde ilk derece mahkemesi tarafından geri verilmesine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 4.226,62 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan toplam 1.081,83‬ TL istinaf karar ve ilam harcı mahsup edilerek, bakiye 3.144,79‬ TL istinaf karar ve ilam harcının, davalılar … ve … Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davacı tarafından harcanan istinaf kanun yolu başvuru harcı 162,10 TL, posta ve tebligat gideri 56,30 TL olmak üzere toplam 218,4‬0 TL yargılama giderinin, davalılar …, … Sanayi Ticaret Limited Şirketi ve …’ndan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 4-Davalılar … ve … Ticaret Limited Şirketinin istinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333 üncü maddesinin, 1 inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince, kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/6/2023