Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/147 E. 2023/846 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2021/147
Karar No: 2023/846
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 07/10/2020
Numarası: 2018/683 (E) 2020/428 (K)
Davanın Konusu: Maddi Tazminat
Karar Tarihi: 23/05/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10/05/2017 tarihinde, kaza tarihi itibarıyla ZMS sigortası bulunmayan dava dışı … idaresindeki … plakalı aracın müvekkilinin idaresindeki … plakalı motosiklete çarpması sonucu meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını, davalıya yapılan başvuru üzerine 28/06/2018 tarihinde 36.465 TL kısmi ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin gerçek zararın altında olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının davalıya başvuru tarihini takip eden 8. iş günü bitimi tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, davacı vekili 10/02/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 24.771,29 TL’ye artırmış ve 21/08/2018 tarihinden itibaren yasal faiz talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça ek tazminat için davadan önce müvekkili kuruma başvuru yapılmadığından davanın usulden reddi gerektiğini, davacının davadan önce müvekkili kuruma başvuruda bulunduğunu, bu başvuruya istinaden 15/03/2018 tarihinde 40.830,00 TL tazminat ödemesi yapıldığını ve davacının müvekkili kurumu ibra ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kabulü ile 24.771,29 TL’nin 21/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili, davacının davadan önce müvekkili kuruma başvuruda bulunduğunu ve müvekkili kurumun davacıya ödemede bulunarak zararını karşıladığını, ek tazminat talebi için müvekkili kuruma başvuru yapılmadığından davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili kurumun motor gücü 50 CC’nin altındaki motorlu bisikletler bakımından sorumlu olmadığını, dosya kapsamında aracın teknik özellikleri ve motorlu bisiklet olup olmadığının araştırılmadığını, davacının kaza esnasında koruyucu kask ve elbise kullanmamasına rağmen müterafik kusur indirimi yapılmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, SGK dökümü, son 3 aylık bordro ve vergi kaydına nazaran, davacının kazancının asgari ücret olduğu sabit olmasına rağmen asgari ücret esas alınarak hesaplama yapılmadığını, dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilebilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 10/05/2017 tarihinde, dava dışı … idaresindeki kaza tarihinde ZMS sigorta poliçesi bulunmayan … plakalı motosiklet ile davacının idaresindeki … plakalı motosikletin karıştığı trafik kazası sonucu davacının yaralandığı anlaşılmış, ilk derece mahkemesince alınan kusur raporuna göre sigortasız … plakalı motosiklet sürücüsü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu ve … plakalı motosiklet sürücüsü davacı …’in ise kusursuz olduğu tespit edilmiş, mahkemece Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinden alınan adli sağlık kurulu raporunda, davacının sakatlık oranının % 8 ve iyileşme süresinin 4 ay olduğu belirtilmiş, dava açılmadan önce davalı … tarafından davacıya 28/06/2018 tarihinde 36.465 TL ödeme yapılmıştır.İlk derece mahkemesince hükme esas alınan 03/01/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda; dosyada bulunan davacıya ait SGK hizmet dökümünde belirtilen kazançlar esas alınmak suretiyle davacının asgari ücretin üzerinde geliri olduğu, 30/09/2019 tarihinden sonra kayıtlı bir çalışmasının olmadığı gözönüne alınarak 2019 yılı 10. ay ve sonrası için yasal asgari ücretlerin tazminat hesabına esas alındığı, davalı tarafından yapılan ödemenin yetersiz olduğu, yapılan ödemenin güncellenerek hesaplanan tazminattan mahsup edilmesi sonucu davacının 24.771,29 TL bakiye tazminat alacağı tespit edildiği, raporun davalı vekiline 11/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği halde davalı vekilinin rapora itiraz etmediği anlaşılmakla, HMK’nın 357/1. maddesi gereğince bölge adliye mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlenemeyeceğinden davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları dikkate alınmamıştır. Davalı vekili her ne kadar kazaya sebebiyet veren aracın motosiklet olup olmadığı yönünde Mahkemece araştırma yapılmadığını iddia etmiş ise de; trafik kazası tespit tutanağı ile diğer belgelerde kazaya karışan ZMS sigorta poliçesi bulunmayan … plakalı aracın motosiklet olduğu belirtilmiştir.Davalı HMK’nın 190. maddesi gereğince iddiasını ispatlayamadığından bu yöndeki itirazı yerinde görülmemiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150. maddesi uyarınca motosiklet sürücülerinin, koruma başlığı kullanmaları zorunlu olup dizlik ve kolluk kullanma zorunlulukları bulunmamaktadır. Somut uyuşmazlıkta, kolluk tarafından düzenlenen trafik kazası tespit tutanağı içeriğine göre motosiklet sürücüsü davacının koruyucu tertibat olarak kask takmadığı anlaşılmakla birlikte davacının yaralanmasının sağ patella (diz kapağı) parçalı deplase kırığından kaynaklandığı, davacının yaralanması ile koruma başlığı takmaması arasında nedensellik bağı bulunmadığından müterafik kusur indirimi yapılmamasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Başvuru şartına ve faizin başlangıç tarihine yönelik istinaf itirazına gelince; … yönünden faizin başlangıç (temerrüt) tarihi belirlenirken, ilgililerce gerekli belgeler de ibraz edilerek Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 9, 14 ve 15. maddelerinde yazılı biçimde fona başvurulduğu halde ödeme yapılmamışsa başvuru tarihinden itibaren …nın temerrüde düştüğünün kabulü gerekir.Gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulmuş ya da hiç müracaat edilmemiş ise …nın temerrüdünden bahsedilemeyeceğinden faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabulü gerekir.Somut olayda; davacı tarafça dava açılmadan önce 08/06/2018 tarihinde davalıya başvuruda bulunulduğu ve ödeme alındıktan sonra dava açıldığına göre KTK’nın 97.madddesindeki başvuru koşulunun yerine getirildiğinin kabulünde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.Davalının 08/06/2018 tarihi itibariyle mütemerrit olduğu, davanın ise 26/07/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.Mahkemece taleple bağlı kalınarak 21/08/2018 tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu durumda davalı vekilinin faizin başlangıcının dava tarihi olması gerektiğine yönelik istinaf başvurusunda hukuki yararı bulunmamaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 1.692,12 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 423,03 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.269,09 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/05/2023