Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/1440 E. 2021/1355 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/1440
KARAR NO: 2021/1355
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2021Tarihli Arar Kararı
NUMARASI: 2019/390 Esas -( Derdest)
DAVANIN KONUSU: Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
KARAR TARİHİ: 05/10/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili 09/04/2012 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından, davalı borçlu … aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, alacağını tahsil etmek amacıyla icra takibi yapıldığını ve takibin kesinleştiğini, icra dosyasından ilgili tapu müdürlüklerine yazılan müzekkerelere verilen cevaplardan, davalı borçlu …’nun adına kayıtlı İstanbul İli, Beyoğlu İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … parselde kayıtlı 1,2,3,4 nolu gayrimenkullerin tamamı ve … parsele kain taşınmazın 1/2’sinin 07/01/2010 tarihinde toplamda 390.000,00 TL bedelle diğer davalı …’ya; 1,2,3,4 nolu taşınmazların 03/06/2010 tarihinde davalı … tarafından, dava dışı 4. şahıs …’e; … ada … parsel sayılı taşınmazın 1/2 hissesinin ise dava dışı 4. şahıs …’a devredildiğini; yapılan tasarrufların alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik muvazaalı tasarruflar olduğunu iddia ederek; taşınmazlar dava dışı 4. şahıslara devredildiğinden, İİK’nın 283/2. maddesi gereğince satış tarihindeki piyasa rayicine göre gerçek satış bedelinin, icra dosyası borcuyla sınırlı olmak kaydıyla davalı …’dan tazminine, davalı … adına kayıtlı taşınmazlar üzerine icra dosyasındaki borca yeter miktarda ihtiyati haciz karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davanın ilk açıldığı İstanbul 34. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/92 Esas sayılı dosyasındaki 13/04/2012 tarihli ara kararıyla, “davacı vekilinin talebinin kabulü ile İİK.nun 281/II maddesi uyarınca İstanbul … icra müd. … esas sayılı takip dosyasındaki alacağından dolayı dava konusu olan; a- İstanbul ili Beyoğlu ilçesi … Mah. … ada … parselde kayıtlı 1,2,3,4, nolu bağımsız bölüme, b-İstanbul ili Beyoğlu içesi … ada … parsel de kayin 2. bodrum zemin asma 5 numaralı kagir işyeri nitelikli taşınmazın 1/2 hisseli bağırsız bölüm Taşınmaz’ın ihtiyaten hacizine” karar verilmiştir. Dava dosyasında birden çok kez görevsizlik kararı verilmesi ve nihayetinde Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 01/07/219 tarih ve 2019/2782 Esas – 2019/4643 Karar sayılı karıyla Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesinden sonra, davacı vekili, 30/06/2021 tarihli dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde davanın tazminat talepli olarak açıldığını ve davalı …’nın mal varlığına hak ve alacaklarına ihtiyati haciz talep edildiğini ancak İstanbul 34. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/92 Esas sayılı dosyasındaki 13/04/2012 tarihli ara karıyla, 4. kişilere devredilmiş taşınmazlar üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verildiğini, bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek, ilk kararın verildiği 13/04/2012 tarihinden itibaren etkili olmak üzere taşınmazların devir tarihindeki gerçek değeri üzerinden davalı …’nın taşınır ve taşınmaz mallarının, 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesi talep edilmiştir. İlk Derece Mahkemesince 02/07/2021 tarihli ara kararıyla; “Davacı tarafın geriye dönük olarak yani 13.04.2012 tarihinden etkili olmak üzere ihtiyati haciz kararı talep edilmekle; davacı tarafından Kapatılan 34. Asliye Ticaret mahkemesinin ihtiyati haciz kararına usulünce itiraz yapılmadığı gibi dava sırasında, devam eden yargılama sürecinde yeniden bir ihtiyati haciz talep ve kararı da olmadığı, aradan geçen yaklaşık 9 yıl sonra geçici hukuki koruma tedbiri olan ihtiyati haciz kararının yanlış verildiğinden bahisle geriye dönük sonuçlar doğuracak şekilde ihtiyati haciz kararı verilmesinin hukuken mümkün görülmemesi karşısında davacının geriye etkili ihtiyati haciz talebinin reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı … vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tazminat talepli ikame edilen işbu davada, İstanbul 34. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/92 Esasa sayılı dosyasında verilen 13/04/2012 tarihli ara kararının hukuken sonuç doğurmasının mümkün olmadığını ancak Mahkemenin ihtiyati haciz konulmasına dair tespit ve iradesininde yok sayılamayacağını; İstanbul 34. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/92 Esas sayılı dosyasında, davanın tazminat talepli ikame edildiğinin gözden kaçırılarak, 3. kişilerin hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesi gerekirken, taşınmaz üzerine ihtiyati haciz konulması yönünde hatlı hüküm tesis edildiğini, maddi hata nedeniyle uygulama alanı bulamayan ihtiyati haciz kararının, Mahkemenin tespit ve iradesi yönünde uygulanabilir şekilde düzeltilmesi gerektiğini, bu nedenle 30/06/2021 tarihli dilekçelerin dikkate alınarak, taşınmaz üzerine konulmuş olan ihtiyati haciz kararının, 3. kişilerin hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulması yönünde düzeltilmesi gerekirken, aksi yönde ara kararı tesisi edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu; müvekkili şirketin hak kaybına sebebiyet verilmemesi ve zarar görmemesini temin amacıyla, tasarruf konusu taşınmazın devir tarihindeki gerçek değeri üzerinden davalı …’nın taşınır ve taşınmaz malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK’nın 283/2. maddesine göre iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Tasarrufun iptali davalarında İİK 281/2. fıkrası hükmüne göre hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur. Şu kadar ki, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez. Somut uyuşmazlıkta yukarıda da belirtildiği üzere , davacı tarafça, işbu dava, İİK’nın 283/2. maddesi kapsamında nakden tazminat davası olarak açılmıştır. İstanbul 34. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/92 Esas sayılı dosyasında Mahkemece, davacının ihtiyati haciz konusundaki talebinin İİK’nın 281/2. fıkrasının 3. cümlesi kapsımında değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yukarıda belirtildiği üzere, davalı … (3. kişi) tarafından elden çıkarılmış taşınmazlar üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesi doğru olmamıştır. Ayrıca 13/04/2012 tarihli ihtiyati haciz kararının uygulanma olanağı da bulunmamaktadır. Bu nedenle Mahkemece, dava dilekçesi, davalı mahiyeti ve davacı vekilinin 30/06/2021 tarihli dilekçesi de dikkate alınarak, davalı …’nın, mal varlığı üzerine, İİK’nın 281/2. fıkrasının 3. cümlesi kapsamında ihtiyati haciz verilebilmesi koşullarının bulunup bulunmadığının değerlendirilerek, 13/04/2012 tarihinden geçerli olacak şekilde değil, verilecek yeni ara karar tarihinden geçerli olmak üzere yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İstanbul 34. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/92 Esas sayılı dosyasında verilen 13/04/2012 tarihli ara kararı ile İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/390 Esas sayılı dosyasında verilen 02/07/2021 tarihli ara kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İstanbul 34. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/92 Esas sayılı dosyasında verilen 13/04/2012 tarihli ara kararı ile İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/390 Esas sayılı dosyasında verilen 02/07/2021 tarihli ara kararın HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı … vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/10/2021