Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/142 E. 2023/551 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/142
KARAR NO: 2023/551
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 28/09/2020
NUMARASI: 2019/239 (E) – 2020/463 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 28/03/2023
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı şirkete trafik sigortasıyla sigortalı bulunan … plakalı araç sürücüsünün asli ve tam kusuru ile yaya konumunda olan müvekkiline çarpması sonucu 05/09/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralanarak sakat kaldığını, dava öncesinde yapılan ödemenin yeterli olmadığını ve yine dava öncesinde alınan rapora rağmen maluliyet oranının usulüne uygun bir şekilde belirlenmesi gerektiğini belirterek 5.000 TL daimi iş göremezlik ve 1.000 TL geçici iş göremezlik tazminatının faiziyle birlikte hüküm altına alınmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı sigorta şirketi vekili, dava öncesinde yapılan ödeme sonrasında müvekkil şirketin sorumluluğunun kalmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, sübut bulan davanın kabulü ile 12.368,17 TL geçici iş göremezlik ve 43.209,87 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 55.578,04 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 19/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili, mahkemece yeniden maluliyet raporu alınarak karar verilmesinin doğru olmadığını, davacı tarafın dava öncesinde sigorta şirketine sunmuş olduğu maluliyet raporu üzerinden karar verilmesi gerektiğini, zira bu oran üzerinden ödeme yapıldığını, zira başvuru sırasında sunulan rapordaki oranın farklı olması durumunda o oran üzerinden ödeme yapılmak durumunda kalınacağını, başvuru sırasında ve dava aşamasında maluliyet oranında uyuşmazlık bulunmadığından ötürü davanın reddi gerektiğini, kaldı ki oran değişikliğine gidilere karar verilmesi durumunda yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmalarının hatalı olduğunu, geçici iş göremezlik zararı teminat dışı olduğu gibi avans faizine hükmedilmesinin de doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinde maluliyet oranına ilişkin araştırma yapılarak hüküm kurulması talebinde bulunduğuna göre, daha önceden alınan raporda yazılı maluliyet oranı üzerinden davanın hesredilmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Hatay İskenderun Devlet Hastanesinden alınan sağlık kurulu raporunda, geçerli yönetmelik hükümlerine göre bir değerlendirme yapılmamış olup; rapor, hüküm vermek bakımından yeterli değildir. Davalı sigorta şirketinin yetersiz sağlık kurulu raporuna göre ödeme yapmış olması davalı bakımından herhangi bir usuli kazanılmış hak teşkil etmez. Mahkemece hükme esas alınan adli tıp ana bilim dalı başkanlığında görevli öğretim görevlileri tarafından tanzim edilen 30/12/2019 tarihli raporda ise, geçerli yönetmelik hükümlerine göre bir değerlendirme yapılarak sonuca varıldığına göre bu raporun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.Her ne kadar yeni genel şartların A.5.b. maddesinde tedavi süresine ilişkin geçici bakıcı gideri ve çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık giderleri teminatı kapsamında olduğu ve bu teminatın da Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu, bu nedenle sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığı açıklanmış ise de 6111 sayılı yasa ile değişik 2918 sayılı Yasanın 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacak tedavi giderleri arasında geçici işgöremezlik ve geçici bakıcı gideri tazminatı sayılmamıştır. Bu durumda Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğu alt norm düzeyindeki genel şartlar ile genişletilemiyeceğinden ötürü sözü geçen ilgili genel şart hükmünün uygulanma kabiliyeti bulunmamaktadır. Dolayısıyla sigorta şirketlerinin/…’nın geçici iş göremezlik zararından sorumluluğu devam etmektedir. Bu yöne ilişkin mahkeme kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Diğer yandan sigortalı aracın taşımacılık faaliyetinde kullanılan ticari araç olması münasebetiyle avans faizine hükmedilmiş olmasında yasaya aykırılık olmadığı gibi vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin mahkemenin kabul ve uygulaması da doğrudur.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Alınması gereken 3.796,53 TL istinaf karar harcından peşin alınan 949,13‬ TL harcın mahsubundan sonra bakiye 2.847,40 TL‬ istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (55.578,04 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 28/03/2023