Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/136 E. 2022/1710 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/136
KARAR NO: 2022/1710
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/05/2019
NUMARASI: 2014/1116 Esas – 2019/501 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/10/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 54. ve 56. maddeleri kapsamında, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.İlk Derece Mahkemesince; “1-Davacıların maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, 5.535,00-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 2-Davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile Davacı … ve … için ayrı ayrı 5.000,00-TL olmak üzere toplam 10.000,00-TL’nin davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, ” karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın kazada yaralanması nedeniyle günlük 246 TL bedelle 16 gün fizyoterapist hizmeti aldığına dair belge, 14 gün süreyle CPM cihazı hizmetinin eve getirilerek verildiğini gösteren 4.719,84 TL tutarlı belge, 46 gün süreyle aynı yerden 6.955 TL tutarlı destek hizmeti aldığına dair belge, ambulansla nakline ilişkin 285 TL tutarlı belge, kemik kırığı skopi kateder hizmeti alındığına dair 18.392 TL tutarlı belge, aynı birimden sağlık hizmeti aldığına dair 4.871 TL tutarlı belge, yine 6 ay boyunca hizmet aldığına dair 11.000 TL tutarlı belge olmak üzere toplamda 66.000 TL harcama yapıldığının sabit olduğunu, bu harcamalar nedeniyle müvekkillerinin maddi varlığında fiili eksilme olduğunu; Mahkemece davacıların yaptığı bu harcamaların esas alınıp hakkaniyete göre bir zarar belirlenmesi gerekirken, tamamen faraziyeye dayalı bilirkişi görüşüyle maddi tazmin kararı verilmesinin usule ve maddi gerçekliğe aykırı olduğunu; kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün %100 olması, davacı …’ın 3 ay iş gücü kaybına uğraması ve yaklaşık 270 gün iş yapamaması ve 6 ayda şifa bulacağına dair rapor verilmesi; davacı …’ın %2 oranında kalıcı maluliyetinin olması ve 4 ay iyileşme süresinin bulunması dikkate alındığında hükmedilen maddi tazminat ile manevi tazminat miktarlarının çok az olduğunu, ayrıca, hizmetçi bedeli dahil edilerek toplamda 8.365,50 TL’ye hükmedilmesi gerekirken, buna dahil hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 01/06/2012 tarihinde, davalı ….’nin ZMS sigortacısı, davalı …’un maliki ve davalı …’nun sürücüsü olduğu aracın dava dışı bir başka araç ile kaza yapması neticesinde, araçta yolcu olarak bulunan davacıların yaralandığı; kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’nun %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği; işbu davada, davacı … için 6 aylık kira bedeli adı altında 8.400 TL maddi tazminat ve 25.000 TL manevi tazminat; davacı … için, 6 aylık bakıcı ve fizyoterapist adı altında 66.000 TL, hizmetçi ücreti adı altında 6.000 TL olmak üzere toplamda 72.000 TL maddi tazminat ve 50.000 manevi tazminat talep edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 18/04/2019 tarih, 2019/240 – 2429 Esas – Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere; 03/02/2011 tarihli 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 59. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi yeniden düzenlenmiştir. Buna göre “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır.” düzenlemesi mevcuttur. Anılan düzenleme ile sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın, trafik kazası nedeniyle sağlık hizmet sunucularınca verilen tedavi hizmet bedellerinin tamamının, SGK tarafından karşılanması esası getirilmiş bulunmaktadır. Bu durumda, davacı …’ın fizik tedavi ve rehabilitasyona ilişkin tedavi giderlerinden sorumluluk SGK’ya ait olduğundan, Mahkemece de bu doğrultuda bu giderler yönünden davanın reddine; bilirkişi raporuyla belirlenen 2.767,50 TL bakıcı ücreti ve 2.765,50 TL hizmetçi ücreti olmak üzere toplam 5.335 TL’ye karar verilmiş olması usul ve yasaya uygundur. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf iddia ve itirazları yerinde görülmemiştir. Davacılar vekilinin, Mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarlarının az olduğuna ilişkin itirazlarına gelince; kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacıların yolcu olması, davacıların yaralanmalarına ilişkin Adli Tıp Kurumu raporları ve tedavi süreçleri, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile TBK’nın 56. maddesinde düzenlenen manevi tazminat müessesesinin amacı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, Mahkemece davacıların her biri için hükmedilen manevi tazminat miktarlarının, manevi tazminat müessesesinin amacına ve hakkaniyet ilkesine uygun düşmediği ve az olduğu kanısına varılmıştır. Bir başka deyişle, davacılar vekilinin bu yöne ilişkin itirazı yerinde görülmüştür. Bu itibarla, takdiren davacı … için 10.000 TL, davacı … için 15.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekmiştir.Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce davanın esası hakkında aşağıdaki şekilde yeniden hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:A- Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile,Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre:1-Davacıların maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, 5.535 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 2-Davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, davacı … için 10.000 TL, davacı … için 15.000 TL olmak üzere toplam 25.000 TL’nin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 3-Harçlar Kanun’u uyarınca alınması gerekli 2.085,84 TL harçtan, peşin alınan 467,50 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.618,34 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı … Şirketi’nin, maddi tazminat üzerinden hesaplanan 378,09 TL’sinden sorumlu olması kaydıyla) tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,4-Davacı tarafından dava açıldığı sırada yatırılan 467,50 TL peşin nispi harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 5-Davacılar tarafından yapılan 21,15 TL başvurma harcı, 2.900 TL bilirkişi ücreti, 784,50 TL davetiye gideri olmak üzere toplam 3.705,65 TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre 1.185,45 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, geriye kalan bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına, 6-Kabul edilen maddi tazminat yönünden; davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden, İlk Derece Mahkemesi kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince ve ilk derece mahkemesinin bu konudaki hükmü yinelenerek 2.725 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 7-Reddedilen maddi tazminat yönünden; davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden, İlk Derece Mahkemesi kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince ve ilk derece mahkemesinin bu konudaki hükmü yinelenerek 8.805,15 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılara verilmesine, 8-Kabul edilen manevi tazminat yönünden; davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden Dairemizce kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı davacı …’a verilmesine, 9-Kabul edilen manevi tazminat yönünden; davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden Dairemizce kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı davacı …’a verilmesine, 10-Reddedilen manevi tazminat yönünden; davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden, Dairemizce kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/2. maddesi gereğince 9.200 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile bu davalılara verilmesine,11-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde gider ve delil avanslarından artan bakiyelerinin yatırana iadesine, B-İstinaf İncelemesi Bakımından: 1-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 100 TL posta ve tebligat gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, her bir davacı için hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarları ayrı ayrı dikkate alınarak, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.18/10/2022