Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/1310 E. 2021/1700 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/1310
KARAR NO: 2021/1700
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/01/2021
NUMARASI: 2019/607 (E) 2021/40 (K)
DAVANIN KONUSU: Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 16/11/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalıların sürücüsü işleteni ve trafik sigortacısı oldukları … plakalı TIR nitelikli aracın, usulüne uygun bir şekilde park etmiş halde bulunan müvekkiline ait araca çarpmak suretiyle hasarlanmasına sebebiyet verdiğini belirterek 10.455,97 Euro hasar bedeli ile 958,60 Euro eksper ücreti ve ayrıca kaza sebebiyle araçta oluşan 480,00 Euro değer kaybı ve 5 günlük süre için 325,00 Euro ikame araç bedeli olmak üzere toplam 12.219,60 Euro’ya karşılık 39.000,00 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalılar davanın reddini talep etmişlerdir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, hasar bedeli ve ekspertiz ücretinden oluşan 4.052,60 Euro karşılığı 12.911,50 TL tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Dairemizin 10/10/2019 tarih, 2019/53 Esas, 2019/231 Karar sayılı kararıyla, dava dilekçesinde, değer kaybı ve ikame araç bedeline ilişkin alacak talebinde bulunulmuş olmasına rağmen mahkemece bu talepler yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği gerekçesiyle kararın kaldırılması sonrasında yapılan yargılama neticesinde, değer kaybı ve araç mahrumiyet zarar oluşmadığından bahisle bu talepler yönünden davanın reddine, hasar tazminatı yönünden ise davanın kısmen kabulü ile 12.911,50 TL’nin (4.052,60 Euro karşılığı) 18/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili vermiş olduğu istinaf dilekçesinde, Almanyadaki işçilik bedelinin hesaba katılmadığını, ekspertiz raporunda boya için sarf edilen masraf tutarının değerlendirilmediğini, kaza sebebiyle araçta değer kaybı oluştuğu hususunun herkesin malumu olan bir husus olduğunu, 8 yaşındaki bir araç için değer kaybı oluşmayacağı yönünde verilen mütalaayı destekleyen hiçbir teknik gerekçe bulunmadığını, Almanyada düzenlenen ekspertiz raporuna itibar edilerek 5 günlük araç mahrumiyet zararı ve değer kaybına hükmedilmesi gerekirken bu taleplerin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle, araçta ne şekilde bir hasar oluştuğunun belli olmadığını, ekspertiz raporunun fahiş fiyatlar içerdiğini, davacının kötü niyetli olarak aracı kaçırarak hasarın boyutunun tespit edilmesini engellediğini, tamirata dair bir faturanın mevcut olmadığını, talep edilen hasar bedelinin kabulünün mümkün olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. 1-Davalı sigorta şirketinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; Davalı sigorta şirketi daha önceden verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunmamıştır. Dairemizce kaldırılmasına kararı verilen ilk derece mahkemesi kararında da bir değişikliğe gidilmemiştir. Davalı sigorta şirketi tarafından kaldırma kararına konu hükme yönelik istinaf başvurusunda bulunulmadığına göre, hüküm altına alınan hasar tazminatına ilişkin verilen karar onun bakımından kesinleşmiş olup, bu konuda gerçekleşen usuli kazanılmış hak nedeniyle, davalının daha önceden istinaf başvurusunda bulunmadığı karara yönelik istinaf etmek hakkı usulen yoktur. Bu nedenle, davalı vekilinin hasar tazminatına yönelik davada verilen karara yönelik istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; Davacı vekili tarafından araç mahrumiyet zararına ilişkin kira sözleşmesi veyahut kira bedeli ödeme belgesi şeklinde herhangi bir belge ibraz edilmemiş, bu konuda bir ispat ortaya konulmamıştır. Davacının soyut iddiası doğrultusunda araç mahrumiyet zararının hesaplanması mümkün değildir. Hasara ilişkin bilirkişi raporunun HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu, tamirat işlemini Almanya’da yetkili serviste yaptırmak zorunda kaldığını ifade eden davacı tarafça da, ibraz etmiş olduğu ekspertiz raporunu destekler nitelikte olacak şekilde Almanya’da yapılan onarım işlemine ilişkin tamirat faturası vs. bir belge sunulmadığı, giderek yapılan hesaplamanın doğru olmadığı yönünde mahkemede kanaat uyandıracak nitelikte bir itiraz sunulmadığı karşısında bu yöne ilişkin istinaf iddiaları yerinde görülmemiştir. Almanya’da yaşayan davacının Almanya ülkesi şartları gereğince zararın giderilmesini talep ettiği, bilirkişi raporunda Almanya’da bulunan belli bir yaş üzerindeki araçların, piyasası düşük araçlar olduğu, sözü geçen ülke şartlarına göre 8 yaşındaki bir araçta değer kaybı değil, kıymet kazanma durumu oluştuğu yönünde mütalaada bulunulduğu, davacı tarafından da bilirkişi raporundaki değerlendirmenin doğru olmadığı yönünde mahkemede kanaat uyandıracak yeterlilikte itirazda bulunulmadığı karşısında değer kaybı yönünden verilen kararda da isabetsizlik olmadığı, bu yöne ilişkin davacı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde bulunmadığı anlaşılmaktadır.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine, 2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 3-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinafa başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 5-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (39.000,00 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 16/11/2021