Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/1285 E. 2021/1156 K. 30.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/1285
KARAR NO: 2021/1156
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2021 Tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2021/367 Esas
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/07/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava ve uyuşmazlık, TBK’nın 54. ve 56. maddeleri kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi 22/04/2021 tarihli tensip tutunağının 8 nolu ara kararı ile; “İhtiyati tedbir talebinin konusu uyuşmazlık konusu olmaması ve HMK 389 ‘daki şartları taşımadığı gerekçesiyle reddine”, 9 nolu ara kararıyla ise, “İİK 257.maddesi gereğince yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden ihtiyati haciz talebinin reddine,” karar verilmiştir. Davacılar vekili bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek, istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Somut uyuşmazlıkta, zarar haksız eylemden kaynaklandığından davacıların tazminat talepleri haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmiştir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgeler de nazara alındığında haksız fiil (yaralama) tarihi itibarıyla davacıların maddi ve manevi tazminat alacağı muaccel hale gelmiştir. İhtiyati haczin talep edildiği/davanın ilk açıldığı aşamada zararın miktarının net olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyetle bağdaşmaz. İİK 257. madde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmünü içermektedir. Bu minvalde dosyanın yapılan incelenmesinde; davalı … Sigorta AŞ.’nın ZMSS sigortacısı ve davalı …’nin maliki ve sürücüsü olduğu aracın 28/06/2018 tarihinde, davacılar … ve …’ın çocukları olan davacı …’a çarparak yaralanmasına neden olduğu, ceza dosyasındaki ATK raporuna göre saptanan kırıkların, davacının yaşam fonksiyonlarını ağır derecede etkileyebilecek nitelikte olduğunun mütalaa edildiği ve 30/10/2018 tarihli kusur bilirkişisi raporunda da davalı sürücünün tali, yaya davacı …’ın asli kusurlu olduğunun mütalaa edildiğine göre, tüm bu bilgi ve belgelerin, bu aşamada alacağın varlığına ve muaccel olduğuna kanaat oluşturacak nitelik taşıdığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bu aşamada yaklaşık ispat koşulları çerçevesinde İİK’nın 257/1.maddesi kapsamında ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken ihtiyati haciz kurumunun amacına ve dosya içeriğine uymayan gerekçeyle talebin reddedilmesi doğru görülmemiştir. Bu açıklamalara göre; özellikle manevi tazminat miktarının takdirinin hakime ait olduğu, hakimin yargılama sonunda hak ve nesafete uygun karar vereceği, böylece bu aşamada talep edilen miktarın tamamı yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesinin doğru olmayacağı değerlendirilerek, Mahkemece uygun görülecek miktar yönünden, yine aynı Kanun’un 259. maddesi uyarınca takdir edilecek teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği düşünülmüş, bu itibarla davacılar vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesinin 22/06/2021 tarihli ara kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf talep edenler tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/07/2021