Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/125 E. 2023/186 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/125
KARAR NO: 2023/186
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2020
NUMARASI: 2016/1480 Esas – 2020/262 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 31/01/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan, araç hasar ve değer kaybı zararının tahsili istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince 25/06/2020 tarihli kararıyla; “1-Davanın kısmen kabulü ile; 2.526,00-TL’nin tüm davalılardan (davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalılar … ve … için kaza tarihi olan 01/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek) avans faizi ile birlikte müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Adli Tıp Kurumu raporunda müvekkiline ait araç sürücüsünün bir seçenekte %65, ikinci seçenekte %80 oranında kusurlu olduğunun belirtildiğini, ancak kazaya ilişkin tutanak ve kaza yeri krokisi incelendiğinde davalının kusurlu olduğunun görüleceğini, bu nedenle kusur raporunu kabul etmediklerini, ayrıca kusuru kabul ettikleri anlamına gelmemekle birlikte, İlk Derece Mahkemesi tarafından, davalı sürücünün %20 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek karar verilmesinin, usuli kazanılmış haklarını zedelediğini, zira 20/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda davalının %35 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini ve bu rapora sadece kendileri tarafından itiraz edildiğini, davalılar tarafından itiraz edilmemesi üzerine kendileri lehine usuli kazanılmış hak doğduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 01/10/2016 tarihinde, davalı … Sigorta AŞ.’nin ZMS sigortacısı, davalı …’nın maliki ve davalı …’in sürücüsü olduğu … plakalı araç ile davacının maliki olduğu … plakalı aracın kaza yapması neticesinde, davacıya ait aracın hasarlandığı; işbu davada davacı tarafça, araç hasar tazminatı ve değer kaybı tazminatı adı altında maddi tazminat talep edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Dosyada bulunan 20/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda; kazanın meydana gelmesinde, davacının maliki olduğu araç sürücüsünün %65, davalı sürücünün ise %35 oranında kusurlu oldukları; kusur oranına göre davacının talep edebileceği maddi zararın 4.420,50 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Bu rapora, sadece davacı taraf itiraz etmiştir. Bir başka deyişle, davalıların bu rapora karşı herhangi bir itirazları olmamıştır. Davacının itirazı sonucunda düzenlenen Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 21/04/2020 tarihli raporunda; birinci seçenekte davalı sürücü …’in %35, ikinci seçenekte ise %20 oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir. Buna göre, Mahkemece, davalılar tarafından itiraz edilmeyen ilk kusur raporunda davalı sürücüye verilen %35 oranındaki kusur, davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşturmaktadır. Bu durumda usuli kazanılmış hak dikkate alınarak davalı sürücünün %35 oranındaki kusuruna tekabül eden 4.420,50 TL’ye hükmedilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, davacı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı yerinde görülmüştür.Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davanın kısmen kabulü ile; 4.420 TL’nin tüm davalılardan (davalı Sigorta Şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 01/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek) avans faizi ile birlikte müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 301,93 TL harçtan, davacı tarafından peşin yatırılan 218,42 TL harcın mahsubuyla, bakiye 83,51 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 3-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 1.771,60 TL yargılama gideri ile 172,55 TL peşin harç, 29,20 TL başvuru harcı toplamı 1.973,35 TL’nin, ret ve kabul oranı dikkate alınarak, 682,06 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 4-Davacı vekil ile temsil edildiğinden, Dairemizce kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2. maddesi gereğince kabul edilen miktar olan 4.420 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Davalı … Sigorta AŞ. vekil ile temsil edildiğinden, Dairemizce kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/3. maddesi gereğince 4.420 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine, 6-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
B-İstinaf İncelemesi Bakımından: 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 97,50 TL posta ve tebligat gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.31/01/2023