Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/122 E. 2023/923 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/122
KARAR NO: 2023/923
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 06/10/2020
NUMARASI: 2018/999 (E) – 2020/430 (K)
KARAR TARİHİ: 26/05/2023
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı sigorta şirketi tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigortalanan müvekkiline ait … plakalı kamyonetin, 01/09/2016 tarihinde meydana gelen yangında kullanılamaz hale geldiğini, ancak sigorta tazminatının ödenmediğini belirterek 47.000 TL sigorta bedelinin faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, “… davacı şirket adına tescilli kamyonetin teknik ve ticari yönden pert durumda olduğu, kamyonetin frigofrik kasadaki elektrik tesisatının yükleme, boşaltma veya kapıların kapanması anında ezilmesi nedeniyle oluşan kısa devre sonucunda izolasyon malzemesinin tutuşması ile yangının başladığı, yangın başlaması ile istiap haddinin aşılması arasında hiçbir ilişkinin olmadığı, aracın rayiç bedelinin ekspertiz raporunda 50.000 TL olduğu, sovtaj bedelinin 2.000 TL olduğu, aracın hurdasının davacı sigortalıda kalmak şartıyla ödenmesi gereken rayiç bedelin 48.000 TL olduğu, taleple bağlılık ilkesi gereği 47.000 TL rayiç bedel ödenebileceği, poliçede 5.000 TL bedel ile teminat altına alman kasa bedelinin aracın rayiç bedelinden düşülemeyeceği” şeklinde ortaya konulan gerekçe ile davanın kabulüne 47.000 TL sigorta bedellinin temerrüt tarihi dikkatte alınarak 31/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, bilirkişi raporuna karşı itirazları nazara alınmadan eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesis edildiğini, istiap haddinin aşılması nedeniyle yangının çıktığını, bu nedenle taşıma, yangın ve sigorta hukuku alanında uzman bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına yönelik itirazlarının karşılanmadığını, hasarın meydana gelmesinde istiap haddinin aşılmasının, hasarın oluşumuna etkisinin olup olmadığı hususunda uzman bilirkişilerden rapor alınmadan karar verildiğini, ekspertiz raporunda istiap haddi nedeniyle yangının çıktığı yönünde kanaat bildirildiğini, mahkemece birinci rapora atıfta bulunulan ikinci rapora göre karar verildiğini, kasa teminatı olan 5.000 TL ve hurda bedelinin rayiç piyasa değerinden düşülmesi durumunda hükmedilmesi gereken miktarın davacının talebinin altında kaldığını, rayiç değer araştırmasının yasal zemine uygun olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. İstinafa konu uyuşmazlık araçta oluşan yangın nedeniyle kullanılamaz hale gelen araç hasar tazminatının istiap haddinin aşılmış olmasından mütevellit teminat dışında kalıp kalmadığına ilişkindir. İlk derece mahkemesince dosyaya kazandırılan 11/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda, rizikonun gerçekleştiği anda istiap haddinin aşılmış olduğu, ancak araçta oluşan yangın ile istiap haddinin aşılması arasında illiyet bağının bulunmadığı, zira, istiap haddi aşıldığında motorun fazla akım çekeceği, ancak yangının motordan başlamadığı, yangının kamyonetin frigofrik kasasında başladığı, kasanın çektiği akımın, yük ile birlikte artmayacağı, frigofrik kasa elektrik tesisatı ile aşırı yük altında zorlanan motorun elektrik tesisatının farklı olduğu, her iki tesisatın sigortalarının ayrı olduğu, dolayısıyla frigofrik kasada başlayan yangın ile istiap haddinin aşılması arasında illiyet bağının bulunmadığı, frigofrik kasadaki elektrik tesisatının yükleme, boşaltma veya kapıların kapanması anında ezilmesi nedeniyle oluşan kısa devre sonucu izolasyon malzemesinin tutuştuğu ve yangın başladığı kanaatinde bulunulmuştur. Yangının çıkış sebebine dair itfaiye raporu da aynı yöndedir. Davalı vekili tarafından bilirkişi raporunu çürütecek ve bu konuda bir başka heyetten rapor alınmasını gerektirecek nitelikte somut gerekçelere dayalı itirazda bulunulmadığına göre, gerekçeli ve denetime elverişli düzenlenen bilirkişi raporu, bu haliyle hüküm vermek bakımından yeterli olup; mahkemenin, yangın hasarının istiap haddinin aşılması nedeniyle oluşmadığı, riziko bedelinin teminat kapsamında olduğuna ilişkin kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Taraflar arasında düzenlenen poliçede aracın kasası teminat altına alınmıştır. Bilirkişi raporundaki rayiç piyasa değeri ve sovtaj bedeline ilişkin değerlendirmeler, davalı sigorta şirketinin dayandığı ekspertiz raporu ile örtüşmektedir. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Alınması gereken 3.210,57 TL istinaf karar harcından peşin alınan 802,64‬ TL harcın mahsubundan sonra bakiye 2.407,93‬ TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (47.000 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 26/05/2023