Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/1106 E. 2021/1045 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/1106
KARAR NO: 2021/1045
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/04/2021 tarihli ara karar
NUMARASI: 2021/280 (E) – Derdest
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı
KARAR TARİHİ: 29/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı …’nun, yolculuk yaptığı, davalılardan …’ın sahibi, davalı … AŞ’nin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu davalı …’ın yönetiminde seyir halinde bulunan … plakalı minibüsün açık olan orta kapısından düşerek yaralandığını belirterek, … plakalı aracın trafik kaydına ihtiyati tedbir konulmasına, bu talebin kabul edilmemesi halinde teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesine, belirsiz alacak davası niteliğinde 5.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan, 100.000,00 TL manevi tazminatın ise davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince 16/04/2021 tarihli ara kararıyla; davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz talebinin hangi nedenlerle reddedildiğinin kararda açıklanmadığını, ortaya çıktığı ileri sürülen zararın haksız fiil tarihinde muaccel hali geldiğini, mal kaçırılmasının önüne geçmek ve müvekkilinin alacağının garanti altına almak amacıyla öncelikle minibüs hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise teminatsız, bu da kabul edilmediği takdirde belirlenecek uygun teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesini gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Talep, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı ve manevi tazminat istemiyle açılan davadada, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine ilişkin ara kararına karşı istinaf başvurusudur. Öncelikle belirtmek gerekir ki, HMK’nin 389’uncu maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü içermektedir. Bu maddeye göre ihtiyati tedbir kararı ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilebilecektir. Somut uyuşmazlıkta davacı vekili trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Bu nedenle uyuşmazlık konusunun “para” olduğu gözetildiğinde, dava dilekçesinde, öncelikle minibüsün trafik kaydına ihtiyati tedbir konulması, bu talebin kabul edilmemesi durumunda ihtiyati haciz kararı verilmesi talebinde bulunan davacı vekilinin kastının “ihtiyati haciz” olduğu anlaşılmaktadır. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgeler de nazara alındığında haksız fiil (yaralanma) tarihi itibarıyla davacıların maddi ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir. İhtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir talep edilen davanın ilk açıldığı aşamada zararın miktarının kesin olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyetle bağdaşmayacaktır. 2004 sayılı İcra İflas Kanununun (İİK) 257’nci maddesi; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmünü içermektedir. Bu açıklamalar ışığında dosyanın incelenmesinde; davacı vekilinin kastının ihtiyati haciz talebi olduğu, dosyada bulunan yaralanmaya ilişkin raporlar, trafik kazası tespit tutanağı ve diğer belgelerin, alacağın varlığına ve muaccel olduğuna ilişkin kanı oluşturacak nitelik taşıdığı ve bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun da bulunduğu gözetilerek; davacının davalılar … ve …’a karşı açtığı manevi tazminat davası yönünden, İİK’nin 257/1’inci maddesi kapsamında ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, talebin reddedilmesi doğru görülmemiştir. Bununla birlikte hemen belirtmek gerekirki, manevi tazminat miktarının takdirinin hâkime ait olduğu, hâkimin yargılama sonunda hak ve nesafete uygun karar vereceği, böylece bu aşamada talep edilen miktarın tamamı yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesinin doğru olmayacağı değerlendirilerek, mahkemece uygun görülecek miktar yönünden, yine aynı Kanunun 259’uncu maddesi uyarınca takdir edilecek teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği düşünülmüş, bu itibarla davacılar vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulüyle HMK’nin 353/1-a/6’ncı maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin 16/04/2021 tarihli ara kararının HMK’nin 353/1-a/6’ncı maddesi gereğince kaldırılmasına, 2-Yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 3-Harçlar Kanunu uyarınca peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde harcı yatıran davacılar vekiline iadesine, 4-İstinaf talep eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince esastan verilecek kararda dikkate alınmasına, artan gider avansının iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti tayinine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 29/06/2021