Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/1089 E. 2021/1972 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/1089
KARAR NO: 2021/1972
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/02/2021
NUMARASI: 2020/487 (E) 2021/142 (K)
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 17/08/2015 tarihinde, tescilsiz motosikletin, davacıların desteği yaya …’a çarparak ölümüne sebep olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, her bir davacı için 3.000,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 26/10/2016 tarihinde sunduğu ıslah dilekçesi ile dava değerini davacı … için 237.214,52 TL’ye, davacı … için 25.750,30 TL’ye arttırmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kabulü ile davacı … yönünden 237.214,52 TL, davacı … yönünden 25.750,30 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 21/09/2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde kaza tarihinde kazaya sebep olan aracın tescilsiz olduğu belirtilmiş olmakla aracın tescilsiz olması sebebiyle ZMMS’ye tabi olamayacağından bu araç için poliçe yaptırma zorunluluğundan da bahsedilemeyeceğini, poliçe yaptırma zorunluluğu bulunmayan araç bakımından müvekkili kurumun sorumluluğuna gidilemeyeceğini, yaya kusurunun dikkate alınmadığını, yeniden kusur incelemesi yapılarak bu durumun nazara alınmasını, evlenme indiriminin hatalı değerlendirildiğini, bilirkişice %2’nin %’5inin indirilmesi gerektiğini, bu hesapla davacı eşin yeniden evlenme ihtimalinin %1,9 olacağını, bilirkişi raporunda dosyaya ibraz edilen maaş bordrolarının değil, afaki esnaf odası yazılarının hesaplamada esas alınarak asgari ücretin 1.5 katı üzerinden tazminat hesabının hatalı olduğunu, hesaplamada kullanılan PMF yaşam tablosu ve uygulanan teknik faizin hatalı olduğunu, TRH 2010 tablosu ve %1.8 iskonto oranının uygulanması gerektiğini, HMK 331/2 ve AAÜT’nin 7. maddesi gereğince yetkisizlik kararı uyarınca lehlerine vekalet ücretine hükmolunmaması nedeniyle kararın hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Somut olayda, 17/08/2015 tarihinde, dava dışı …’nın tescilsiz ve zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan motosiklet ile davacıların eşi ve babası olan destek yaya …’a çarpması sonucu desteğin vefat ettiği anlaşılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesinde motorlu araçların trafik sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, 103. maddesinde motorsuz taşıtlar ile motorlu bisiklet sürücülerinin hukuki sorumluluğunun genel hükümlere tabi bulunduğu, … Yönetmeliğinin 9. maddesinde trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu bedensel zararlar için …’na başvurulabileceği öngörülmüştür. 2918 Sayılı KTK’nin 3.maddesinde motorlu bisiklet; “azami hızı saatte 45 kilometreyi, içten yanmalı motorlu ise silindir hacmi 50 santimetreküpü, elektrik motorlu ise azami sürekli nominal güç çıkışı 4 kilovatı geçmeyen iki veya üç tekerlekli taşıtlar ile aynı özelliklere sahip net ağırlığı 350 kilogramı aşmayan dört tekerlekli motorlu taşıtlar” olarak düzenlenmiştir. …’na başvurulabilecek hallere ilişkin olarak, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/2-b maddesinde “Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar” düzenlemesine yer verilmiş; aynı mahiyetteki düzenleme, … Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesinde de yer almıştır. Bu düzenlemelere göre; trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle …’na husumet yöneltilebilmesi için, bedensel zarara yol açan aracın kaza tarihi itibariyle zorunlu sigortasının yapılmamış olması gerekmektedir. Mahkemece hükme esas alınan 26/04/2017 tarihli makine mühendisi bilirkişinin raporunda, kazaya karışan motosikletin tescilsiz olduğu, max hızının 180 km/saat olduğu, motor hacminin 343,5 santimetreküp olduğunun tespit edildiği görülmekle, kazaya karışan tescilsiz motosikletin silindir hacmi 50 santimetreküpün üzerinde olması nedeniyle … bu aracın neden olduğu zarardan sorumludur. Mahkemece hükme esas alınan 24/10/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporunda kusur yönünden yapılan değerlendirmede, kazanın oluşumunda destek yaya …’ın kusurunun bulunmadığı, dava dışı sürücü …’nın % 100 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş, mahkemece hükme esas alınan kusur bilirkişi raporunun kaza tespit tutanağı ile uyumlu olduğu, belirlenen kusur durumunun kazanın oluş şekline, dosya kapsamına uygun bulunmasına göre davalı vekilinin kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda AYİM tablosuna göre evlenme ihtimalinin değerlendirilerek olay tarihinde davacı eş …’ın 41 yaşında olmasına ve 18 yaşından küçük bir çocuğunun bulunmasına göre evlenme ihtimali indirimi yapılmamış olmasında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin son dönem kararlarına göre bakiye yaşam süresi TRH 2010 yaşama tablosu üzerinden belirlenmesi gerekirken davalının lehine olacak şekilde PMF yaşam tablosu üzerinden belirlenmiş olmasına yönelik istinafta hukuki yarar bulunmamaktadır. 2918 sayılı KTK’nin 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiş olmakla bedensel zarar tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden artık uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle, tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanarak yapılması gerektiğine ilişkin davalı vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Desteğin PVC imalat ve montaj işinde ustabaşı olarak çalıştığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.Davacının geliri ile ilgili Lastik-İş Sendikasının 07/03/2016 tarihli yazı cevabı ve Kırıkkale Oto Sanatkarları ve Demirciler Esnaf Odası’nın 27/05/2016 tarihli yazıları, PVC imalat ve montaj işinde ustabaşı olarak çalışan birinin asgari ücretin üzerinde gelir elde etmesinin hayatın olağan akışına ve günün ekonomik koşullarına daha uygun olması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde; desteğin gelirini asgari ücretin 1.5 katı oranında belirleyerek tazminat hesabı yapan bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun olup davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi de yerinde görülmemiştir. HMK’nın 331/2. maddesi gereğince görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği hüküm altına alınmıştır. AAÜT’nin 7/1. maddesinde “Ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar davanın nakli, davanın açılmamış sayılması, görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi durumunda bu Tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez.” düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda; davanın Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açıldığı, mahkemenin davanın kabulü yönündeki kararının Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. HD’nce kaldırılmasına karar verildiği bunun üzerine Ankara 11.ATM’ce İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemece nazara alınmasına karar verildiği ve yargılamaya İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde devam edilerek davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.Bu durumda mahkemece HMK’nın 331/2 maddesi uyarınca, yetkisizlik kararının verildiği tarihteki yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu hususa dikkat edilmemesi doğru görülmemiştir. Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının vekâlet ücreti yönünden düzeltilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının, HMK’nin 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davacı … yönünden davanın kabulü ile; 237.214,52 TL destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminatın dava tarihi olan 21/09/2015’den itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı … yönünden davanın kabulü ile; 25.750,30 TL destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminatın dava tarihi olan 21/09/2015’den itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 17.963,12 TL karar ve ilam harcından peşin ve ıslah ile alınan toplam 905,37 TL harcın mahsubu ile eksik 17.057,75 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 25.055,02 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine, 4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine, 5-Davanın yetkisizlik kararıyla geldiği anlaşılmakla; yetkisiz mahkemece hükmedilmesi gereken 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, 6-Davacı tarafından yapılan toplam 3.034,62 TL ( 27,70 TL BH, 27,70 TL PH, 4,10 TL VH, 877,67 TL Islah Harcı, 1.400,00 TL BK, 697,45 TL tebliğ ve müzekkereler olmak üzere ) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 8-Kullanılmayarak artan gider/delil avansının hüküm kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; -Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından yatıran tarafa iadesine, 2-İstinaf kanun yolu aşamasında davalı tarafından sarf edilen 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile 32,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 194,10 TL yargılama giderinin, davacıdan tahsil edilerek, davalıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, davacı … lehine verilen hüküm yönünden HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, diğer yönlerden HMK’nin 361’inci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/12/2021