Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/1064 E. 2023/536 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/1064
KARAR NO: 2023/536
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/12/2020
NUMARASI: 2016/2 Esas – 2020/895 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/03/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 53. ve 56. maddeleri kapsamında, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince 15/12/2020 tarihli kararıyla; “1-Davacı …’ın maddi tazminat isteminin kabulü ile 152.230,59 TL’nin davalılar … ve …yönünden 10/11/2015, davalı … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta A.Ş. yönünden ise poliçe limitleri ile sınırlı kalmak kaydı ile 04/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile anılan davacıya verilmesine, 2-Davacı …’ın maddi tazminat isteminin kabulü ile 11.568,17 TL’nin davalılar … ve … yönünden 10/11/2015, davalı … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta A.Ş. yönünden ise poliçe limitleri ile sınırlı kalmak kaydı ile 04/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile anılan davacıya verilmesine,3-Davacı …’ın maddi tazminat isteminin kabulü ile 10.118,43 TL’nin davalılar … ve … yönünden 10/11/2015, davalı … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta A.Ş. yönünden ise poliçe limitleri ile sınırlı kalmak kaydı ile 04/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile anılan davacıya verilmesine,4-Davacı …’ın maddi tazminat isteminin kabulü ile 2.019,22 TL’nin davalılar … ve … yönünden 10/11/2015, davalı … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta A.Ş. yönünden ise poliçe limitleri ile sınırlı kalmak kaydı ile 04/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile anılan davacıya verilmesine, B-Manevi Tazminat davası yönünden;1-Davacı …’ın manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 25.000,00 TL’nin davalılar … ve … yönünden 10/11/2015, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden ise ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçe limitleri ile sınırlı kalmak kaydı ile 04/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile anılan davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Davacı …’ın manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 7.000,00 TL’nin davalılar … ve … yönünden 10/11/2015, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden ise ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçe limitleri ile sınırlı kalmak kaydı ile 04/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile anılan davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 3-Davacı …’ın manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 7.000,00 TL’nin davalılar … ve … yönünden 10/11/2015, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden ise ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçe limitleri ile sınırlı kalmak kaydı ile 04/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile anılan davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,4-Davacı …’ın manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 7.000,00 TL’nin davalılar … ve … yönünden 10/11/2015, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden ise ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçe limitleri ile sınırlı kalmak kaydı ile 04/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile anılan davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, “karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalılar … ve … vekili, davalı … Sigorta Şirketi AŞ. vekili ile davalı … Sigorta AŞ. vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusura ilişkin bilirkişi raporlarının alternatifli olarak hazırlandığı dikkate alındığında müvekkilinin asli kusurlu olarak kabul edilmesinin eksik incelemeye dayandığını, kusur incelemesinin yeniden yapılması gerektiğini, bilirkişi raporlarında olasılıklara yer verildiğini, müvekkili sürücünün %100 kusurlu olduğu raporlarda belirtilmediği halde Mahkemece %100 kusurlu olarak kabul edilmesinin açık ve net çelişki olduğunu, bu çelişkileri gidermek açısından yeniden bilirkişi raporu alınması gerektiğini belirtmiştir. Davalı … Sigorta AŞ. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tazminat hesaplamasının TRH 2010 Yaşam Tablosu ve 1,8 teknik faiz hesaplamasına göre yapılması gerekirken, PMF Yaşam Tablosuna göre yapılmış olmasının hatalı olduğunu, müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsüne izafe edilen %30 kusur oranının kabulünün mümkün olmadığını Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden kusura ilişkin rapor alınması gerektiğini; müteveffanın gelirinin, resmi belgelerle kanıtlanması, aksi takdirde asgari ücret olarak alınması gerektiğini, davacıların, kaza sebebiyle elde ettikleri gelir ve tazminatların mahsubunun gerekli olduğunu, müteveffa, davaya konu sigortalı aracın sürücüsü ve işleteni olduğundan, 6704 Sayılı Torba Kanun ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda yapılan değişiklik nedeniyle tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararlarının da bu doğrultuda olduğunu, olayda alacaklı borçlu sıfatlarının birleştiğini, kazanın, 3. kişi konumunda olmayan araç sürücüsü işleten müteveffanın %100 kusuru ile gerçekleştiğini, faiz türünün, dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini, dolayısıyla avans faize hükmedilmiş olasının hatalı olduğunu belirtmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi AŞ. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusur oranını kabul etmediklerini, bilirkişi raporunda sigortalı araç sürücüsünün kusuru %10 olmasına ve bu husus gerekçeli kararda belirtilmiş olmasına rağmen, hüküm kısmında diğer tarafın kusuru indirilmesiyle sorumluluklarının olmadığı açıkken, hüküm kurulması ve müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, harç, yargılama gideri, vekalet ücretinin de kusur oranına göre belirlenmesi gerektiğini, olayda müterafik kusur olup olmadığının tespit edilmesi ve müterafik kusurun varlığı halinde tazminattan indirim yapılması gerektiğini, hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, avans faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, rapor tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:Dosya kapsamından; 10/11/2015 tarihinde, davalı … Sigorta Şirketi nezdinde 26/01/2015 başlangıç tarihli ZMSS poliçesi ile sigortalı, davalı …’nin maliki ve davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı araç ile davalı … Sigorta AŞ. nezdinde 05/05/2015 başlangıç tarihli ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın karıştığı kaza neticesinde; … plakalı aracın sürücüsü-davacıların desteği-yakını (davacı …’ın eşi ve diğer davacıların babaları) …’ın vefat ettiği, eldeki davada davacılar tarafınca destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan 12/12/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; müteveffa sürücü …’ın sevk ve idaresindeki otomobilin önünde ve aynı şeritte seyreden kamyona arkadan çarpması halinde, müteveffa sürücü …’ın kazanın meydana gelmesinde %100 oranında asli kusurlu ve …’ın ise kusursuz kabul edilmesi; davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki kamyonun, otomobilin önüne aniden geçmesi halinde ise; müteveffa sürücü …’ın %30 oranında tali kusurlu ve davalı sürücü …’ın %70 oranında asli kusurlu olduğunun kabul edilmesi gerektiği mütalaa edilmiştir. Davaya konu trafik kazasına ilişkin ceza yargılaması sonucunda kesinleşen kararda, davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki kamyon ile hatalı sollama yaptığı ve aniden müteveffa …’ın sevk ve idaresindeki otomobilin önüne geçtiği maddi olgusu sabit olmuştur. TBK’nın 74. maddesi gereğince ceza kararıyla kesinleşen maddi olgu hukuk hakimini bağlayacağından, Mahkemece bu kusur raporundaki ikinci ihtimal (%30 tali – %70 asli) dikkate alınarak karar verilmiş olmasında herhangi bir hata bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalıların kusura yönelik itirazları yerinde görülmemiştir. Yine Mahkemece karara dayanak yapılan 25/11/2020 tarihli bilirkişi raporunun yapılan incelenmesinde; raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği; tazminat hesaplamasının yargısal ilke ve yöntemlere uygun olarak yapıldığı, raporda herhangi bir hatanın bulunmadığı, raporun, dosyadaki bilgi ve belgelere uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu kanısına varıldığından, bu yönlere ilişkin itirazlar kabul edilmemiştir. Kazanın oluş şekli, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Mahkemece, her bir davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarlarının, TBK’nın 56. maddesinde düzenlenen manevi tazminat müessesesinin amacına ve hakkaniyet ilkesine uygun ve makul olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, bu yöne ilişkin itiraz da yerinde görülmemiştir. Ayrıca, davanın açıldığı tarih itibarıyla arabuluculuğa başvuru şartının bulunmaması, davalı sigorta şirketleri tarafından düzenlenen ZMSS poliçelerinin başlangıç tarihleri dikkate alındığında davacıların destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin poliçe teminatı kapsamında olması, olayda müterafik kusur indirimi yapılmasını gerektiren koşulların bulunmaması, kazaya karışan aracın ticari araç olması nedeniyle ticari faize hükmedilmiş olmasında herhangi bir hata bulunmaması, SGK tarafından rücuya tabi bir ödemenin olmaması, dava dilekçesinde müştereken ve müteselsilen talep olduğuna göre bu yönde hüküm kurulmasının doğru olması, dava öncesinde, davalı sigorta şirketlerine başvuru tarihleri dikkate alınarak belirlenen temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesinin usul ve yasaya uygun olması karşısında; bu hususlara yönelik itirazlarda da isabet bulunmamaktadır. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce davalılar vekillerinin istinaf başvurularındaki itirazları yerinde görülmeyerek aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalılar … ve … vekili, davalı … Sigorta Şirketi AŞ. vekili ile davalı … Sigorta AŞ. vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre maddi ve manevi tazminat davaları bakımından alınması gereken 15.160,48 TL harçtan, peşin alınan toplam 10.586,42 TL’nin mahsubu ile bakiye 4.574,06 TL harcın -davalı … Sigorta AŞ 1.431,80 TL’den müteselsil sorumlu olmak kaydıyla- davalılardan müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 3-Davalılar …, …, … Sigorta Şirketi AŞ ve … Sigorta AŞ tarafından istinaf başvurusu nedeniyle sarf edilen yargılama giderinin üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, her bir davacı için hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarları ayrı ayrı dikkate alınarak, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.28/03/2023