Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/104 E. 2023/648 K. 18.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2021/104
Karar No: 2023/648
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 02/10/2020
Numarası: 2015/1240 (E) – 2020/509 (K)
Davanın Konusu: Maddi Tazminat
Karar Tarihi: 18/4/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne, 4.446,67 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 38.551,31 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 1.932,12 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 44.930,10 TL maddi tazminatın davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı … vekili dilekçesinde özetle; faiz başlangıcının hatalı olarak belirlendiğini, dava açılmadan önce temerrüde düşürülmeyen müvekkili yönünden faiz başlangıcının dava tarihi olması gerektiğini, motosiklette yolcu olarak bulunan davacının motosiklet üzerinde seyahat durumunda gerekli koruma kıyafetlerini giymediğini, dizlik takmadığı için birlikte (müterafik) kusur indiriminin yapılması gerektiğini, davacının gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğu kabul edilerek hesaplama yapılması gerekirken, somut belge bulunmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, bakıcı giderinden Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) sorumlu olması gerektiğini, bakıcı ücretine yönelik itirazlar saklı kalmak koşuluyla, fiilen bakıcı tutulamadığından hesaplamanın brüt ücret üzerinden yapılmasının hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İhbar edilen … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; gerekli güvenlik ekipmanlarını takmadan motosiklete binerek yolculuk yapan davacı lehine hükmolunan tazminattan, birlikte kusur nedeniyle indirim yapılması gerektiğini, geliri belgeyle ispat edilmeyen davacı lehine üst sınırdan hesaplama yapıldığının, bakıcı giderlerinden SGK’nin sorumlu olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355 inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: HMK’nin 61 inci maddesi uyarınca taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir. Aynı Kanunun 63 üncü maddesi gereğince dava kendisine ihbar edilen kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı olan taraf yanında davaya katılabilir. Hüküm, lehine müdahale edilen taraf hakkında verileceğinden, bu hükme karşı kanun yoluna başvurma yetkisi de doğal olarak sadece asıl (lehine müdahale edilen) tarafa aittir. Lehine müdahale edilen taraf hükmü kanun yoluna götürürse, onunla birlikte hareket etme yetkisine sahip olan müdahil de hükmü, lehine katıldığı tarafla birlikte kanun yoluna götürebilir. Lehine müdahale edilen taraf hükme karşı kanun yoluna başvurmazsa, lehine katıldığı tarafla birlikte hareket edebilecek olan feri müdahilin yalnız başına hükme yönelik kanun yoluna başvurma yetkisi bulunmamaktadır. Davanın ihbar edildiği … davaya katılma talebinde bulunmadığı gibi davaya katılmaya ilişkin başvurma harcını da yatırmamıştır. Bu itibarla görülmekte olan davaya feri müdahil olarak katılmayan davanın ihbar edildiği Korhan Burak Karadağ’ın istinaf kanun yoluna başvurmaya hak ve yetkisinin bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. 25/2/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/2/2011 gün ve 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 59 uncu maddesiyle değiştirilen 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 98 inci maddesinde trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın SGK tarafından karşılanacağı öngörülmüştür. Motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alan zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesini düzenleyen sigorta şirketleri ile işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülükleri 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. Diğer bir anlatımla KTK’nin 98 inci maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk davalı SGK’ye geçmiştir. Bununla birlikte hemen belirtmek gerekir ki, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı Kanun ile değiştirilen KTK’nin 98 inci maddesi uyarınca, tüm tedavi giderlerinden değil, ancak söz konusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderleri (geçici iş göremezlik, bakıcı gideri, tedavi yol gideri vb.) 6111 sayılı Kanun kapsamında değildir. Diğer yandan; her ne kadar 1/6/2015 günü yürülüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5.b. maddesinde, tedavi süresine ilişkin geçici bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik zararının sağlık giderleri teminatı kapsamında olduğu ve bu teminatın da SGK’nin sorumluluğunda olduğu, bu nedenle sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığı açıklanmış ise de; 6111 sayılı Kanun ile değiştirilen KTK’nin 98 inci maddesinde SGK tarafından karşılanacak tedavi giderleri arasında, geçici işgöremezlik, bakıcı gideri ile belgesiz tedavi gideri tazminatı gibi belgesiz tedavi gideri sayılmamıştır. Bu durumda, SGK’nin sorumluluğu alt norm düzeyindeki genel şartlar ile genişletilemiyeceğinden, sözü geçen ilgili genel şart hükmünün uygulanma yeteneği bulunmamaktadır.Bu durumda belgeli olmayan tedavi giderleri ile geçici iş göremezlikten kaynaklanan zarardan SGK sorumlu olmayıp zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesini düzenleyen sigorta şirketi ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu devam etmektedir. (Aynı yönde Yargıtay 4 üncü Hukuk Dairesi 2021/11627 (E) – 2022/6346 (K) sayılı kararı ve benzer nitelikteki diğer kararları) Dolayısıyla ZMSS poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketinin geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu tutulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Dava dosyasına eklenen belgelerin incelenmesinde; dava dilekçesinde temerrüt tarihinden itibaren avans faizi işletilmesini talep eden davacı vekilinin, davalı …na 15/7/2015 günü ulaşan dilekçe ile zararının giderilmesini talep ettiği, böylece adı geçen davalının KTK’nin 99 uncu maddesinin 1 inci fıkrası ile kazanın meydana geldiği 19/4/2011 günü yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının, tazminatın ve giderlerin ödenmesine ilişkin B.2 nci maddesinde öngörülen 8 iş gününü izleyen 29/7/2015 günü temerrüde düştüğünün anlaşılması karşısında, davalı vekilinin bu konuya ilişkin istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Mağdurun, makul bir insandan beklenen davranışta bulunmayarak zararın meydana gelmesinde veya artmasında etkili olmasına birlikte kusur denilmektedir. (Prof. Dr. M.Kemal Oğuzman, Prof. Dr. M. Turgut Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler Genişletilmiş 11 inci bası, 2’nci cilt, sayfa 120) Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan birlikte (müterafik) kusur 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 52 nci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu durum ve koşullar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hâkim tazminat miktarını hafifletebilir. Zarar görenin birlikte kusurunun varlığının saptanması durumunda hesaplanan tazminattan; somut olayın özellikleri ile oluş biçimi ve zarar görenin zararın artmasına neden olan kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek, tazminattan uygun bir indirim yapılması gerektiği gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150 nci maddesi uyarınca, koruma başlığı (kask) bulundurmaları ve kullanmaları zorunlu olan motosiklet sürücüsü ile yolcusunun, dizlik ve kolluk bulundurmaları ve kullanmaları zorunlulukları bulunmamaktadır. Somut uyuşmazlıkta ise kolluk tarafından düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağında tescilsiz motosiklet sürücüsü davacının koruyucu tertibat olarak kask takıp takmadığına ilişkin bölümün “tespit edilemedi” biçiminde işaretlediği gözetildiğinde, davacının Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150 nci maddesi uyarınca zorunlu ekipmanlardan olan koruma başlığı takmadığı kanıtlanmadığı gibi trafik kazası sonucu tibia uç kırığı oluşan davacının yaralanması ile koruma başlığı takmaması arasında nedensellik bağı bulunmadığı, diğer bir anlatımla koruma başlığı takmasının oluşan yaralanma bakımından sonuca etkisinin bulunmadığının anlaşılması karşısında, hükmolunan tazminattan birlikte kusur nedeniyle indirim yapılmamasının yerinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Diğer yandan bakıcı gideri tazminatının brüt asgari ücret esas alınarak, davacının geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının SGK’ye bildirilen ücret bordrolarında yer alan aylık geliri dikkate alınarak hesaplanmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-İhbar edilen … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nin 352/1-ç maddesi uyarınca reddine, 2-Davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin hükmüne yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b/1 inci maddesi gereğince esastan reddine, 3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 3.069,17 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan toplam 774,29‬ TL istinaf karar ve ilam harcı mahsup edilerek, bakiye 2.294,88‬ TL istinaf karar ve ilam harcının davalı …’ndan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-Davalının istinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle harcadığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333 üncü maddesinin, 1 inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 18/4/2023