Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/10 E. 2021/51 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/10
KARAR NO: 2021/51
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/10/2020 tarihli ara kararı
NUMARASI: 2020/794 (E)
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 20/01/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özletle; davalılardan …’nun kullandığı … plaka sayılı aracın, 18.10.2017 günü müvekkilleri … ve …’ın müşterek çocukları, davacı …’nin ise abisi olan …’ın kullandığı … plakalı motosiklete çarpışması sonucu, …’ın vefat ettiğini, arabuluculuk başvurusu yapılmasına rağmen anlaşma sağlanamadığını, davalı …’nun aracın sürücüsü, davalı … AŞ’nin aracın işleteni, davalı … Sigorta AŞ’nin ise zorunlu trafik sigortası poliçesi kapsamında sorumluluğunun olduğunu belirterek, meydana gelen zararlar sebebiyle sigorta şirketi dışında kalan davalıların diğer araçları, taşınmazları ve üçüncü kişilerde bulunan hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasını, müvekkili … için 1.000,00 TL, davacı … için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 2.000, 00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … ile davalı … AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı … için 100.000,00 TL manevi tazminatın, davacı … için100.000,00 TL manevi tazminatın, davacı … içinde 70.000,00TL manevi tazminatın davalılar …, davalı … AŞ ve … Sigorta AŞ ‘den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince; alacağın muaccel olup olmadığının yargılamaya gerektirdiği, yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde ve İcra İflas Kanununun (İİK) 257 ve 258’inci maddelerinde düzenlenen yasal şartların oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz mahiyetinde talebin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekili dilekçesinde özetle; oluşan kaza ile ilgili olarak İstanbul Anadolu 53’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/137 (E) sayılı dosyasında asli kusurlu olduğu saptanan davalı …’ya ceza verildiğini, 16 yaşındaki tek erkek çocuklarını kaybeden müvekkilleri … ve …’nın ciddi acı ve elem içinde kaldıklarını, davacı …’in ise abisini 12 yaşında kaybetmenin derin acısını yaşadığını belirterek, ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı yapılan incelemede: Talep, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemiyle açılan davadada, ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta davacılar vekili trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgeler de nazara alındığında haksız fiil (yaralanma) tarihi itibarıyla davacıların maddi ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir. İhtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir talep edilen davanın ilk açıldığı aşamada zararın miktarının kesin olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyetle bağdaşmayacaktır. 2004 sayılı İcra İflas Kanununun (İİK) 257’nci maddesi; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmünü içermektedir. Bu açıklamalar ışığında dosyanın incelenmesinde; dosyada bulunan Adlî Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin raporu, İstanbul Anadolu 53’üncü Asliye Ceza Mahkemesinin 6.12.2019 gün ve 2018/137 (E) – 2019/677 (K) sayılı gerekçeli kararı, trafik kazası tespit tutanağı ve diğer belgelerin, alacağın varlığına ve muaccel olduğuna ilişkin kanı oluşturacak nitelik taşıdığı ve bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun da bulunduğu gözetilerek, İİK’nin 257/1’inci maddesi kapsamında ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, talebin reddedilmesi doğru görülmemiştir. Bununla birlikte hemen belirtmek gerekirki, manevi tazminat miktarının takdirinin hâkime ait olduğu, hâkimin yargılama sonunda hak ve nesafete uygun karar vereceği, böylece bu aşamada talep edilen miktarın tamamı yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesinin doğru olmayacağı değerlendirilerek, mahkemece uygun görülecek miktar yönünden, yine aynı Kanunun 259’uncu maddesi uyarınca takdir edilecek teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği düşünülmüş, bu itibarla davacılar vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nin 353/1-a/6’ncı maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin 16/10/2020 tarihli ara kararının HMK’nin 353/1-a/6’ncı maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2-Yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 3-Harçlar Kanunu uyarınca peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde harcı yatıran davacılar vekiline iadesine, 4-İstinaf talep eden davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince esastan verilecek kararda dikkate alınmasına, artan gider avansının iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti tayinine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 20/01/2021