Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/991 E. 2022/1256 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/991
KARAR NO: 2022/1256
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 13/11/2019
NUMARASI: 2018/253 (E) – 2019/1011 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, 20/04/2008 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, müvekkillerinin eşi ve anneleri olan destek …’ın, dava dışı … yönetimindeki …marka henüz tescili yapılmamış traktör ile seyahat halindeyken traktör römorkunun bağlı olduğu demir üzerinden düşüp vefat ettiğini belirterek her bir davacı için ayrı ayrı olmak üzere şimdilik 100 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 100 TL cenaze ve defin giderinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, trafik sigortası bulunmayan araç sürücüsünün kazanın gerçekleşmesinde tali kusurlu olduğu kabul edilerek benimsenen hesap raporu doğrultusunda destekten yoksun kalma tazminatı davasının kabulü ile davacı … için 44.240,28 TL, davacı …için 338,88 TL, davacı … için 1.952,18 TL, davacı … için 4.001,38 TL, davacı … için 5.687,42 TL, davacı … için 4.001,38 TL, davacı … için 5.687,42 TL, davacı … için 9.071,78 TL tutarındaki destekten yoksun kalma tazminatlarının 18/04/2017 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak adı geçen davacılara verilmesine; davacı … ‘ın davasının reddine, davacıların cenaze ve defin giderine ilişkin talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili, davacı …’ın müteveffanın vefatından kısa bir süre sonra evlendiği hususunun UYAP kayıtlarıyla sabit olduğunu, dolayısıyla tazminat hesabının evlenme tarihine kadar yapılması gerektiğini, kaldı ki davacının olay nedeniyle zararının karşılandığı, yeniden tazminat talebinin olmadığını beyan ettiği halde lehine yeniden tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, müteveffanın kendi can güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde nizamlara aykırı yolculuk ettiği halde müterafik kusur indirimi yapılmaması doğru olmadığı gibi hatır için yapılan taşıma nedeniyle hatır indirimi yapılmamasının da hatalı olduğunu, ölü muayene ve otopsi raporunda müteveffanın evin damından düştüğü belirtilmiş olmasına rağmen vefat hadisesinin trafik kazası sonucu gerçekleşip gerçekleşmediğinin tam olarak belirlenmesi gerektiğini, hükme esas alınan raporda …’a pay ayrılmadan hesaplama yapılmasının doğru olmadığını, temerrüt tarihinin de dava tarihinden önceki bir tarih olarak belirlenmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. 1-Davacılar …, …, …, … yönünden verilen hüküm fıkralarına ilişkin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; HMK’nın 341/2. fıkrasına göre miktar veya değeri 3.000,00 Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu mahkeme hükmünün verildiği 2019 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 4.400 TL olacaktır. Bu durumda, adı geçen ihtiyari dava arkadaşı konumundaki davacılar tarafından davalı aleyhine açılan subjektif dava birleşmesi teşkil eden her bir davada hükmedilen miktarların kesinlik sınırı altında kalıyor olması nedeniyle bu davacılar lehine tesis edilen hüküm fıkralarına yönelik istinaf dilekçesinin usulden reddine karar vermek gerekmiştir.2-İstinaf kesinlik sınırı üzerinde kalan davacı …, …, … ve … yönünden tesis edilen hüküm fıkralarına ilişkin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; Dava, trafik sigortası bulunmayan aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle araçta yolcu olarak bulunan davacılar desteğinin vefatından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 357. maddesi gereğince, bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenilmez, yeni delillere dayanılamaz. Başka bir ifadeyle, yargılama sırasında ileri sürülmeyen bir hususun istinaf aşamasında ileri sürülmesi mümkün değildir. Davalı tarafça, davacı … bakımından evlenme tarihine kadar hesaplama yapılması gerektiği yönünde istinaf itirazında bulunulmuş ise de; bu husus, davalı şirket tarafından sunulan hasar dosyası kapsamında bulunan nüfus aile kayıt tablosundan anlaşılıyor olmasına rağmen, usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilen bilirkişi raporuna karşı veyahut yargılamanın diğer aşamalarında buna ilişkin bir itirazda bulunulmamıştır. Davalı taraf buna ilişkin itirazda bulunulmamak suretiyle, evlenme tarihinden sonra ayrılan payın diğer davacılara verilerek hesaplama yapılabilmesi imkanını usulen ortadan kaldırmış olduğundan ötürü, bu itirazın, istinaf aşamasında dinlenmesi mümkün görülmemiştir. Davacıların desteği olan müteveffa … bahse konu kazada kendi can güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde nizamlara aykırı yolculuk etmesi ve emniyetli bir şekilde tutunmayıp araçtan düşmesi nedeniyle asli kusurlu görüldüğü, halbu ki müteveffanın araç sürücüsü olmaması nedeniyle, kendisine trafik kusuru izafesinin doğru olmadığı, bu durumun ancak müterafik kusur kapsamında değerlendirilebileceği, hali hazırda da yapılması gereken müterafik kusur indiriminin üzerinde bir oran dahilinde zarardan indirim yapıldığı, dolayısıyla mükerreren olacak şekilde zarardan yeniden indirim yapılmasının mümkün olmadığı görülmektedir. Hatır taşıması savunması itiraz değil def’i’dir. Alacağın talep edilebilirliğini engelleyici işlev gören def’iler ancak dilekçelerin teattisi aşamasında ileri sürülebilir ve ileri sürülmemesi durumunda dosya kapsamından anlaşılsa dahi bu husus mahkemece re’sen nazara alınamaz. (Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin 2017/2554 Esas – 2019/9738 Karar sayılı kararı ve benzer nitelikteki kararları) Somut olayda davalı vekili, cevap dilekçesinde, hatır taşımasına ilişkin savunmada bulunmadığına göre istinaf aşamasında ileri sürülen hatır taşımasına ilişkin savunmanın usulen dinlenmesinin mümkün bulunmamaktadır. Şırnak Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/347 Esas – 2009/142 Karar sayılı kararı ve dosyası kapsamında desteğin davaya konu trafik kazası nedeniyle vefat ettiği sabittir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsamında davacının zararının bulunmadığını beyan etmiş olması destekten yoksun kalma tazminatından feragat ettiği anlamına gelmemektedir. Diğer yandan müteveffanın kaza tarihi itibarıyla reşit olan ve desteklik ilişkisinden çıkmış bulunan … bakımından pay ayrılmadan hesaplama yapılmış olmasında usule aykırılık bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesinin, dava tarihinden önce gerçekleşen temerrüt tarihine ilişkin kabulünde de yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-Davacılar …, …,…, … yönünden verilen hüküm fıkralarına ilişkin davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca kesinlik nedeniyle usulden reddine, 2-a)Davacı …, …, … ve … yönünden tesis edilen hüküm fıkralarına ilişkin davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun, HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü uyarınca esastan reddine, b)İstinaf başvurusu esastan reddedilen dava konusu 64.686,90 TL değer üzerinden alınması gereken 4.418,76 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.280,48‬ TL harcın mahsubundan sonra bakiye 3.138,28 TL istinaf karar harcının, istinafa başvuran davalı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ihtiyari dava arkadaşı konumundaki her bir davacı için davalı aleyhine hükmedilen miktarlar göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 30/06/2022