Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/933 E. 2022/645 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/933
KARAR NO: 2022/645
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/10/2019
NUMARASI: 2017/579 (E) – 2019/979 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi tazminat
KARAR TARİHİ: 05/04/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıya dava dışı sürücü …’nin yönetimindeki Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı … plakalı aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle yoldan çıkarak ahşap telefon direğine çarptığını, araçta yolculuk yapan müvekkilinin ağır biçimde yaralandığını belirterek, belirsiz alacak davası niteliğinde 1.000,00 TL sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; toplanmasını istediği kanıtları bildirerek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne, 75.327,30 TL tazminatın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili şirkete yapılan başvurunun yeterli koşulları sağlamadığından müvekkili şirketin yargılama gideri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğini, davacının sürekli sakatlık oranına ilişkin raporlar arasında çelişki bulunduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı istemine ilişkindir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) “Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı” başlıklı 97’nci maddesinde “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.Tazminat talebine konu kaza, KTK’nin 97’nci maddesinde değişiklik yapan 6704 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 26/04/2016 gününden sonra 24/3/2017 tarihinde meydana gelmiş; dosyaya eklenen belgelerin incelenmesinden, davacı vekilinin zararının giderilmesi amacıyla 24/5/2017 tarihli dilekçe ile başvurduğu davalı … tarafından düzenlenen hasar ihbar fişinde ise ihbar tarihinin 26/5/2017 olarak kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Bu itibarla davacının KTK’nin 97’nci maddesinde öngörülen dava şartı niteliğindeki başvuru koşulunu yerine getirdiği kabul edilmiştir. Dosya kapsamından, dava açmadan önce davalı … başvurduğu anlaşılan davacı vekilinin dilekçesinde hükmolunacak tazminata başvuru tarihinin 15’inci günü olan 8/6/2017 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasını talep ettiğinin anlaşılması karşısında, davalı … şirketinin yargılama gideri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulmasında ve hükmolunan tazminata faiz uygulanmasına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 tarihi ile 1/9/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 1/9/2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 1/6/2015 tarihinden sonra da Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumunun ilgili İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu ileri sürülen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak, oluşturulacak uzman doktor heyetinden kazanın meydana geldiği 22/10/2016 tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. İlk derece mahkemesince, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı Öğretim Üyesi tarafından davacının yaralanmasının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranları Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre düzenlenen rapor hükme esas alınmıştır. Somut olay yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; Adlî Tıp Kurumu 3’üncü Adlî Tıp İhtisas Kurulundan, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı ile Karadeniz Teknik Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı Öğretim Üyeleri tarafından düzenlenen önceki raporlarda irdelenerek, kaza tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca davacıda trafik kazası nedeniyle oluşan sürekli sakatlık oranına ilişkin rapor alınması ve oluşacak sonucu göre aktüerya uzmanı bilirkişiden sürekli sakatlık tazminatı yönünden yeniden rapor alınarak, hüküm kurulması gerekirken, kaza tarihi itibarıyla yürürlükte bulunmayan yönetmelik hükümleri uyarınca belirlenen meslekte kazanma gücü kaybı oranı esas alınarak düzenlenen aktüerya uzmanı bilirkişinin raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/6’ncı maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının, istekte bulunulması durumunda ilk derece mahkemesince yatıran tarafa geri verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf kanun yolu başvurusundan ötürü davalı tarafından sarf edilen yargılama giderinin, ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine, 6-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, 7-İstinaf kanun yolu incelemesinin sonucuna göre icranın geri bırakılması kararı kapsamında davalı … Sigorta AŞ tarafından verilen teminat mektubunun 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 36’ncı maddesinin 5’inci fıkrası uyarınca geri verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a ve 362/1-g maddeleri uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.05/04/2022