Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/911 E. 2022/814 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/911
KARAR NO: 2022/814
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/10/2019
NUMARASI: 2016/132 (E) 2019/823 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 26/04/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 13/12/2015 tarihinde meydana gelen çok taraflı trafik kazasında trafik sigortası bulunmayan … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, bu aracın sürücüsü olan dava dışı …’in kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğunu belirterek belirsiz alacak davası şeklinde 1.000,00 TL maddi tazminatın faiziyle birlikte davalı …ndan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili, kazaya karışan aracın 30/04/2015-2016 dönemine ilişkin trafik sigortası bulunduğunu, poliçenin satış nedeniyle iptal edilmesinden sonra 15 gün süreyle poliçeye dayalı sorumluluğun devam ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, aracın kaza tarihinden önce var olan trafik sigortasına ilişkin poliçesinin devir fesih nedeniyle iptal olduğu, kaza saatinden sonra yapılan poliçenin ise kaza saati itibarıyla yürürlükte olmadığı gerekçesiyle tespit edilen maluliyet oranı ve tam kusur üzerinden hesaplanan 42.438,05 TL sürekli iş göremezlik tazminatının, 20.000,00 TL’lik kısmın temlik alan …’e ödenmek üzere davalı taraftan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili, kazaya karışan ve sigortası bulunmadığı iddia edilen … plaka sayılı aracın … Sigorta AŞ nezdinde satış nedeniyle iptal edilen poliçesi bulunduğunu, trafik sigortası genel şartlarının C.4 maddesi uyarınca sigortalının değiştiği tarihten itibaren 15 gün süre ile yeni sözleşme yapılana kadar iptal edilen poliçenin geçerli olduğunu, kabul şekli bakımından da maluliyet oranının özürlülük ölçütüne göre hesaplanmadığını, hesaplama tekniğinin de genel şartlara uygun olmadığını, kusur oranına ilişkin de ATK’dan rapor alınmamasının eksiklik teşkil ettiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Öncelikle, davacı tarafından sunulan 24/10/2019 tarihli feragat beyanı hakkında bir değerlendirme yapılarak bir karar verilmemiş olması doğru olmamıştır. Davadan feragat kesin hüküm sonuçlarını doğurur ve karar kesinleşinceye kadar davadan feragat edilebilir. Diğer yandan, davacı vekilinin, müvekkilinin dava konusu alacağın 20.000,00 TL’lik kısmını …’e temlik ettiğini belirterek temlik dikkate alınarak hüküm kurulmasını talep etmesi üzerine mahkemece, davaya taraf olmayan … bakımından hüküm tesis edilmiş ise de, bu kabul şekli de usule uygun olmamıştır. Bilindiği üzere; dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 125. maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir. Söz konusu maddede, “dava konusunun devri” kenar başlığı altında; “davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder” şeklinde düzenleme getirilmiştir.(Yargıtay 1.HD. 2015/10733-14785 E.K. sayılı kararı ve benzer nitelikteki diğer kararları) Dava açan … ile temlik alan …’in birlikte vekalet vermiş olmaları, …’e temlik alınan kısım bakımından kendiliğinden davacı sıfatı kazandırmamaktadır. O halde, temlik edilmeyen kısım bakımından davadan feragate ilişkin bir değerlendirme yapıldıktan sonra dava konusu alacağın kısmen temlik edilmiş olması nedeniyle, re’sen gözetilmesi zorunlu bulunan HMK’nun 125/2.maddesi hükmü uyarınca usuli işlemlerin yerine getirildikten sonra davalı tarafın savunmasında bahsi geçen trafik sigortası genel şartlarının C.4 maddesi uyarınca kaza tarihinden 3 gün önce iptal edilen poliçenin 15 gün süreyle geçerli olup olmadığı yönünde bir değerlendirme yapılarak davalı Güvence Hesabının sorumluluğunun var olduğunun kabulü durumunda maluliyet oranı yönünden kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik uyarınca ATK’dan ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin kabulüne, 2-İlk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına,3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 4-Peşin alınan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353 maddesi gereğince kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 26/04/2022