Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/907 E. 2023/512 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2020/907
Karar No: 2023/512
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 10/12/2019
Numarası: 2015/66 Esas – 2019/835 Karar
Davanın Konusu: Maddi Tazminat
Karar Tarihi: 21/03/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 06.05.2013 tarihinde, davacının yolcu konumunda bulunduğu ve zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan … plakalı aracın tek taraflı kaza yapması sonucu davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100 TL geçici işgöremezlik ve 3.900 TL sürekli işgöremezlik tazminatının müracaat tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, davacı vekili 26.12.2018 talep artırım dilekçesi ile talebini 250.000 TL’ye artırarak davalı …’nın başvuruyu reddettiği 02.04.2014 tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle, ceza yargılamasında davacının zararı karşılandığından ve davacı şikâyetinden vazgeçtiğinden artık tazminat istenemeyeceğini, davacının ve sürücünün alkollü olduğunu, müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, faiz istemi, türü, başlangıç tarihi ve yargılama gideri isteminin haksız olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “1-Davanın kısmen kabulüne, 2-25/09/2018 tarihli aktüer bilirkişisi raporunda hesaplanan 250.000,00 TL sürekli işgöremezlik tazminatından %10 oranında hatır aşaması indirimi yapılarak 225.000,00 TL sürekli işgöremezlik tazminatının 02/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-100,00 TL geçici işgöremezlik tazminatının 6100 sayılı HMK madde 26 taleple bağlılık ilkesine göre 02/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı tarafın ticari faiz talebinin reddine” karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, davaya konu trafik kazasında hatır taşıması olmadığını, kazaya karışan kişilerin arkadaş olduğunu ve bu gezintiden davacının herhangi bir menfaat sağlamadığını, arkadaşının yanında onunla gezdiğini, dava dışı sürücünün de bu gezintiden moral/motivasyon/dertleşmek gibi çıkarı olduğunu, bu sebeple dayanışma ödevleri bulunan ve taşımadan davacı veya davalının yararlandığı bir gezinti sebebi ile hatır taşıması indirimi yapılamayacağını ayrıca indirim yapılsa dahi takdiri indirim nedeni ile reddedilen kısımlar için vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … vekili, davacının ceza yargılamasında sanıktan şikayetçi olmadığını ve tüm zararın karşılandığını beyan ettiğini dolayısıyla davacının tazminat hakkı sona ermesine rağmen lehine tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını, olayda işletenin sorumluluğu KTK’ya göre olmadığından müvekkili kurumun da herhangi bir sorumluluğunun söz konusu olmayacağını, hatır taşıması indiriminin %20 yapılması gerekirken % 10 yapılmasının hatalı olduğunu, sürücü alkollü olmasına rağmen mahkemece müterafik kusur konusunda değerlendirme yapılmadığını, müvekkili …nın temerrüdünün söz konusu olmadığını, müvekkilinin temerrüdünün davanın açılması ile meydana geldiğini, faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olduğunu, müvekkili kurumun geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını, davacı yanın geçici iş göremezlik yönünde bir ıslahı iradesi olmamasına rağmen ilk derece mahkemesinin bu yönde karar vermesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 06.05.2013 tarihinde, kaza tarihi itibariyle zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan, davacının yolcu olarak bulunduğu, dava dışı … idaresindeki … plakalı otomobil ile tek taraflı kaza yapması sonucu davacının yaralandığı anlaşılmış, mahkemece ATK 3. İhtisas Kurulu’ndan alınan 31.07.2017 tarihli ve ATK 2. Üst Kurulu’ndan alınan 12.04.2018 tarihli raporda, davacının sürekli maluliyet oranının % 34,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. 1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesi; Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay içtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hakim tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Somut olayda, davacı ve dava dışı sürücü … ceza soruşturması kapsamında kollukta alınan ifadelerinde arkadaş olduklarını, olay günü … Köyü tarafına …’in adına kayıtlı ve onun idaresindeki araçla birlikte bira alıp gezmeye gittiklerini, … Köyü tarafında yol kenarına aracı park edip birlikte alkol aldıklarını, sonra …’a dönüp araçla tur attıklarını ve akabinde kazanın meydana geldiğini beyan etmişlerdir. Bu durumda mahkemece hatır taşıması indirimi yapılmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Yasal düzenlemeler gereği 6098 sayılı TBK’nın 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceğinden davalı yararına hatır taşıması indiriminden dolayı reddedilen kısım için vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. 2- Davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesi; 5237 sayılı TCK nın 73/7. maddesine göre “Kamu davasının düşmesi, suçtan zarar gören kişinin şikâyetten vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada şahsi haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıklamış ise artık hukuk mahkemesinde de dava açamaz.” Ceza yargılamasının yapıldığı Dinar Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/211 Esas 2013/ 466 K. sayılı kararı ile sanık … hakkında bilinçli taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasına ve HAGB karar verilmiş, karar itiraz etmeden kesinleşmiştir. Somut olayda TCK nın 73/7. maddesinin uygulanma koşulları oluşmadığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Kaza tarihi 06.05.2013 olup, kaza tarihi itibariyle geçici iş göremezlik zararı teminat kapsamında olduğundan geçici iş göremezlik tazminatından davalının sorumlu tutulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Dosya kapsamından yolcu konumunda bulunan davacının, araç sürücüsü ile birlikte alkol aldığı, araç sürücüsünün alkollü olduğunu bildiği araca binmekle müterafik kusuru olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan tazminat miktarından Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken müterafik kusur indirimi yapılmaksızın karar verilmesi doğru olmamıştır. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre hatır taşıması yönünden yapılması gereken indirim oranı %20 iken mahkemece düşük oranda hatır taşıması indirimi yapılması isabetsizdir.Faiz başlangıç tarihine yönelik istinaf itirazının incelenmesine gelince; … yönünden faizin başlangıç (temerrüt) tarihi belirlenirken, ilgililerce gerekli belgeler de ibraz edilerek … Yönetmeliğinin 9, 14 ve 15. maddelerinde yazılı biçimde fona başvurulduğu halde ödeme yapılmamışsa başvuru tarihinden itibaren …nın temerrüde düştüğünün kabulü gerekir.Gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulmuş ya da hiç müracaat edilmemiş ise …nın temerrüdünden bahsedilemeyeceğinden faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabulü gerekir. Somut olayda; davacı vekili tarafından dava açılmadan önce 27/02/2014 tarihinde davalıya başvuruda bulunulduğu, davalının bu tarih itibariyle mütemerrit olduğu ancak davacı vekilinin ıslah dilekçesinde 02/04/2014 tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep etmesi karşısında mahkemece taleple bağlı kalınarak 02/04/2014 tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.Davalı vekilinin faizin başlangıcının dava tarihi (29/04/2014) olması gerektiğine yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, ilk derece mahkemesince alınan 25/09/2018 tarihli aktüer bilirkişi raporunda davacının sürekli işgöremezlik zararı 263.182,00 TL hesaplandığına göre bu miktardan davacının müterafik kusuru nedeniyle % 20 oranında ve hatır taşıması nedeniyle % 20 oranında indirim yapılarak davacı lehine 168.436,48 TL sürekli işgöremezlik tazminatına ve 100 TL geçici işgöremezlik tazminatına karar verilmiş, takdiri indirim yapılan kısım bakımından karşı taraf yararına vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinden davalı lehine bu kısım üzerinden vekalet ücreti takdir edilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A- Davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının, HMK’nin 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davanın kısmen kabulüne, 168.436,48 TL sürekli işgöremezlik tazminatının 02/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-100,00 TL geçici işgöremezlik tazminatının taleple bağlılık ilkesine göre 02/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 11.512,72 TL karar ve ilam harcından 25,20 TL peşin harç ve 840,22 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 865,42 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.647,3‬0 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından yargılama esnasında sarf edilen 700 TL bilirkişi ücreti, 741,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.441,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 971,71 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 25,20 TL başvurma harcı, 25,20 TL peşin harç, 3,80 TL vekalet harcı, 840,22 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 894,42 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 26.280,47 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davacının davasının reddedilen kısmı takdiri indirim nedenine dayandığından, reddedilen miktar üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı ve davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından yatıran tarafa iadesine, 2-İstinaf kanun yolu aşamasında davacı tarafından sarf edilen 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile 6,25 TL posta gideri olmak üzere toplam 154,85‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-İstinaf kanun yolu aşamasında davalı tarafından sarf edilen 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile 34,75 TL posta gideri olmak üzere toplam 183,35‬ TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/03/2023