Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/77 E. 2022/1938 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2020/77
Karar No: 2022/1938
İncelenen Kararın
Mahkemesi: Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 13/12/2018
Numarası: 2015/172 (E) 2018/1188 (K)
Davanın Konusu: Maddi Tazminat
Karar Tarihi: 08/11/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 30/01/2015 tarihinde, davalıların işleteni ve ZMS sigortacısı olduğu … plakalı aracın, yol çalışması yapan davacıların oğlu …’e çarparak ölümüne neden olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle şimdilik her bir davacı için ayrı ayrı 5.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle, davalı … yönünden ise olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davacı … vekili 07.09.2018 tarihli talep artırım dilekçesi ile talebini 24.882,03 TL’ye, davacı … vekili 06.09.2018 tarihinde sunduğu talep artırım dilekçesi ile talebini 21.327,46 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkil şirket tarafından tanzim edilen, 22.10.2014-21.01.2015 arası … poliçe no’lu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu ancak sözkonusu poliçenin 21.01.2015 tarihinde aracın noter satışı nedeniyle iptal edildiğini, kazanın ise 30.01.2015 tarihinde gerçekleştiğini, dolayısıyla müvekkili şirketin artık herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, müvekkili şirketin trafik poliçesiyle aracın önceki işleteni …’in sorumluluğunu teminat altına aldığını, yeni işleten … için teminat altına alınan herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davaya konu kaza iş kazası niteliğinde olduğundan SGK’dan rücuya tabi bir ödeme alınıp alınmadığının alınmış ise bu tutarın tazminat hesabından mahsup edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kazaya neden olan … plakalı aracın işleteni değil, sadece trafik kaydında görünen tescil sahibi, maliki olduğunu, aracın kaza tarihi olan 30.01.2015 tarihinden önce 10.01.2015 tarihli “İnşaat Malzeme Temin Sözleşmesi” ile … Ürünleri San. Ve Tic. A.Ş. yetkilisi …’e teslim edildiğini, işbu sözleşme uyarınca üzerinde anlaşılan inşaat malzemelerinin tamamı, inşaat alanına indirildiğinde, sözkonusu aracın noter devri tedarikçi şirkete verilmek üzere anlasıldığını ve kazadan bir müddet sonra da noter devrinin sağlandığını, davanın pasif husumet yokluğundan reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davacılardan … vekilinin davalılar aleyhine açmış olduğu maddi tazminat davasının kabulü ile, 21.327,46 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren, … yönünden ise 30/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınak davacıya verilmesine, davacılardan … vekilinin davalılar aleyhine açmış olduğu maddi tazminat davasının kabulü ile, 24.882,03 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren, … yönünden ise 30/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı … Sigorta AŞ vekili, dosyada mevcut araç ruhsatından da anlaşılacağı üzere sigorta ettiren …’in sigortalı aracı 06.01.2015 tarihinde sattığını, kazanın ise 30.01.2015 tarihinde meydana geldiğini, dolayısıyla işletenin değişmesi, aracın satışıyla birlikte, 10 günlük süre dolduktan sonra dava konusu kazanın meydana geldiğini, bu yöndeki itirazlarının Mahkemece değerlendirilmediğini, talebin Güvence Hesabı’na yöneltilmesi gerektiğini, dava konusu olay iş kazası olduğundan davacıların SGK’dan PSD ödemesi alma imkanı olduğunu, davacıların PSD ödemesi alıp almadığının sorulması, henüz başvuru yapılmamış ise başvuru için davacı yana mehil verilmesi gerektiğini, aynı kaza ile ilgili olarak ikame edilen Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 2015/E.6326.5 sayılı dosyasında alınan raporda %50 oranında kusur tespiti yapıldığını, kusur oranları arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, davalıların işleten ve trafik sigortacısı olduğu iddia edilen aracın davacıların desteğine çarpması sonucu onun vefatından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece kusura ilişkin alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında, kazanın meydana gelişinde davalıların malik ve ZMS sigortacısı olduğu iddia edilen … plakalı aracın sürücüsünün % 70 oranında, çift şeritli tek yönlü yolda onarım yapan şirketin %30 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.Mahkemece hükme esas alınan kusur raporunun dosya içeriğine ve oluşa uygun olmasına göre davalı sigorta şirketi vekilinin kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası işleteni değil, aracı takip eder. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 94. maddesinde, işletenlerin değişmesi halinde, devreden kişinin 15 gün içinde sigortacıya durumu bildirmek zorunda olduğu, sigortacının, durumun kendisine tebliği tarihi itibariyle sigorta sözleşmesini, 15 gün içinde feshedebileceği ve sigortanın fesih tarihinden 15 gün sonrasına kadar geçerli olacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı Kanun’un 95. maddesinde ise, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği, ödemede bulunan sigortacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurulabileceği hükümlerine yer verilmiştir.Bu bakımdan olay tarihini kapsayan ZMSS poliçesinin varlığı halinde KTK’nın 95/2. maddesi gereğince sigortacının tazminat yükümlülüğünün azaltılması ve kaldırılmasına ilişkin poliçenin iptal edildiği, geçersiz olduğu bu nedenle sorumluluğunun bulunmadığı gibi haller sigortacı tarafından 3. kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden, sigortacı zarar görene ödeme yapmak zorunda olacaktır. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’ndaki İşletenin Değişmesi başlıklı C.4 maddesinde de “…sözleşme süresi içinde işletenin değişmesi halinde sigorta sözleşmesi, işletenin değiştiği tarihten itibaren 10 gün süresince herhangi bir işleme gerek kalmaksızın ve prim ödenmeksizin yeni işleten için de geçerlidir.” hükmü düzenlenmiştir. Dosya kapsamında ihbar olunan Güvence Hesabının dilekçesine ekli … belgesine göre; kazaya karışan … plakalı aracın … Sigorta AŞ nezdinde 22/10/2014-2015 dönemini kapsayan zorunlu trafik sigorta poliçesinin mevcut olduğu ve aracın satışının yapıldığı anlaşılmıştır. Davalı sigorta şirketi poliçenin aracın noter satışı nedeniyle iptal edildiğini iddia etmiştir.Kazaya neden olan … plakalı aracın noter satış belgesi ilgili yerden getirilerek ve …’den poliçe bilgilerinin doğruluğu araştırılarak KTK’nın 94. maddesinde ve genel şartlarda öngörülen süreler gözetilmek suretiyle davalının zarardan sorumlu olup olmadığı ve davalıya husumet yöneltilmesinin mümkün olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. Ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan davacılar desteğinin ölümü nedeniyle davacılara rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı sorularak yapılmış rücuya tabi ödeme bulunması halinde hükmolunan tazminattan mahsubu gerekirken bu konu araştırılmadan karar verilmesi de doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından sarfedilen istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/11/2022