Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/762 E. 2022/813 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/762
KARAR NO: 2022/813
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/12/2019
NUMARASI: 2019/181 (E) 2019/128 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 26/04/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 02/06/2014 tarihinde, davacıların desteği olan araç sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı traktörü ile seyrederken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde sebebiyet verdiği trafik kazasında vefat ettiğini belirterek aracın trafik sigortacısı olan davalı taraftan belirsiz alacak davası şeklinde destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuştur. Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, rizikonun teminat kapsamında kaldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 79.069,19 TL tazminatın 31/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili, rizikonun teminat kapsamından olmadığını, 01/11/2017 tarihli Hukuk Genel Kurulu kararının da bu yönde olduğunu, hiç kimsenin kendi kusuruna dayalı olarak lehine sonuç çıkarmasının mümkün olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dava, davalı sigorta şirketine trafik sigortasıyla sigortalı bulunan … plaka sayılı araç sürücüsünün, tam kusurlu bir şekilde gerçekleştirdiği trafik kazası neticesinde vefat etmesi nedeniyle müteveffanın eşi olan davacı tarafından talep edilen destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. 17/03/2015 olan kaza tarihi, yeni trafik sigortası genel şartlarından önceki bir tarih olup, kaza tarihindeki Yargıtay içtihatları ile ortaya konulan ilke ve kurallar ile 2981 sayılı Yasa hükümleri ve genel şartlar gereği değerlendirme yapılması gerekmektedir. Destek zararı, ölenin mirasçılarının (yakınlarının) zarara neden olanlardan talep ettikleri bir tazminattır. İşletenin (sürücünün) yakınlarının uğradıkları destek zararının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığı konusunda açık bir yasal düzenleme bulunmadığı gibi poliçe genel şartlarında da böyle bir kısıtlamanın olmadığı anlaşılmaktadır. O halde; işletenin ölümü nedeni ile onun desteğinden mahrum kalanların trafik sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecekleri ilke olarak kabul edilmelidir. Nitekim davalı tarafın dayandığı karardan sonra verilen Hukuk Genel Kurulunun 14/03/2019 gün ve 2017/17-1089 Esas, 2019/294 Karar sayılı ilamında, işletenin ve şoförün, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup bu zarar gerek kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemeyeceğinden destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilebileceği kabul edilmiştir. (HGK’nın 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas – 411 Kararı, HGK’nın 22/02/2012 gün, 2011/17-787 Esas 2012/92 Karar sayılı kararı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 08/12/2015 tarih, 2014/3061 Esas, 2015/13605 Karar sayılı kararları da aynı yöndedir.) Bu itibarla destekten yoksun kalma tazminatının koşullarının oluşmadığına dair istinaf itirazında isabet bulunmamaktadır. O halde, yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 5.401,21 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.349,40 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 4.051,81‬ TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (79.069,19 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 26/04/2022