Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/742 E. 2022/801 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/742
KARAR NO: 2022/801
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 10/10/2019
NUMARASI: 2014/953 (E) 2019/792 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 26/04/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin sevk ve idaresinde olan … plakalı motosikleti ile davalıların sürücüsü, işleteni, kasko sigortacısı ve trafik sigortacısı oldukları … plakalı aracın çarpışması sonucu 18/10/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralanarak malul kaldığını belirterek şimdilik 100.000,00 TL iş gücü kaybı tazminatı ile sigorta tarafından tazmin edilmeyen bakiye araç hasarına ilişkin 5.000,00 TL olmak üzere toplam 105.000,00 TL maddi tazminatın trafik sigortacısı, araç işleteni ve araç sürücüsü olan davalılardan; 250.000,00 TL manevi tazminatın ise araç işleteni, araç sürücüsü ve manevi tazminatı teminat altına alan kasko sigortacısı olan davalılardan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalılar davanın reddini talep etmişlerdir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, 15/04/2016 tarihli bilirkişi raporu ile 16/11/2016 tarihli ek rapor ve bir başka bilirkişi heyetinden alınan 25/04/2017 tarihli birbiriyle örtüşen bilirkişi raporları ile aynı yöndeki ceza mahkemesince benimsenen kusur durumu doğrultusunda grup meslek numarası belirlenmek suretiyle ATK’dan alınan maluliyet raporu ve ayrıca tazminat hesabına ilişkin 21/06/2019 tarihli 2. ek rapordaki hesaplama benimsenmek ve yargılama aşamasında davalı trafik sigortacısı olan … Sigorta tarafından yapılan ödemeyi aşacak şekilde poliçe limit tutarı, hesaplanan zarardan mahsup edilmek suretiyle davalılar … ve … Şirketine karşı açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, 135.220,31 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte adı geçen davalılardan müteselsilen tahsiline, yine adı geçen davalılar ile birlikte manevi tazminata ilişkin teminat veren davalı … AŞ’ye karşı açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 45.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte adı geçen davalılardan müteselsilen tahsiline, yargılama sırasında ibralaşılan davalı trafik sigortacısı … Sigorta Şirketi bakımından açılan davanın takipsiz bırakılması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Karara karşı davalı … ve … Şirketi vekilleri ile davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. Davalı … ve … Şirketi vekilleri istinaf dilekçelerinde özetle; diğer davalı … şirketi ile yapılan anlaşma uyarınca davadan feragat edilmesi neticesinde davacının talep edilebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığını, sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme tarihindeki verilere göre yapılacak hesaplama sonrasında koruyucu ekipman kullanmamaktan kaynaklı müterafik kusur indirimi neticesinde davacının maddi zararının %88 oranında karşılanmış olduğunu, dolayısıyla düzenlenen ibraname doğrultusunda davanın reddi gerektiğini, maluliyete ilişkin raporların eksik incelemeye dayalı olarak düzenlendiğini, kusur oranına ilişkin itirazlarının dikkate alınmadan karar verildiğini, bilirkişi raporundaki hesaplama yönteminin kabul edilemez nitelikte olduğunu, koruyucu ekipman kullanmamaktan kaynaklı müterafik kusur indirimi yapılmamasının doğru olmadığını, manevi tazminatın fahiş bir şekilde takdir edildiğini, 5.000,00 TL’lik araç hasarından feragat edilmiş olmasına rağmen bunun yönünden vekalet ücretine hükmedilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmişlerdir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; maddi tazminata esas alınan gelir durumunun hatalı tespit edildiğini, bilirkişi raporunda makul ve uygun görülen 10.000,00 TL huzur hakkına ilişkin belirlenebilir son aylık gelir olan 12.500,00 TL üzerinden hesaplama yapılmamasının hatalı olduğunu, manevi tazminatın da düşük takdir edildiğini belirtmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar tazminatı, maluliyet tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince dosyaya kazandırılan 15/04/2016 tarihli bilirkişi raporu ile 16/11/2016 tarihli ek rapor ve bir başka bilirkişi heyetinden alınan aynı yöndeki 25/04/2017 tarihli bilirkişi raporu ile ceza mahkemesinde kesinleşen kusur durumu doğrultusunda yapılan değerlendirmede ilk derece mahkemesinin, davalı araç sürücüsünün gerçekleşen kazada %70; davacı motosiklet sürücüsünün ise %30 oranında kusurlu olduğuna ilişkin kabul şeklinde oluş, usul ve yasaya aykırılık yoktur. Davacının kaza nedeniyle gerçekleşen maluliyetine ilişkin grup meslek numarası 34 kabul edilerek baltazar formülüne göre yapılan hesaplama neticesinde 18 ay iyileşme süresi ve sol el bilek hareket kısıtlılığı, pelvis sağ kalçada hafif hareket kısıtlılığı ve ayrıca ürolojik komplikasyon yapmış kırıkları arızaları nedeniyle ATK İhtisas Kurulu tarafından tanzim edilen 25/08/2014 tarihli rapor ile 14/09/2015 tarihli rapora itiraz üzerine %39,2 oranında malul kaldığına dair alınan ATK Genel Kurulundan 05/05/2016 tarihli raporunda davalı itirazlarının karşılandığı, işbu ATK genel kurulundan alınan raporun usul ve yasaya uygun, hüküm vermek bakımından yeterli olduğu, buna göre mahkemece tespit edilen maluliyet oranında isabetsizlik bulunmadığı görülmektedir. Davacının maluliyetinin sağ kalça, sol el bilek ve ürolojik bölgeden kaynaklandığı, trafik mevzuatında koruyucu tertibat olarak kask haricinde herhangi bir ekipmanın kullanma zorunluluğunun bulunmadığı gibi kaza esnasında kask, dizlik, kolluk gibi koruyucu tertibat kullanmadığına dair bir ispatın da dosya kapsamında bulunmadığı, zira buna ilişkin ispatın müterafik kusur savunmasından yararlanacak tarafa ait olduğu, bir an için koruyucu tertibat kullanılmamış olduğu kabul edilse dahi bu ekipmanların yaralanmanın gerçekleştiği bölgeleri koruyucu bir işlevinin bulunmadığı, giderek müterafik kusura dair istinaf itirazlarında isabet olmadığı anlaşılmaktadır. Yine, davalı trafik sigortacısı tarafından yapılan ödemenin dava tarihinden sonra yapılmış olması nedeniyle, kusur ve maluliyet durumu kesinleşinceye kadar geçen yargılama evresinden sonra yapılan hesaplamada, ayrıca ödeme tarihindeki verilere göre de hesaplama yapılmasının usule uygun düşmediği, bir başka ifadeyle, rapor tarihindeki verilere göre hesaplama yapılmış olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, bununla birlikte, davacı tarafından, poliçede yazılı teminat limiti üzerinde kalan kısımdan feragat edilmediği, dolayısıyla poliçe limitinin üzerinde kalan zarar tutarı bakımından davadan feragatin söz konusu olmadığı, yine 2 ayrı şirketin ortağı ve müdürü olan davacı bakımından kaza tarihinden sonraki ortaklar kurulu kararında belirlenen aylık ücrete göre değil, kazadan kısa bir süre önce yapılan 02/07/2012 tarihli ortaklar kurulu kararında belirlenen aylık geliri esas alınarak hesaplama yapılmış olmasında da usul ve yasaya aykırılık olmadığı, bunlara ilişkin istinaf itirazlarının isabet bulunmadığı görülmektedir. Ancak, kaza tarihinde yaklaşık 43 yaşında olan davacının ereksiyon olamama, idrarını tutamama ve bu nedenle pet kullanma mecburiyeti ile kalça ve sol bilekteki arızasından kaynaklı duymuş olduğu acı ve ızdırap karşılığı hükmedilen manevi tazminat tutarı, tarafların mali ve sosyal durumu ile hakkaniyet ilkesi gözetildiğinde yetersiz kalmaktadır. Buna ilişkin davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde olup davalıların istinaf itirazları isabetli değildir. Diğer yandan, motosiklet hasarına ilişkin 5.000,00 TL üzerinden açılan dava bakımından karşı taraf yararına vekalet ücreti hükmedilmemesi, bir başka ifadeyle, reddedilen 5.000 TL hasar tazminatı, reddedilen sürekli iş göremezlik zararına eklenerek bu miktar üzerinden vekalet ücreti takdir edilmesi doğru olmamıştır. HMK 353/1-b/2. maddesinde yargılamada eksiklik bulunmamakla birlikte kanunun olaya uygulanmasında hata edilmiş olması durumunda düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verileceği düzenlenmiştir. O halde, sözü geçen yasal düzenleme doğrultusunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmak suretiyle, dairemizce, kusur durumu, tarafların mali sosyal durumu, maluliyete esas olan arızaları ile hakkaniyet ve caydırıcılık ilkesi gözetilerek 100.000,00 TL manevi tazminat (davalı … kasko sigorta poliçesinde artan mali mesuliyet kapsamında 100.000,00 TL limit üzerinden manevi tazminat teminatı vermiştir) takdiri ile karşı taraf yararına ilk derece mahkemesi karar tarihindeki tarife hükümleri gereği hasar tazminatı davası yönünden vekalet ücreti takdirine karar verilmiş, sair kesinleşen hususlar aynen tekrar edilmek suretiyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davacı vekilinin, davalı … vekilinin ve davalı … Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Buna göre; 2-Davacı tarafından davalı …’ye karşı açılan dava, 26/03/2015 tarihinde takipsiz bırakıldığından ve yasal 3 aylık süre içinde yenilenmediğinden bu davalı hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına, 3-Davacı tarafından davalı … ve … Ltd. Şti’ye karşı açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 135.220,31 TL tazminatın kaza tarihi olan 18/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine, 4-Davacı tarafından davalılar … Sigorta AŞ, … ve … Ltd. Şti’ye karşı açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … Ltd. Şti. yönünden kaza tarihi olan 18/10/2012 tarihinden itibaren, davalı … A.Ş yönünden 08/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte bu davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine, 5-Davacı vekilinin 5.000,00 TL hasar tazminatına ilişkin davasının feragat nedeniyle reddine, 6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 9.236,90 TL nispi karar harcı ile kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 6.831,00 TL nispi karar harcı toplamı 16.067,90 TL harcın, 6.062,55 TL peşin harç ile 6.831,00 TL tamamlama harcı toplamı 12.893,55 TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 3.174,35 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine, 7-a)Davacı lehine ilk derece mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 13.567,62 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …Ltd. Şti’den tahsili ile davacıya verilmesine, b)Davacı lehine daire karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/4 maddesi gereğince kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 13.450,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … Sigorta AŞ, … ve … Ltd. Şti’den tahsili ile davacıya verilmesine, 8-a)Davalılar … ve …Ltd. Şti lehine ilk derece mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen 364.779,69 TL maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 27.836,78 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar … ve … Ltd. Şti’ye verilmesine, b)Davalılar … Sigorta A.Ş, … ve …Ltd. Şti lehine daire karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2 ve 10/4 maddeleri gereğince reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 13.450,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar … Sigorta AŞ, … ve …Ltd. Şti’ye verilmesine, c)Davalılar … ve …Ltd. Şti. Aleyhine açılan hasar tazminatına ilişkin davada İDM karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen 5.000,00 TL maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar … ve … Ltd. Şti’ye verilmesine, 9-Davacı tarafından yapılan toplam 6.942,25 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı (235220/755000) göz önüne alınarak hesaplanan 2.162,85 TL yargılama gideri ile (davalı … A.Ş. bu miktarın 1.249,60 TL’den sorumlu olmak üzere) 6.062,55 TL peşin harç, 6.831,00 TL tamamlama harcı, 24,30 TL başvuru harcı, 195,40 TL keşif harcı toplamı 14.356,60 TL’nin (davalı … A.Ş. bu miktarın 7.531,85 TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılar … Sigorta A.Ş, … ve …Ltd. Şti’den tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 10-Davalı … tarafından yapılan toplam 250,00 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 172,11 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı …’a verilmesine, bakiye kısmın … üzerinde bırakılmasına, 11-Davalı …Ltd. Şti’den tarafından yapılan toplam 2.850,00 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 1.962,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı … Ltd. Şti’ne verilmesine, bakiye kısmın … Ltd. Şti üzerinde bırakılmasına, 12-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine, B-İstinaf yargılama giderleri bakımından: 13-Davacı ve davalılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 14-Davacı tarafça yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının davalılar … ve … Şirketi’den alınarak davacıya verilmesine, 15-Davalı … Şirketi tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 16-Davalı … tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 17-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 18-Artan istinaf gider avansının bulunması halinde ilgili tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda maluliyet tazminatına ilişkin kabul ve reddedilen miktarlar gözetilerek kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık; manevi tazminat davası bakımından reddedilen miktar gözetilerek davacı bakımından temyiz yasa yolu açık; araç hasar tazminatına ilişkin dava bakımından ise reddedilen dava değeri göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 26/04/2022