Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/721 E. 2022/804 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/721
KARAR NO: 2022/804
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2019
NUMARASI: 2016/976 (E) 2019/619 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 26/04/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin, 29/05/2015 tarihinde, … Caddesinde bulunan … Eczanesi’nin önünde karşıdan karşıya geçmek istediği sırada davalıların sürücüsü işleteni ve trafik sigortacısı oldukları … plaka sayılı kamyonetin çarpması neticesinde yaralanarak sakat kaldığını belirterek belirsiz alacak davası şeklinde maddi tazminat ile birlikte 20.000,00 TL manevi tazminatın hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalılar davanın reddini talep etmişlerdir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat davasının ise kısmen kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminatın 29/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı … istinaf dilekçesinde özetle, kararın eksik incelemeye dayalı olarak verildiğini, kusura ilişkin değerlendirmelerin hatalı olduğunu, davacının psikolojik olarak ağır bir travma atlattığı iddiasının doğru olmadığını ve bu şekilde mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını, kendisinin hiçbir kusuru olmadığı halde manevi tazminatla sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek işbu kararın istinafen kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. İstinafa konu uyuşmazlık manevi tazminat koşullarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile özellikle 06/05/2019 tarihli kusur raporu ve maluliyete ilişkin 01/02/2019 tarihli ATK raporu kapsamında yapılan değerlendirmede, davalı sürücünün, gözcü yardımı almaksızın yolu iyice kontrol etmeden ve arkasını görmeden geri manevra yaparak kaldırımdan yola giren davacı yayaya çarparak sebebiyet verdiği trafik kazasında asli kusurlu olduğu yönündeki mahkeme kabulünün oluş, usul ve yasaya uygun olduğu ve işbu kusur durumu ile davacının sağ kalçadaki arızasından kaynaklı XII. pelvis ve alt ekstremite arızaları nedeniyle %41 oranında malul kaldığı göz önünde bulundurulduğunda takdir edilen manevi tazminatın yüksek olmadığı görülmektedir. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi hükmü uyarınca davalı …’ın istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 1.024,65‬ TL istinaf karar harcından peşin alınan 256,16 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 768,49 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı …’dan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (15.000,00 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 26/04/2022