Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/673 E. 2022/717 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/673
KARAR NO: 2022/717
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/10/2019
NUMARASI: 2018/1207 (E) – 2019/834 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi tazminat
BİRLEŞEN ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2018/27 (E) – 2018/8 (K) SAYILI DOSYASI:
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu davalı … AŞ’ye Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı … plakalı minibüs ile … plakalı otomobilin karıştığı kaza sonucu yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL sürekli iş göremezlik, 100,00 TL geçici iş göremezlik olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın davalıdan ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde davanın reddini savunmuştur. Birleşen Ankara 1’inci Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/27 (E) – 2018/8 (K) sayılı dosyasında; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu … plakalı minibüs ile davalı … AŞ’ye ZMSS poliçesiyle sigortalı … plakalı otomobilin karıştığı kaza sonucu yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL sürekli iş göremezlik, 100,00 TL geçici iş göremezlik olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın davalıdan ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince; asıl ve birleşen davaların kabulüne, 16.820,33 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 29.851,97 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 46.672,30 TL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden sunulan 1.000,00 TL rapor bedelinin ödendiğine ilişkin belgenin yargılama gideri kapsamında değerlendirilmediğini, sigortalı araç sahibinin minibüs işletmesi nedeniyle tacir olduğunu, bu nedenle ticari faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ZMSS poliçesini düzenleyen müvekkili şirketin sorumluluğunu Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası ile karşılanmayan zararla sınırlı olduğunu, bu nedenle meydana gelen zarar bakımından öncelikle Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında başvuru yapılması gerekirken, müvekkili şirket aleyhine davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, cevap dilekçesi ile dosyaya sunulan diğer beyan dilekçelerinde ilgili valilik ve belediyeye yazı yazılarak bu aracın zorunlu taşımacılık sigortası yapmasının zorunlu olup olmadığının sorulmasının talep edilmesine karşın mahkemece bu hususta araştırma yapılmadığını, sigortalı aracın taşımacılık sigortası bulunmuyor ve yaptırması zorunlu ise zarara ilişkin sorumluluğun Güvence Hesabına ait olacağını, meydana gelen kaza nedeniyle geçici iş göremezlik ve geçi bakıcı giderinden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, zira bu konuda sorumluluğun Sosyal Güvenlik Kurumuna ait olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı istemine ilişkindir. Davacı …’in yolcu olarak bulunduğu davalı … AŞ’ye ZMSS poliçesiyle sigortalı … plakalı minibüs ile davalı … AŞ’ye ZMSS poliçesiyle sigortalı … plakalı otomobilin karıştığı trafik kazası sonucu yaralandığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. 25/2/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/2/2011 gün ve 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 59’uncu maddesiyle değiştirilen 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 98’inci maddesinde “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı” öngörülmüştür. Motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alan zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesini düzenleyen sigorta şirketleri ile işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülükleri 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. Diğer bir anlatımla 2918 sayılı KTK’nin 98’inci maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk davalı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçmiştir. Bununla birlikte hemen belirtmek gerekir ki, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı Kanun ile değiştirilen 2918 sayılı Kanun’un 98’inci maddesi uyarınca, tüm tedavi giderlerinden değil, ancak söz konusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderleri, 6111 sayılı Kanun kapsamında değildir. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp, zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesini düzenleyen sigorta şirketi ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu devam etmektedir. Bu itibarla … plakalı minibüsün ZMSS poliçesini düzenleyen davalı … AŞ’nin geçici iş göremezlik talebi yönünden sorumluluğunun devam ettiğinin anlaşılması karşısında, davalı … AŞ vekilinin dilekçesinde ileri sürdüğü bu konuya yönelen istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Trafik kazasının meydana geldiği 25/12/2010 tarihinde yürürlükte bulunan 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanununun 17’nci maddesi ile Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.1’inci maddesine göre, bu sigorta türü ile sigortacı; poliçede belirtilen motorlu taşıtta seyahat eden yolcuların, duraklamalar da dahil olmak üzere, kalkış noktasından varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelebilecek bir kaza sonucu bedeni zarara uğraması halinde, sigortalının 10/7/2003 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunundan doğan sorumluluğunu poliçede yazılı limitlere kadar sigorta örtüsüne almaktadır. Aynı Kanunun 18’inci maddesi uyarınca da; taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Yasanın 17’nci maddesinde düzenlenen sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar. Anılan Kanunun 19’uncu maddesinin son fıkrası ile Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.8’inci maddeleri hükümlerine göre meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak, bu sigortanın hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için; sırasıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur. Bahse konu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucu yolcuların uğradığı bedeni zararlar bakımından taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı, trafik sigortacısı ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmemiş, sıralı bir sorumluluk düzenlemiştir. Başka bir anlatımla, yolcunun uğradığı bedeni zararlar, taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası kapsamında ise, bu aracın trafik veya ihtiyari mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğu doğmayacaktır. Ancak, limit aşımında sırasıyla zorunlu ve ihtiyari mali mesuliyet sigortacılarının sorumluluğu söz konusu olacaktır. Hemen belirtmek gerekir ki, 26/4/2016 gün ve 29695 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanunun 17’nci maddesiyle; yukarıda açıklanan 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanununun 3’üncü maddesinde söz edilen “Sorumluluk sigortası” tanımı değiştirilerek, aynı Kanunun 17 ilâ 25’inci maddeleri yürürlükten kaldırılmış ise de, kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanununun 3’üncü maddesi ile 17 ila 25’inci maddeleri uygulama alanı bulacaktır. Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde, meydana gelen zarar bakımından öncelikli zorunlu taşımacılık sigortası kapsamında başvuru yapılması gerekirken, müvekkiline karşı açılan davanın reddi gerektiğini, … plakalı araca ait zorunlu taşımacılık poliçesinin mevcut olup olmadığının araştırılmasını, ayrıca aracın zorunlu taşımacılık sigortası poliçesi yaptırmasının gerekip gerekmediği hususunun ilgili valilikten sorulması hususunu talep ettiklerini beyan etmiştir. Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde, davacı …’in yolculuk yaptığı davalı … AŞ’ye ZMSS poliçesiyle sigortalı … plakalı minibüsün Karayolu Taşımacılık Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası(KTZMSS) poliçesi ile sigortalanıp sigortalanmadığı, sigortalanmamış ise KTZMSS kapsamında olup olmadığının Adıyaman Valiliği ile Adıyaman Belediyesi’nden sorularak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırmayla hüküm kurulması doğru olmamıştır. Kabul ve uygulamaya göre de, trafik kazasının davalı … AŞ’nin ZMSS poliçesiyle sigortaladığı … plakalı minibüsün, Şanlıurfa – Adıyaman karayolunda yolcu taşımacılığı yaptığı sırada meydana gelmesi, davacı vekilinin de dilekçesinde ticari faiz talep etmesi karşısında, hükmolunan tazminata ticari faiz yerine yazılı biçimde yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi, davacının yaralanmasına ilişkin Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen rapor bedeli 1.000,00 TL’nin yargılama gideri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizdir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı … vekili ile davalı … AŞ vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/6’ncı maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının, istekte bulunulması durumunda ilk derece mahkemesince yatıran taraflara geri verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf kanun yolu başvurusundan ötürü davacı … ve davalı … AŞ tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine, 6-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, 7-İstinaf kanun yolu incelemesinin sonucuna göre icranın geri bırakılması kararı kapsamında davalı … AŞ tarafından verilen teminat mektubunun 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 36’ncı maddesinin 5’inci fıkrası uyarınca geri verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a ve 362/1-g maddeleri uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.