Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/657 E. 2023/230 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2020/657
Karar No: 2023/230
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 11/12/2019
Numarası: 2019/373 (E) 2019/139 (K)
Davanın Konusu: Maddi Tazminat
Karar Tarihi: 08/02/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02/01/2016 tarihinde, davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı, davacıların desteği …’nun sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın karışmış olduğu tek taraflı trafik kazası sonucunda davacıların desteğinin hayatını kaybettiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacı eş … için 600 TL, diğer davacıların her biri için 100’er TL destekten yoksun kalma tazminatın 29/03/2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 08/03/2018 tarihli talep artırım dilekçesi ile maddi tazminat talebini davacı … için 179.893,23 TL, Aslı için 36.297,57 TL, … için 41.416,86 TL, … için 18.246,76 TL, … için 34.145,59 TL’ye artırmıştır.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın esastan ve usulden reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili, kaza tarihinde yürürlükte olan Karayolları Trafik Kanunu’nda destek şahsının kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin sigorta teminatı dışında olduğuna ilişkin bir hüküm bulunmadığını, mahkemece normlar hiyerarşisine göre kanunlara uygun olmak zorunda olan Genel Şartlara, kanuna aykırı olmasına rağmen itibar edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, talebin sigorta teminatı kapsamında olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte davanın reddi halinde davalı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin maktu olması gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, davacıların eşi, babası ve oğulları olan …’nun yönetimindeki araçla 02/01/2016 tarihinde gerçekleşen tek taraflı trafik kazası neticesinde ölümü nedeniyle kazaya karışan aracın trafik sigortacısı olan davalı taraftan talep edilen destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Kazaya sebebiyet veren araca ilişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin tanzim tarihi 20/07/2015, kaza tarihi ise 02/01/2016 olup; her iki tarih 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarından sonradır.01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Yeni Genel Şartlarının A.6. maddesinin (c) bendinde “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı dışında kalan hallerden sayılmıştır. C.11 maddesine göre yeni genel şartlar yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine göre ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacı ya da Güvence Hesabının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında mutlaka ölen kişinin üçüncü bir kişi olması gerekir. İşletenin eylemlerinden sorumlu olduğu sürücünün üçüncü kişi olarak kabul edilmesi mümkün değildir.Yine Genel Şartlar’ın A.6. maddesinin (d) bendinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle sürücünün asli kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerini sigorta teminat kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında bulunmamasına göre, başvuru sahibinin desteğinin kusuruna denk gelen destek tazminatını talep etme hakkı bulunmamaktadır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlar’ının yürürlük tarihinden sonraki kazalarda, bu tarihten sonra düzenlenen poliçeler ile ilgili verdiği kararlar da bu yöndedir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.Davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir. Davacılar vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf itirazının incelenmesine gelince; ilk derece mahkemesinin karar tarihinde (2019 yılı) yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesine göre “Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.” düzenlemesi uyarınca nispi vekalet ücretine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine,2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,5‬ TL karar ve ilam harcının davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,3-Davacıların istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nin 361’inci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.8/2/2023