Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/626 E. 2022/686 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/626
KARAR NO: 2022/686
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/11/2019
NUMARASI: 2015/1021 Esas – 2019/1132 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/04/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 54. maddesi kapsamında, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan kalıcı güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir.İlk Derece Mahkemesince; “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin, davalıya sigortalı aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle davacının sürekli maluliyet nedeniyle doğan zararlarının tazmini talebi olduğu, davalı tarafça davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’ndan alınan ve kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre değerlendirme yapan 21/06/2019 tarihli rapora göre davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığının tespit edildiği, raporun denetime ve hüküm vermeye elverişli olduğu anlaşılmakla, ispat olunamayan davanın reddine,” karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre hazırlanmış maluliyet raporunun esas alınması gerektiğini, maluliyetin tespiti için uygulanması gereken yönetmeliğin belirlenmesinde sadece kaza tarihinin değil, poliçenin düzenlendiği tarihin de önem arz ettiğini, somut olaydaki poliçenin 15/08/2014 tarihinde düzenlendiğini, bu nedenle kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 22/06/2015 tarihinde, davacının sürücüsü olduğu … plakalı motosiklet ile davalının ZMS sigortacısı olduğu … plakalı aracın kaza yapması neticesinde davacının yaralandığı; işbu davada davacı tarafça, kalıcı güç kaybı tazminatı talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Maluliyete ilişkin alınacak raporların, olay (kaza) tarihlerine göre; 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 ila 31.08.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 ile 31.05.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği; 01.06.2015 tarihinden sonra düzenlenen poliçeler bakımından Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra ise, Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta; dava konusu kazanın “Özürlük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik”in yürürlükte olduğu 22/06/2015 tarihinde gerçekleşmesine, mahkemece de anılan yönetmelik hükümleri kapsamında düzenlenen ve davacının kalıcı maluliyetinin bulunmadığını tespit eden ATK raporunun hükme esas alınmasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusundaki itirazlar yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361/1. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy çokluğu ile karar verildi.12/04/2022
MUHALEFET ŞERHİ 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel Şartları C11. maddesinde, genel şartların, yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacağı açıklandığı gibi, 6102 sayılı TTK’nun 1425/3. maddesinde de genel şartlarda yapılan lehe değişikliklerin sigortalı bakımından derhal uygulanacağı, bir başka ifadeyle lehe olmayan düzenlemelerin yürürlük tarihinden önce imzalanmış poliçeler hakkında uygulanmayacağı belirtilmiştir. Somut olay ele alındığında; kazaya sebebiyet veren araca ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesinin tanzim tarihi, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarından öncedir. Bu durumda, davacının maluliyetinin bulunup bulunmadığı hususunun poliçe başlangıç tarihinde geçerli olan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ve 1/10/2008 tarih 2701 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan yönetmelikteki meslekte kazanma gücü kaybı oranına ilişkin cetveller esas alınarak tanzim edilecek rapora göre belirlenmesi gerekirken; davacının aleyhine olacak şekilde poliçe başlangıç tarihinde yürürlükte olmayan yeni genel şartlara ilişkin düzenlemeler uyarınca alınması lazım gelen özürlülük ölçütü doğrultusunda tanzim edilen rapora göre karar verilmiş olması doğru olmayıp, sözü geçen yönetmelik hükümlerine göre maluliyete dair bir değerlendirme yapan rapor alınması ve maluliyetinin çıkması halinde diğer deliller de toplanmak suretiyle bir karar verilmesi amacıyla yeniden yargılama yapılmak üzere kararın kaldırılması görüşünde olduğumdan ötürü sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum.