Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/60 E. 2020/665 K. 04.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/60
KARAR NO: 2020/665
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/06/2019
NUMARASI: 2018/890 Esas – 2019/245 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 04/06/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalanan davalı adına kayıtlı … plaka sayılı aracın 07/11/2017 tarihinde kırmızı ışıkta geçerek “U” dönüşü yapmak istemesi sonucu yeşil ışıkta geçen … plaka sayılı araca çarpması ve savrulan bu aracın kırmızı ışıkta bekleyen … plakalı motosiklete çarpmasıyla meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının ardından sigortalı … plakalı araç sürücüsünün kaza mahallini terk ettiğini, maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağıyla sabit olan bu hususlar nedeniyle müvekkili şirket tarafından … plaka sayılı araçta meydana gelen hasar nedeniyle 30/05/2018 tarihinde 11.903,70 TL, oluşan değer kaybı nedeniyle de 09/05/2018 günü 21.096,30 TL tazminat ödendiğini, davaya konu kazanın oluşumunda davalıya ait araç sürücüsünün kırmızı ışıkta geçmek suretiyle ağır kusurlu olması ve kaza sonrasında da olay yerini terk etmesi nedeniyle davalı sigortalının ödenen tazminattan sorumlu olduğunu ileri sürerek; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … (E) sayılı takip dosyasında yetkiye, 21.096,30 TL alacağa, 358,93 TL faize ve borcun ferilerine yaptığı itirazın iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla devamına karar verilmesini talep etmiştir.Dava dilekçesini 05/03/2019 günü tebellüğ eden ve 15/03/2019 tarihli ara kararıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 317’nci maddesi uyarınca cevap verme süresinin sona erdiği tarihten itibaren 2 haftalık ek süre verilen davalının vekili aracılığıyla 27/03/2019 günü Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminden (UYAP) sunduğu cevap dilekçesinde özetle; yetki, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunarak, müvekkili şirketin adresinin “… Mahallesi, … Sok. No:… Muratpaşa-Antalya” olup davacı tarafın yargılamayı sürüncemede bırakmak için haksız olarak davayı İstanbul Adliyesinde açtığını, ağır kusur sayılmayan hallerde sigortacının dönme hakkının bulunmadığını, bu nedenle davacının davasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; İlk Derece Mahkemesi dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, yetkili mahkemenin Antalya Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.İstinaf başvurusunda bulunan davacı vekili dilekçesinde özetle; yetkili mahkemeyi bildirmeyen, yetki itirazında hangi mahkemenin yetkili olduğuna dair hiçbir ifade yer almayan davalının yetki itirazının usul ve yasaya uygun olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:Dava, davacı … şirketi ile davalı şirket arasında 04/04/2017 günü akdedilen ZMSS poliçesinden kaynaklanan davada HMK’nin 6’ncı maddesi uyarınca genel yetkili mahkeme olan davalı tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile aynı Kanunun 10’uncu maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi yetkilidir. Hemen belirtmek gerekir ki anılan Kanununun 15/1’inci maddesi uyarınca zarar sigortalarından doğan davalar, sigorta, bir taşınmaza veya niteliği gereği bir yerde sabit bulunması gereken yahut şart kılınan taşınıra ilişkinse, malın bulunduğu yerde; bir yerde sabit bulunması gerekmeyen veya şart kılınmayan bir taşınıra ilişkinse, rizikonun gerçekleştiği yerde de açılabilir. Somut uyuşmazlıkta; davalı tüzel kişinin yerleşim yeri ile sözleşmenin konusunun 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 89’uncu maddesinin 1’inci bendi uyarınca götürülecek borçlardan olan para borcu olması nedeniyle ifa yerinin ve sigortalı taşınıra ilişkin rizikonun gerçekleştiği yerin “Antalya” olduğu konusunda duraksama bulunmamaktadır. HMK’nin “Yetki itirazının ileri sürülmesi” başlıklı 19/2’nci maddesinde; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz” hükmünü içermektedir. Aynı Kanununun 116/1-a maddesinde “Kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazını “ilk itiraz” olarak düzenlenmiştir. Anılan kanunun 117/1’inci maddesi ise “İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez.” hükmünü içermektedir.Yetki itirazında yetkili mahkeme açıkça gösterilmemiş olmakla beraber, davalının hangi mahkemenin yetkili olduğunu bildirmek istediği itiraz dilekçesinden anlaşılabiliyorsa yetki itirazını geçerli saymak gerekir. HMK’nin 19/2’nci maddesi yetkili mahkemenin herhalde ismen belirtilmesini değil, duraksamaya yer vermeyecek biçimde yetkili mahkemenin anlatılmış olması amacını gütmektedir. Anılan maddenin sözüne değil özüne itibar edilmesi gerekir. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında somut olay incelendiğinde ise cevap dilekçesinde yetki, husumet ve zamanaşımı itirazlarında bulunduğunu bildiren davalı vekili devamında müvekkili şirketin Antalya ilindeki yerleşim yeri adresini bildirmiştir. Bu nedenle davalı vekili açıkça yetkili mahkemeyi ismen göstermemiş ise de, yetkili mahkemenin “Antalya Asliye Ticaret Mahkemesi” olduğunu bildirmek istediği anlaşılmaktadır. Bu itibarla ilk derece mahkemesi tarafından dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, yetkili mahkemenin Antalya Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 54,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.04/06/2020