Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/561 E. 2022/944 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/561
KARAR NO: 2022/944
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/12/2019
NUMARASI: 2016/836 (E) 2019/1082 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 17/05/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı şirket tarafından trafik sigortasıyla teminat altına alınan … plaka sayılı araç ile … plaka sayılı aracın, 03/06/2012 tarihinde, karışmış oldukları çift taraflı trafik kazasında, sigortalı araçta yolcu konumunda bulunan davacının yaralanarak sakat kaldığını belirterek işbu ikame etmiş olduğu belirsiz alacak davasında şimdilik 1.000 TL’nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplama uyarınca ödenmesi gereken tazminat miktarının, yapılan ödemeye nazaran düşük kaldığı, dolayısıyla sigorta şirketinin sorumluluğunun sona ermediği, gerçekleşen davaya konu trafik kazasında da dava dışı sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu ve davacının sigortalı araçta herhangi bir karşılık alınmaksızın taşındığı gerekçesiyle benimsenen bilirkişi raporunda belirlenen zarar miktarından hatır indirimi yapılmak suretiyle davanın kısmen kabulü ile geçici ve sürekli iş göremezlik zararından oluşan 44.020,01 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.Karara karşı davacı vekili, davalı sigorta şirketinin hatır taşıması savunmasını ispatlayamamış olmasına rağmen hatır taşıması nedeniyle zarardan indirim yapılmasının doğru olmadığını, kabule göre de takdiri indirme bağlı olarak aleyhe vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstinafa konu uyuşmazlık, zarardan hatır taşımasından kaynaklı indirim yapılmasının hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK’nin 43. (6098 sayılı TBK’nin 51. md.) maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/389 Esas -2020/8779 Karar sayılı kararı ve benzer nitelikteki diğer kararları) HMK’nın 190/1. maddesinde, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu açıklanmıştır. Buna göre hatır taşımasına ilişkin savunmanın ispatı davalı tarafa aittir. Somut olayda, davaya konu kaza nedeniyle başlatılan soruşturma evrakındaki beyanlara göre, taşımanın kimin yararına yapıldığı olgusu anlaşılamamaktadır. Davalı sigorta şirketi tarafından da delil ibraz edilerek taşımanın, davacının çıkar ve yararına yapıldığına dair bir ispat ortaya konulamamıştır. Bu durumda, hatır taşımasına ilişkin savunma ispatlanamamış olmasına rağmen tazminattan indirim yapılması doğru olmamıştır. Kabule göre de takdire bağlı olarak yapılan hatır indirimi nedeniyle davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi isabetli görülmemiştir. O halde, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK 353/1-b/2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmak suretiyle ilk derece mahkemesince hükme esas tutulan istinaf itirazına uğramayan bilirkişi raporunda hatır indirimi yapılmaksızın hesaplanan 58.783,89 TL üzerinden ıslah ve talep doğrultusunda davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Buna göre; 2-Davanın kabulü ile, 58.783,89 TL tazminatın dava tarihi olan 12/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Alınması gereken 4.015,52 TL harçtan peşin alınan 227,20 TL ( Peşin Harç + Islah Harcı)’nin mahsubu ile bakiye 3.788,32 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine, 4-Davacı tarafından yatırılan 227,20 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Dairemizin karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 8.441,91 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 6-Davalı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 7-Davacının yapmış olduğu toplam 3.046,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 8-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, İstinaf yargılama giderleri bakımından: 9-İstinafa başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine, 10-Davacı tarafça yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 11-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 12-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (58.783,89 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.17/05/2022