Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/49 E. 2022/504 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/49
KARAR NO: 2022/504
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2019
NUMARASI: 2015/653 (E) – 2019/615 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi ve manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 22/03/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta AŞ’ye Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı işleten davalı …’ya ait sürücü davalı …’in yönetimindeki … plakalı aracın 15/9/2014 günü Mecidiyeköy meydanında kavşakta yeşil ışığın yanmasının ardından yolun karşısına geçmeye çalışan müvekkiline çarparak ağır biçimde yaralanmasına neden olduğu gerekçesiyle geçici iş göremezlik tazminatı olarak 2.500,00 TL, bakıcı gideri olarak 500,00 TL, tedavi sürecinde yapılan masrafın karşılanması amacıyla 2.500,00 TL, sürekli iş gücü kaybından kaynaklanan tazminat için 2.500,00 TL, davacının ekonomik geleceğinin sarsılmasından kaynaklanan zararının giderilmesi için 2.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 90.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’ten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; toplanmasını istediği kanıtları bildirerek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, maddi tazminat davasının kabulüne, 29.011,35 TL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan tahsil edilerek, davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı … Sigorta AŞ vekili dilekçesinde özetle; geçici iş göremezlik zararı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanan davacının 9/2/2015 tarihi itibarıyla yeniden çalışmaya başladığını, buna göre 16/9/2014 tarihinden 8/2/2015 gününe kadar 4 ay 23 gün çalışmadığı anlaşılan davacının iş göremezliğinin 8/2/2015 tarihi itibarıyla son bulduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; aşırı miktardaki alkolün de etkisiyle müvekkiline çarparak olay yerinden kaçan davalı sürücü …’in mahkûmiyetine ilişkin İstanbul 9’uncu Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/252 (E) sayılı davasında verilen hükmün kesinleştiğini, ilk derece mahkemesince verilen 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıların kusurunun ağırlığına ve zararın sonuçlarına göre düşük olduğunu belirterek manevi tazminatın yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İstinaf kanun yolu başvurma harcı ve nispi karar ve ilam harcını yatıran davalı …’in, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi ve dosyanın fiziki incelemesinden istinaf başvuru dilekçesi vermediği anlaşıldığından, adı geçen davalının istinaf kanun yoluna başvurmadığı kabul edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dava dışı SGK 16/6/2017 tarihli yazısıyla, olay nedeniyle davacı …’a 16/9/2014 günüden, 8/2/2015 tarihine kadar geçen süre için rücuya tabi olmayan 13.942,69 TL geçici iş göremezlik ödeneği verildiğini bildirilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 55’ici maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca, destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz. Diğer yandan Emekli Sandığı tarafından yapılan ödemelerin, destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında gözönünde bulundurulup bulundurulamayacağına ilişkin olarak verilen Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 6/3/1978 gün ve 1978/1 (E) -1978/3 (K) sayılı kararında belirtildiği gibi, ölüm sigortasından bağlanan aylıklar, belirli bir süre sigortalı olmanın ve prim ödemiş bulunmanın bir sonucudur. Zarar verenin bu paradan yararlanması söz konusu olamaz. O halde zarar veren, verdiği zararın tamamını açılan davada ödemelidir. Bu nedenle, tazminat ödemekle yükümlü olan kişi (ölüm dalından bağlanan aylıkların) destekten yoksun kalma tazminatından indirilmesini isteyemez. Başka bir anlatımla, yasalarda öngörülen “belirli bir süre sigortalı olma ve prim ödeme” koşulunun gerçekleşmesine bağlı olarak ölüm sigortasından bağlanan aylıklar, ölüme neden olan haksız eylemin doğrudan doğruya “uygun ve normal” bir sonucu değildir. Bu nedenle, ölen sigortalının haksahiplerine “ölüm sigortası”ndan bağlanan aylıklar, haksız eylem sorumlularının ödemek zorunda bulundukları destekten yoksun kalma tazminat tutarlarından düşülmez. Eldeki dava bakımından ise, davacının maaşından düzenli olarak belirli bir miktar para kesilerek SGK’ye yatırılmıştır. Zarar verenin veya sigorta şirketinin bu paradan yararlanması söz konusu olamaz. Diğer bir anlatımla davacının çalışmasının ve yatırdığı primlerin yasal sonucu olan geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi ile zararı meydana getiren olay arasında neden-sonuç bağı bulunmadığı, böylece yukarıda yapılan açıklamalar ışığında SGK yönünden rücuya tabi ödeme söz konusu olmadığından, davacı lehine hükmolunan geçici iş göremezlik tazminatından, SGK tarafından ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin mahsup edilmemesinde isabetsizlik bulunmadığından, davalı … Sigorta AŞ’nin ileri sürdüğü istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine manevi tazminata ilişkin hükmün incelenmesine gelince: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 56’ncı maddesinin 1’inci fıkrasına göre hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı olan manevi tazminatın miktarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/6/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/6/2004 gün ve 13/291-370 sayılı kararında da vurgulandığı gibi, hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminatın miktarını takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli tarafların kusur durumları gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 4’üncü maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Somut olay yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında değerlendirildiğinde; davacı ile davalı …’in dosya kapsamından anlaşılan sosyal ve ekonomik durumlarına, olayın meydana geliş biçimine, bilirkişi raporuna göre %100 oranında kusurlu olduğu anlaşılan davalı …’in kusurunun ağırlığına ve olayın meydana geldiği tarihe göre davacı lehine hükmolunan manevi tazminat miktarının az olduğu anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı … Sigorta AŞ’nin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin hükmüne yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi gereğince esastan reddine, B-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesinin kararının, HMK’nin 353/1-b/2’nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davacının, maddi tazminat davasının kabulüne, 29.011,35 TL maddi tazminatın davalı … Sigorta AŞ’den 23/6/2015 tarihinden itibaren, davalılar … ve …’dan ise olayın meydana geldiği 15/9/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsil edilerek, davacıya verilmesine, 2-Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 25.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan 15/9/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsil edilerek, davacıya verilmesine, 3-Maddi tazminat davası yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.981,76 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan karar ve ilam harcından maddi tazminat davasına isabet eden 34,15 TL, ıslah harcı olarak alınan 64,94 TL olmak üzere toplam 94,09 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 1.887,67‬ TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-Manevi tazminat davası yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.707,75 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan karar ve ilam harcından manevi tazminat davasına isabet eden 307,40 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 1.400,35‬ TL karar ve ilam harcının davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 5-İlk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) uyarınca kabulüne karar verilen maddi tazminat miktarına göre hesaplanan 3.481,36 TL nispi vekâlet ücretinin davalılardan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacıya verilmesine, 6-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10’uncu maddesinin 1’inci fıkrası ile 13’üncü maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarına göre belirlenen 5.100,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalılar … ve …’dan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacıya verilmesine, 7-Maddi tazminat davasında hükmolunan harçtan mahsubuna karar verilen toplam 94,09 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davacıya verilmesine, 8-Manevi tazminat davasında hükmolunan harçtan mahsubuna karar verilen 307,40 TL karar ve ilam harcının davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davacıya verilmesine, 9-Davacı tarafından sarf edilen 600,00 TL bilirkişi ücreti, 378,95 TL posta ve tebligat masrafı, 27,70 TL başvurma harcı, 4,10 vekâlet harcı olmak üzere toplam 1.010,75‬ TL yargılama giderinden, maddi ve manevi tazminat davalarının toplamına göre kabul ve ret (%45,38 kabul, %54,62‬ ret) oranına göre hesaplanan 458,67 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, davalı … Sigorta AŞ’nin 246,31 TL yargılama giderinden sorumlu tutulmasına, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 10-Harcanmayan gider avansının HMK’nin 333/1’inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından geri verilmesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından sarf edilen posta ve tebligat gideri 86,90 TL, istinaf başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 208,20 TL yargılama giderinin, davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davacıya verilmesine, 3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.981,76 TL istinaf kanun yolu nispi karar ve ilam harcından, peşin ödenen 495,95 TL karar ve ilam harcı mahsup edilerek, bakiye 1.485,81‬ TL karar ve ilam harcının davalı … Sigorta AŞ’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/03/2022