Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/47 E. 2022/1931 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2020/47
Karar No: 2022/1931
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 26/03/2019
Numarası: 2015/1078 (E) 2019/253 (K)
Davanın Konusu: Maddi Tazminat
Karar Tarihi: 08/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/09/2013 tarihinde, davacıların oğlu …’in sevk ve idaresindeki, kaza tarihinde geçerli trafik poliçesi bulunmayan … plakalı traktörle seyir halindeyken tam kusuru ile meydana gelen kazada hayatını kaybettiğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, her bir davacı için şimdilik 100’er TL destekten yoksun kalma tazminatının ve ayrıca tespit edilecek cenaze defin masraflarının dava tarihinden başlayacak ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, davacılar vekili 07/06/2018 tarihli talep artırım dilekçesiyle, davacı … için maddi tazminat talebini 86.634,91 TL’ye, … için 68.588,36 TL’ye artırmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iki yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, müteveffa % 100 kusurlu olduğundan ZMSS Genel Şartları A.6 maddesi uyarınca talebin teminat dışında kaldığını, rücu edilecek şahıslar ve davacılar aynı şahıslar olduğundan alacaklı ve borçlu sıfatları birleştiğinden müvekkili kurumun sorumlu olmadığını, müteveffa ehliyetsiz ve istiap haddini geçecek şekilde traktör kullandığından müterafik kusurlu olduğunu ve müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacı …’in tazminat davasının kabulü ile 68.588,36 TL tazminatın 100,00 TL’sinin 12/11/2015 tarihinden, bakiye kalan 68.488,36 TL’sinin 07/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, davacı …’in tazminat davasının kabulü ile 86.634,91 TL tazminatın 100,00 TL’sinin 12/11/2015 tarihinden, bakiye kalan 86.534,91 TL’nin 07/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, temerrüt tarihinin dava tarihi olan 12/11/2015 olduğunu, gerek dava dilekçesindeki miktara gerekse talep artırımıyla artırılan miktara temerrüt tarihi olan 12/11/2015 dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken faiz başlangıcının dava tarihi ve ıslah tarihi olarak ayrılmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı Güvence Hesabı vekili, kazanın meydana gelmesinde desteğin %100 oranında kusurlu olduğu tespit edildiğinden talebin teminat dışında olduğunu, sürücü zararından dolayı müvekkili kurumun sorumluluğu bulunmadığını, sürücü belgesiz müteveffa bakımından müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 07/09/2013 tarihinde, davacıların desteği (çocuğu) …’in yönetimindeki, ZMSS poliçesi bulunmayan … plakalı traktörle seyir halindeyken meydana gelen tek taraflı trafik kazası sonucu vefat ettiği, kazanın meydana gelmesinde sigortasız araç sürücüsü …’in %100 kusurlu olduğu anlaşılmıştır. -Davalı vekilinin istinaf itirazlarının değerlendirilmesi; Destekten yoksun kalma tazminatı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53/3. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” şeklinde hükme bağlanmıştır. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/06/2020 gün ve 2020/17-111 E. 2020/422 K. sayılı ilamında, işletenin ve şoförün ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemeyeceğinden destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilebileceği kabul edilmiştir. Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün tam kusurlu olması hâlinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği, zorunlu trafik sigortası limitleri dahilinde sorumluluğu üstlenen davalı Güvence Hesabının, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığı ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacıların zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunması nedeniyle davalı Güvence Hesabı zarardan sorumludur. Davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Araç sürücüsü desteğin kusuru, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla eldeki davayı açan davacılara yansıtılamayacağından desteğin ehliyetsiz olması nedeniyle müterafik kusuru davacılara karşı ileri sürülemeyecektir. Davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları da yerinde değildir. -Davacılar vekilinin istinaf itirazlarının değerlendirilmesi; Dava HMK’nın 107. maddesine göre belirsiz alacak davası niteliğinde olup, davacılar vekili, dava ve talep artırım dilekçesinde dava tarihinden itibaren faize karar verilmesini talep etmiştir. Bilirkişi raporu ile tazminat miktarının belirlenmesinden sonra başlangıçta istenen tazminatın artırılmasına ilişkin davacılar vekilince verilen 07/06/2018 tarihli dilekçe teknik anlamda ıslah değil, bedel artırımına ilişkin bir talep olduğundan ilk derece mahkemesince artırılan kısım için dava tarihinden itibaren faize karar verilmesi gerekirken ıslah tarihinden itibaren faize karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine,
B-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının, HMK’nin 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davacı …’in tazminat davasının kabulü ile 68.588,36 TL maddi tazminatın 12/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine, 2-Davacı …’in tazminat davasının kabulü ile, 86.634,91 TL maddi tazminatın 12/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine, 3-Harçlar Tarifesi uyarınca …yönünden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.685,27 TL nispi karar harcı ile …yönünden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.918,03 TL nispi karar harcı toplamı 10.603,30 TL harcın peşin yatırılan 27,70 TL harç ile 530,00 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 10.045,60 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davacı …lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 7.894,72 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı …’e verilmesine, 5-Davacı …lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.680,79 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı …’e verilmesine, 6-Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.397,80 TL yargılama gideri ile 27,70 TL peşin harç, 27,70 TL başvuru harcı, 530,00 TL ıslah harcı, 4,10 TL vekalet harcı toplamı 1.987,30 TL’nin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, 7-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;1-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından yatıran taraflara iadesine,2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 10.603,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.650,83‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 7.952,47‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,3-İstinaf kanun yolu aşamasında davacılar tarafından sarf edilen 121,30 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile 16,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 137,8‬0 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 4-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,6-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/11/2022