Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/437 E. 2022/2141 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2020/437
Karar No: 2022/2141
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 26/02/2019
Numarası: 2015/889 Esas – 2019/214 Karar
Davanın Konusu: Maddi Tazminat
Karar Tarihi: 06/12/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26/11/2010 tarihinde, davalı sigorta şirketi nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı aracın karıştığı kaza sonucunda müvekkilinin yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik meslekte kazanma gücü ve efor kaybı için 600, bakıcı gideri için 200 TL, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri için 200 TL olmak üzere toplam 1.000 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren ticari temerrüt-avans faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın 26/11/2010 tarihinde müvekkili şirket nezdinde ZMSS ile teminat altına alındığını, davacı tarafından Adana Devlet Hastanesinden alınan 12/01/2012 tarihli maluliyet raporunda belirtilen arazın uyuşmazlık konusu kaza ile nedensellik bağı bulunmadığını, geçici iş göremezlik tazminatı ve davacı tarafından talep edilen tedavi giderlerinin trafik sigortası genel şartları gereğince teminat dışı olduğunu, avans faizi talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile, 619,38 TL maddi tazminatın 04/05/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili; ATK’dan alınan raporda, müvekkilinin kalıcı sakatlığına ilişkin bir takım bulguları kabul ettiği ancak illiyet bağının kurulamadığı, diğer şikayetlerinin ise kalıcı sakatlık olarak değerlendirilmediğini, davacının Adana Devlet Hastanesi’nden alınan %14 kalıcı sakatlık raporunun dosyada mevcut olduğunu, ATK raporunda bu raporun zikredildiğini, ancak yapılan değerlendirmeler ile arasındaki çelişkilerin giderilmediğini, Adana Devlet Hastanesinden alınan rapor incelendiğinde illiyet bağının kurulduğunu, müvekkilinin dosyaya sunulan tüm tedavi evrakları toplanmadan düzenlenen raporların kabulünün mümkün olmadığını, dosyaya sunulan bilirkişi ek raporunun nihai maddi zarara ilişkin net bir veri sunmadığını, ATK’dan alınan raporda iyileşme süresinin 3 haftaya kadar uzayabileceği belirtilmesine rağmen %100 iş göremezlik hali esnasında bakıcı giderine hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından 26/11/2010 tarihinde, davalı sigorta şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı … plakalı araç ile davacının sevk ve idaresindeki … plakalı aracın karıştığı kaza sonucu davacının yaralandığı anlaşılmıştır. 1-Davacı vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf itirazının incelenmesi; Yargıtay uygulamalarına göre maluliyet oranlarının tespiti Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Dosyada bulunan Adana Çukurova Dr. Aşkım Tüfekçi Devlet Hastanesi’nin 26/11/2010 tarihli epikriz raporunda; davacının sol el 1. parmak distal falanks üzerinde 1×2 cmlik yüzeysel erozyon, sol dizde yüzeysel sıyrık mevcut olduğu belirlenmiştir. Mahkemece hükme esas alınan ATK 2. İhtisas Kurulu’nun 11/04/2018 tarihli raporunda, tedavi sürecinde düzenlenen belgeler, raporlar değerlendirilerek davacının 26/11/2010 tarihli motorsiklet kazası sonrası oluştuğunu ifade ettiği sol kolda kuvvet kaybı şikayetinin kaza ile illiyetinin kurulamadığı, kişinin yaralanmasının maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 haftaya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir.Davacı tarafça dava dilekçesinin ekinde sunulan ve kişisel müracaatla alınan Adana Devlet Hastanesi’nin 12/02/2012 tarihli özürlü sağlık kurulu raporunda sol kolda kuvvet kaybı olduğu, özür oranının % 14 olduğu tespit edilmiş ise de söz konusu raporun hangi yönetmelik esas alınarak hazırlandığı belirtilmediği gibi yetkili hastaneler tarafından da düzenlenmediği anlaşılmıştır. Mahkemece ATK 2. İhtisas Kurulu’nun 11/04/2018 tarihli maluliyet raporunun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. 2-Davacı vekilinin bakıcı giderine yönelik istinaf itirazının incelenmesi; Mahkemece doktor bilirkişiden alınan 19/11/2018 tarihli ek raporda; davacının SGK’nın sorumlu olmadığı bakıcı, ulaşım ve evde yapılan tedavi giderleri değerlendirildiğinde; bakıcı ihtiyacı ve bakıcı gideri olmadığı, evde pansuman ve bakım için gerekli tıbbi malzemeler için 100 TL, hastanelere gidiş-geliş esnasında ulaşım ve diğer sosyal giderleri için 100 TL gideri olduğu, davacının talep edebileceği 200 TL tedavi giderinin teminat limiti dahilinde olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunun yapılan incelemesinde, raporun, HMK’nın 279.maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine,2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 88,80 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 8,10 TL karar ve ilam harcının davacıya iadesine,3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nin 361’inci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/12/2022