Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/432 E. 2022/1051 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/432
KARAR NO: 2022/1051
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 14/11/2019
NUMARASI: 2018/1091 (E) – 2019/1070 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 31/05/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı sigorta şirketi tarafından trafik sigortasıyla teminat altına alınan … plakalı araç ile … plakalı aracın karıştığı 15/06/2018 tarihinde meydana gelen kazada, … plakalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralanarak sakat kaldığını belirterek geçici iş göremezlik tazminatı, geçici bakım gideri, sürekli sakatlık tazminatı olmak üzere şimdilik toplam 3.000 TL maddi tazminatın davalı taraftan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davalıya sigortalı araç sürücüsünün gerçekleşen kazada tam kusurlu olduğu ve davacının da kaza nedeniyle %10 oranında malul kaldığı kabul edilerek benimsenen hesap raporu doğrultusunda sürekli iş göremezlikten dolayı 49.596,14 TL, geçici iş göremezlikten dolayı 15.458,60 TL, geçici bakım giderinden dolayı 6.087 TL olmak üzere toplam 71.141,74 TL maddi tazminatın 23/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikten davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili, dava öncesinde sigortaya yapılmış usulüne uygun bir başvuru bulunmadığını, maluliyet raporunun yönetmelik ekinde yer alan özür oranları cetveli ve özürlü sağlık kurulu raporu örneği dikkate alınmadan düzenlendiğini, geçici iş göremezlik, geçici bakıcı gideri ve tedavi masraflarının SGK kapsamında olduğunu, bu kalem zararlara ilişkin sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını, faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak alınması gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan geçici, sürekli iş göremezlik tazminatı ile geçici bakım gideri istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince dosyaya kazandırılan maluliyet raporunun kaza tarihindeki yönetmelik hükümlerine uygun bir şekilde özürlülük ölçütüne göre düzenlendiği, raporun hüküm vermek bakımından yeterli olduğu, dava öncesinde sigortaya yapılan müracaatın da usule uygun bir şekilde yapıldığı, başvurunun geçersiz sayılmasını gerektiren herhangi bir eksikliğin bulunmadığı, bu yönlere ilişkin istinaf itirazlarında isabet bulunmadığı görülmektedir. Her ne kadar yeni genel şartların A.5.b. maddesinde tedavi süresine ilişkin geçici bakıcı gideri ve çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık giderleri teminatı kapsamında olduğu ve bu teminatın da Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu, bu nedenle sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığı açıklanmış ise de 6111 sayılı yasa ile değişik 2918 sayılı Yasanın 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacak tedavi giderleri arasında geçici işgöremezlik ve geçici bakıcı gideri tazminatı sayılmamıştır. Bu durumda Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğu alt norm düzeyindeki genel şartlar ile genişletilemiyeceğinden ötürü sözü geçen ilgili genel şart hükmünün uygulanma kabiliyeti bulunmamaktadır. Bu durumda sigorta şirketlerinin geçici iş göremezlik zararından sorumluluğu devam etmektedir. Bu yöne ilişkin mahkeme kabulünde de herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 4.859,69 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.214,91‬ TL harcın mahsubundan sonra bakiye 3.644,78‬ TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (71.141,74 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 31/05/2022