Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/420 E. 2022/1033 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/420
KARAR NO: 2022/1033
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 17/10/2019
NUMARASI: 2016/1235 (E) – 2019/1028 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 31/05/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı şirket tarafından trafik sigortasıyla teminat altına alınan … plakalı araç sürücüsünün, 29/11/2015 tarihinde, Köse İlçesi istikametinden gelip, Gümüşhane istikametine seyir halinde iken yoldaki gizli buzlanma sebebiyle direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen kazada, araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralanarak sakat kaldığını belirterek oluşan sürekli ve geçici iş göremezlik nedeniyle şimdilik 2.000,00 TL mddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, taşımanın zorunlu taşımacılık sigortasına tabi olmadığı gerekçesiyle kazada yaralanıp sürekli iş göremezliğe düçar olan davacı için hesaplanan toplam 64.866,53 TL geçici ve daimi iş göremezlik tazminatının 21/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili, şehirlerarası taşımacılık faaliyetinde kullanılan müvekkil şirket nezdinde sigortalı minibüsün, zorunlu taşımacılık sigortasına tabi olduğunu, davacı zararlarının öncelikle bu sigortadan karşılanması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının SGK’nın sorumluluğunda kaldığını, istiap haddinin aşılması nedeniyle davacının müterafik kusurlu olduğunun kabulü gerektiğini, yine başka bir nedene dayalı atfı kabil müterafik kusur hali bulunup bulunmadığı hususunun araştırılmadan karar verilmesinin de doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Taraflar arasında poliçenin varlığı, geçerliliği, kazanın oluşumu ve kusur durumu ve hesap ve hesaplama yöntemine ilişkin ihtilaf bulunmamaktadır. İstinafa konu uyuşmazlık, kazadan kaynaklı oluşan zarardan öncelikle taşımacılık sigortasının sorumlu olup olmadığı ile geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında kalıp kalmadığı ve ayrıca istiap haddi vs. bir nedenden ötürü müterafik kusur durumunun araştırılması gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun (mülga 14/4/2016-6704/17 md.) 17. maddesi şehirlerarası ve uluslararası yolcu taşımacılarının, kalkış noktasından varış noktasına kadar meydana gelecek kazalar sonucu yolcunun ölümü ve yaralanmasından dolayı sorumlu olacağını, 18. maddesi ise bu zararların teminat altına alınması için Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortasının yaptırılması gerektiğini hüküm altına almıştır. Ayrıca bu Kanuna dayanılarak çıkarılan Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin 64. maddesi gereği yolcu taşımacılığı yapan taşıyıcıların Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yaptırma zorunluluğunun bulunduğu belirtilmiştir.Anılan Kanun’un 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarının B.8. maddeleri hükümlerine göre meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak meydana gelen zararın bu sigorta tazminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısmı için, sırasıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur. Karayolu Taşıma Kanunu’nun 2/3. maddesinde ise il sınırları içerisindeki taşımalar ile yüz kilometreye kadar olan şehirlerarası taşımaların düzenlenmesinin, il ve ilçe trafik komisyonları ile işbirliği yapılmak suretiyle ilgili valiliklere, belediye sınırları içerisindeki şehiriçi taşımaların ise belediyelere, bu Kanuna göre düzenlenecek yönetmelik esasları dahilinde bırakılabileceği açıklanmıştır. Somut olayda, davaya konu kaza, sigortalı minibüsün, 29/11/2015 tarihinde, Köse ilçesinden Gümüşhane ili istikametine gittiği esnada meydana gelmiş olup, gidiş geliş güzergahı aynı il sınırları dahilinde 45 km’dir. Buna göre. şehirlerarası bir taşıma söz konusu olmayıp, kaza, şehiriçi taşımacılık faaliyeti gerçekleştirilirken meydana gelmiştir. Bu durumda, sözü geçen yasanın 17. ve 18. maddelerinde düzenlenen şekilde bir taşıma faaliyetinin söz konusu bulunmadığı anlaşılmakta ise de; yasanın 2/3. maddesi uyarınca işbu şehir içi taşımacılık faaliyetine ilişkin zorunlu taşımacılık sigortası yaptırma zorunluluğuna dair karar alınıp alınmadığı hususunun araştırılması gerekmektedir. Dairemizce bu hususta Gümüşhane Valiliğine yazılan yazıya verilen 27/05/2022 tarihli cevapta, şehiriçi ve 100 km’ye kadar olan şehirlerarası taşımalara ilişkin karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası (zorunlu taşımacılık) yaptırma zorunluluğuna dair bir karar alınmadığı bildirilmiştir. O halde, trafik kazasından kaynaklanan zarardan doğrudan doğruya aracın trafik sigortacısı olan davalı … şirketinin sorumlu olduğu anlaşılmış olmakla, bu yöne ilişkin istinaf itirazında da isabet bulunmamaktadır. Her ne kadar yeni genel şartların A.5.b. maddesinde tedavi süresine ilişkin geçici bakıcı gideri ve çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık giderleri teminatı kapsamında olduğu ve bu teminatın da Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu, bu nedenle sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığı açıklanmış ise de; 6111 sayılı yasa ile değişik 2918 sayılı Yasanın 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacak tedavi giderleri arasında geçici işgöremezlik ve geçici bakıcı gideri tazminatı sayılmamıştır. Bu durumda Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğu alt norm düzeyindeki genel şartlar ile genişletilemiyeceğinden ötürü sözü geçen ilgili genel şart hükmünün uygulanma kabiliyeti bulunmamaktadır. Bu durumda, sigorta şirketlerinin/…’nın geçici iş göremezlik zararından sorumluluğu devam etmektedir. Bu yöne ilişkin mahkeme kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı taraf araçta taşınan yolcu konumundadır. Fazla yolcu taşınmasından kaynaklı istiap haddi aşılmış olsa dahi bu durumun davacı bakımından müterafik kusur nedeni teşkil etmesi söz konusu olamaz. Davalı vekili tarafından müterafik kusur nedeni teşkil eden başka bir sebebin varlığı da ileri sürülmemiştir. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/3 maddesi hükmü uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 4.431,03 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.108,4‬0 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 3.322,63‬ TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (64.866,53 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 31/05/2022