Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/412 E. 2022/1289 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/412
KARAR NO: 2022/1289
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 04/11/2019
NUMARASI: 2016/906 (E) – 2019/1097 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, zorunlu karayolu taşımacılık ve zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası bulunmayan … plakalı servis araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek 27/03/2016 tarihinde sebebiyet verdiği trafik kazasında davacıların desteği olan …’ın vefat ettiğini ve davalı … tarafından dava öncesinde yapılmak istenen yetersiz tazminat ödemesini kabul etmediklerini beyan ederek destekten yoksun kalma tazminatının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı … vekili, kazaya karışan aracın zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası bulunmaması nedeniyle davacılara ödeme yapıldığını belirterek sorumluluğunu yerine getiren müvekkili kurum aleyhine açılan davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, kazaya karışan trafik sigortası bulunmayan araçta yolcu olarak bulunmakta iken vefat eden …’ın desteğinden yoksun kalan anne babası olan davacılar için hesaplanan tazminattan, taşımanın davacının da yararına olduğu gerekçesiyle, benimsenen hesap raporu doğrultusunda hatır indirimi yapılarak davanın kısmen kabulüne, davacı … açısından 137.979,55 TL, davacı … açısından 97.659,56 TL destekten yoksun kalma tazminatlarının 18/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …ndan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili, hatır taşıması söz konusu olmamasına rağmen hak edilen tazminattan indirim yapılması doğru olmadığı gibi bundan dolayı vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, avans faizi talebine rağmen yasal faize hükmedilmesinin de doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Karara karşı davalı … vekili, kazaya karışan aracın zorunlu taşımacılık sigortasına tabi olmadığını, yapılan taşıma işinin zorunlu taşımacılık sigortasına tabi olmadığını, bunun için taşımanın bir ücret karşılığında ve biletli olarak yapılması gerektiğini, gerekçeli kararda da taşımanın ticari mahiyette olmadığı hususunun kabul edildiğini, zira müteveffanın olay günü Balıkesir’de yapılacak düğünde müzisyen olarak sahne alacak olması sebebiyle düğün yerine ulaşmak amacıyla araçta bulunduğu, söz konusu aracın düğün sahibi tarafından düğüne katılacak misafirlerin ve müzisyenlerinin ulaşımının sağlanması için tahsis edildiğini, sıralı sorumluluk halinin söz konusu olmadığını, zira sıralı sorumluluk ilkesinin her iki zorunlu sigortanın da yaptırılmış olması halinde geçerli olduğunu, tazminat hesabına esas alınan gelirin mevzuata aykırı olduğunu, desteğin asgari ücret üzerinde bir gelirinin bulunduğu iddiasının ispatlanamadığını, kaza tarihindeki yürürlükte olan genel şartlara göre de vergilendirilmiş gelirinin esas alınması gerektiğini, kusur raporu alınmaksızın hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, mahkemece müteveffanın emniyet kemeri takma vs. güvenlik önlemlerini alıp almadığı hususunun araştırılmadığını, faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak belirlenmemesinin doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; 14/04/2016 tarihinde yürürlükten kaldırılan ancak kaza tarihinde yürürlükte bulunan 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun (mülga 14/4/2016-6704/17 md.) 17. maddesi şehirlerarası ve uluslararası yolcu taşımacılarının, kalkış noktasından varış noktasına kadar meydana gelecek kazalar sonucu yolcunun ölümü ve yaralanmasından dolayı sorumlu olacağını, 18. maddesi ise bu zararların teminat altına alınması için Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortasının yaptırılması gerektiğini hüküm altına almıştır. Ayrıca bu Kanuna dayanılarak çıkarılan Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin 64. maddesi gereği yolcu taşımacılığı yapan taşıyıcıların Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yaptırma zorunluluğunun bulunduğu belirtilmiştir.Anılan Kanun’un 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarının B.8. maddeleri hükümlerine göre meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından (bulunmaması halinde …) karşılanır. Ancak meydana gelen zararın bu sigorta tazminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısmı için, sırasıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur. (Yargıtay 17 HD 2012/17899 Esas – 2014/6690 Karar sayılı kararı; Yargıtay 11.HD 2012/14734 E. : 2012/17369 K. sayılı kararı;aynı daire 2016/20012 E. 2019/394 K. ve benzer nitelikteki kararları) İşbu yapılan açıklamalara göre kaza tarihinde yürürlükte bulunan ZTMSS’sı genel şartlarının B:8 maddesine göre yapılması zorunlu olan mali sorumluluk sigortasının yapılmamış olması durumunda öncelikle …nın sorumluluğu söz konusu olacak, limit aşımı durumunda trafik sigortasının ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortası sorumlu olacaktır.Somut olayda, kazaya karışan taşımacılık sigortası bulunmayan dava dışı …’un sevk ve idaresindeki 18 yolcu kapasiteli otobüs olarak geçen … plaka sayılı dava dışı … Şirketine ait bulunan aracın, dava dışı düğün sahibi …’ın düzenlediği törene gidecek olan misafirler ile davacıların desteğinin de aralarında bulunduğu müzisyenleri Kocaeli’nin ilçesi olan Körfez’den yola çıkıp Balıkesir iline götürdükten sonra yine yolcularıyla birlikte dönüş yolunda iken kazanın meydana geldiği, taşıma işinin bu haliyle sözü geçen yasanın 17. maddesi uyarınca gerçekleştirildiğinden dolayı taşımacılık sigortası kapsamında kaldığı, kazanın, 100 mesafeden fazla şehirlerarası gerçekleştirilen taşımacılık faaliyeti esnasında meydana gelmiş olması nedeniyle, aracın şehir içi servis taşımacılığı yapan araçlara verilen … plakalı arac olmasının sonuca etkili olmadığı, taşımacılık sigortasının bulunmamasından kaynaklı …nın sorumluluğunun olduğuna ilişkin kabul şeklinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı görülmektedir. Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/352 Esas – 2017/150 Karar sayılı istinaf aşamasından geçerek kesinleşen mahkumiyet kararına göre, kazaya karışan … plaka sayılı araç şoförü olan dava dışı … kazanın gerçekleşmesinde tam kusurlu kabul edilerek 3 yıl 4 ay hapis cezasıyla cezalandırıldığı, ceza dosyası kapsamında alınan 13/02/2017 tarihli ATK raporuna göre tam kusurlu olduğu yönünde mütalaada bulunulduğu, kaza tespit tutanağı ve dosya kapsamında bulunan diğer bilgi ve belgelere göre gerçekleşen tek taraflı trafik kazasında dava dışı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğuna ilişkin kabul şeklinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı görülmektedir. Talimat yoluyla dinlenen ve aksi ispat edilene kadar doğruyu söyledikleri asıl olan orkestra sahibi tanık … ve müteveffanın müzisyen arkadaşları olan tanıklar … ve …’ın anlatımlarına göre, destek şahsının ölmeden önce düğün, festival gibi eğlence sektöründe müzisyenlik (davulcu) yaptığı, ayrıca bundan arta kalan zamanlarda hafta içi yevmiyeci olarak fabrikada çalıştığı, mahkemece de bir müzisyenin alabileceği ücrete ilişkin araştırma yapıldığı karşısında mevcut delil durumuna göre kaza tarihi itibarıyla desteğin asgari ücretin 2,123 oranında aylık gelirinin olduğuna ilişkin kabul şeklinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Müteveffanın emniyet kemeri kullanıp kullanmadığı, giderek gerek bu yönden ve gerekse sair yönlerden müterafik kusurun varlığına ilişkin davalı tarafından bir ispat ortaya konulamadığından ötürü zarardan, müterafik kusur indirimi yapılmamış olmasında usule aykırılık bulunmamaktadır. …na dava öncesinde yapılan müracaat tarihi esas alınmak suretiyle temerrüt tarihinin belirlenmiş olmasında da usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu durumda davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmektedir. 2-Davacılar vekilinin hatır indirimine ilişkin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi;Hatır taşımasının söz konusu olabilmesi için taşımanın davacının yararına olması gerektiği, oysa ki somut olayda düğün merasimi için anlaşılan müzisyenlerin ve diğer düğüne katılacak misafirlerin taşıma işinin gerçekleştirildiği ve olayda hatır taşımasının söz konusu olmadığı, taşıma işinin, müzisyenlerle yapılan anlaşmaya dahil olduğu halde bu hususta zarardan indirim yapılmış olması doğru olmamıştır. Yine aracın ticaret şirketine ait olması ve taşımanın ticari nitelikte olması nedeniyle, avans faizine de karar verilmemiş olması hatalı olmuştur.HMK 353/1-b/2 maddesinde yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber kanunun olaya uygulanmasında hata edilipte yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verileceği öngörülmüştür.O halde Dairemizce de usul ve yasaya uygun bulunan vs. yönlerden davalı tarafça istinaf itirazına uğramayan ilk derece mahkemesince hükme esas alınan 03/06/2019 bilirkişi ek raporunda TRH 2010 yaşam tablosu esas alınarak yapılan hesaplama neticesinde tespit edilen (limit aşımı bulunmamaktadır) davacı anne için 172.474,44 TL ile davacı baba için tespit edilen 122.074,44 TL destekten yoksun kalma tazminatlarının avans faiziyle birlikte hüküm altına alınmasına karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, 2-Alınması gereken 16.096,50 TL istinaf karar harcından peşin alınan 4.024,12‬ TL harcın mahsubundan sonra bakiye 12.072,38 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama gideri ve artan gider avansının davalının üzerinde bırakılmasına, B)1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesi kararı bütünüyle kaldırılmak suretiyle düzeltilerek yeniden esas hakkında kararla, davanın kabulüne, davacı … açısından 172.474,44 TL, davacı … açısından 122.074,44 TL destekten yoksun kalma tazminatlarının davalıdan tahsiline, bu tutarlara temerrüt tarihi olan 18/05/2016 tarihinden itibaren avans faiz uygulanmasına, 3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 20.120,63 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20 TL+ 1.010 TL ıslah harcından oluşan toplam 1.039,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 19.081,43 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 4-Davacılar tarafından yatırılan 1.039,20 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacılara verilmesine, 5-Davacılar tarafından yapılan posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücretinden oluşan toplam 2.564 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacılara verilmesine, 6-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 7-Davacılar duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle daire karar tarihindeki AAÜT uyarınca takdiren 29.068,42 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacılara verilmesine,8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine, İstinaf yargılama giderleri bakımından: 9-İstinafa başvuran davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine, 10-Davacılar tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının davalıdan alınarak davacılara verilmesine,11-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,12-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 30/06/2022