Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/40 E. 2022/497 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/40
KARAR NO: 2022/497
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/07/2019
NUMARASI: 2014/1084 (E) – 2019/380 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi ve manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 22/03/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Tic. AŞ’den aldığı yolcu bileti ile davalı … Sigorta AŞ’ye (eski unvanı … Sigorta AŞ) Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası (ZKTMSS) poliçesiyle davalı … Sigorta AŞ’ye (eski unvanı … Sigorta AŞ) ise Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası poliçesiyle sigortalı davalı … Tem. San. ve Tic. Ltd. Şti’ye ait otobüsle yolculuk yapan davacının tek taraflı kazada yaralandığını belirterek, belirsiz alacak davası niteliğinde 3.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan ortaklaşa ve zincirleme olarak tahsiline, 60.000,00 TL manevi tazminatın ise işleten ve araç sahibinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Tic. AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; araç sürücüsünün olayın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, istenen manevi tazminatın pek aşırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili davalının ZKTMSS poliçesini düzenlediğini belirterek, toplanmasını istediği kanıtları bildirmiş, davanın reddini savunmuştur. Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili davacının zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası poliçesini düzenlediğini belirterek, toplanmasını istediği kanıtları bildirmiş, davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, maddi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulüne, tedavi giderine ilişkin talebin reddine, davalı … Sigorta AŞ’ye karşı açılan davanın reddine, 3.000,00 TL maddi tazminatın davalılar … AŞ ile … Tic. Ltd. Şti’den tahsili ile davacıya verilmesine, 2.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … Tic. AŞ ile … Tic. Ltd. Şti’den tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; davacının Adli Tıp Kurumunda yapılan muayenesinden sonra kalçasına takılan platin nedeni ile kireçlenmeler meydana geldiğini, bu durumun maluliyet oranını değiştireceğini; ilk derece mahkemesince hükmolunan 2.000,00 TL manevi tazminatın az olduğunu; ZKTMSS poliçesini düzenleyen … Sigorta AŞ’ye karşı açılan dava bakımından talepleri doğrultusunda karar verilmesi gerektiğini, 3.000,00 TL maddi tazminatın tamamının kabul edilmesine karşın, davalılar lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesinde gerek maddi gerekse manevi tazminata ilişkin taleplerinin ortaklaşa ve zincirleme tahsil edilmesine karşın ilk derece mahkemesince bu isteklerinin dikkate alınmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı … Tic. AŞ vekili dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta AŞ hakkında hüküm kurulması gerektiğini, maluliyet tespitini içeren Adli Tıp Kurumu raporunun kendisi ile çeliştiğini, zira maluliyetine neden olacak derecede araz bırakmadan iyileşen yaralanma nedeniyle geçici iş göremezlik süresinin 18 ay olarak tayin edildiğini, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Dava dosyasının incelenmesinde 20/2/2019 günü mazeretinin kabulüne karar verilerek aktüeryal hesap uzmanı bilirkişi raporu 29/4/2019 günü tebliğ edilen davacı vekilinin, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) 2/7/2019 günü sunduğu dilekçe ile mazeret bildirerek tedavi giderlerinin hesaplanması açısından dosyanın hekim bilirkişiye sevkine karar verilmesi talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesinin ise davacı vekilinin mazeret talebinin reddine karar vererek, duruşmada hazır bulunan davalı … Tic. AŞ vekilinin davayı takip ettiklerini beyan etmesi nedeniyle esas hakkında hüküm verdiği anlaşılmıştır. Kararın verildiği 3/7/2019 tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan “Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir.” biçimindeki HMK’nin 186’ncı maddesinin 1’inci fıkrası, 28/7/2020 gün ve 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile “Mahkeme, tahkikatın bittiğini tefhim ettikten sonra aynı duruşmada sözlü yargılama aşamasına geçer. Bu durumda taraflardan birinin talebi üzerine duruşma iki haftadan az olmamak üzere ertelenir. Hazır bulunsun veya bulunmasın sözlü yargılama için taraflara ayrıca davetiye gönderilmez.” biçiminde düzenlenmiştir. Davanın tarafları, müdahilleri ve diğer ilgilileri kendi haklarıyla bağlantılı olarak HMK’nin 27’nci maddesinde yer alan, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunması; açıklama ve ispat; mahkemenin, tarafların iddia ve savunmalarını dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesi haklarından oluşan hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Eldeki davada ise mazeret talebinin reddine karar verilen davacı vekilinin, sözlü yargılama için yeni bir duruşma günü belirlenerek, davacı vekilinin ihtarlı davetiye ile duruşmadan haberdar edilerek sözlü yargılama hakkının tanınması gerekirken, yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırı biçimde uygulama yapılması yerinde görülmemiştir. Davacı vekilinin dava dilekçesinde bedensel zarara uğrayan müvekkilinin uğradığı zararın davalılardan ortaklaşa ve zincirleme (müşterek ve müteselsil) biçimde tahsiline karar verilmesini talep etmesine rağmen, davalı … Sigorta AŞ hakkındaki bedensel zarar tazminatına ilişkin dava yönünden karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmamıştır. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesi ekinde sunduğu epikriz raporundan 25/3/2016 günü … Üniversitesi Hastanesinde ameliyat edildiği anlaşılan davacının trafik kazasından kaynaklanan yaralanmasına ilişkin düzenlenen Adli Tıp Kurumu (ATK) 3’üncü İhtisas Kurulunun 26/10/2016 tarihli raporunda, 25/3/2016 günü yapılan ameliyat değerlendirilmeksizin, 11/11/2012 günü geçirdiği trafik kazasına bağlı sağ asetabulum kırığı ve sinafik sinir hasarı arızasının, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği kapsamında maluliyetine neden olacak biçimde araz bırakmadığı, geçici iş göremezlik süresinin kaza tarihinden itibaren 18 ay olduğu belirtilmiştir. Bu itibarla 25/3/2016 günü … Üniversitesi Hastanesinde yapılan ameliyat değerlendirilerek rapor düzenlenmesi gerekirken, yetersiz tıbbi belgeye dayanılarak düzenlenen raporun hükme esas alınması doğru olmamıştır. Kabul ve uygulamaya göre de; dava dilekçesinde 3.000,00 TL bedensel zarar tazminatının tahsilini talep eden davacının talep ettiği miktarın tümünün kabulüne karar verildiği, böylece reddine karar verilen maddi tazminat talebi bulunmadığı gibi davalılardan … Tic. Ltd. Şti’nin vekille temsil edilmediği de gözetilmeden, maddi tazminat davası yönünden davacı aleyhine vekâlet ücretine hükmolunması; davacı vekilinin dava dilekçesinde bedensel zarara uğrayan müvekkilinin uğradığı zararın davalılardan ortaklaşa ve zincirleme (müşterek ve müteselsil) biçimde tahsiline karar verilmesini talep etmesi karşısında, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi zarardan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85’inci maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca işleten sıfatıyla sorumlu olan davalılar … Tic. AŞ ile … Tic. Ltd. Şti.’nin hükmolunan tazminattan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 61’inci maddesi uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaları gerekirken, bu konuda açıklamaya yer verilmemesi isabetsizdir. Kararın kaldırılma gerekçesine göre bu aşamada davacı vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf nedeni bu aşamada inceleme dışı bırakılmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekili ve davalı … Tic. AŞ vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/6’ncı maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harçlarının, istekte bulunulması durumunda ilk derece mahkemesince yatıran taraflara ayrı ayrı geri verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf kanun yolu başvurusundan ötürü davacı ve davalı … Tic. AŞ tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine, 6-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran taraflara geri verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a ve 362/1-g maddeleri uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.22/03/2022