Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/396 E. 2020/373 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/396
KARAR NO: 2020/373
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/12/2019
NUMARASI: 2019/597 Esas – 2019/1228 Karar
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 20/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde; Davalı aleyhine yapılan destekten yoksun kalma tazminatı istemini içeren başvurunun haksız biçimde reddedildiğini, Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde yaptıkları itiraz başvurusunun haksız olarak reddine ilişkin 2019/İHK-8604 sayılı kararın kamu düzenine açık biçimde aykırılık oluşturduğunu ileri sürerek, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 16/07/2019 gün ve 2019/İHK-8604 sayılı kararının iptaline karar verilmesi talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevsiz ve yetkisiz olduğunu, 6704 sayılı kanun gereğince dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru koşulu bulunduğu, dava şartı niteliğinde arabulucuğa başvurulması gerektiği halde, başvurulmadan açılan davanın dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddini talep ettiklerini, dava konusu tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince; Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından verilen kararların, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12’nci maddesi gereğince uyuşmazlık konusunun 40.000,00 TL’nin üzerinde bulunması halinde temyiz kanun yoluna tabi olduğunu, Uyuşmazlık Hakem kararına karşı HMK’nin 439’uncu maddesine dayanılarak iptal davası açılması olanağının bulunmadığı gerekçesiyle HMK’nin 114/2 ve 115/2’nci maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; 14/06/2007 tarihinde yürürlüğe giren 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’ndan sonra 04/02/2011 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulanması gerektiğini, davalı yan ya da araç sürücüsü / işleten tarafından müvekkilerine destekten yoksun kalma tazminatı ödemesi yapılmadığını, itirazın reddine ilişkin kararın açıkça kamu düzenine aykırılık oluşturduğundan HMK’nin 439/1’inci maddesi gereğince iptalini talep ettiklerini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının HMK’nin 439’uncu maddesine dayanılarak iptali istemine ilişkindir. HMK’nin 355’nci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30’uncu maddesinin 12’nci fıkrasına göre uyuşmazlığa düşen taraflar arasında açık ve yazılı şekilde yapılması gereken sözleşme ile daha yüksek bir tutar belirlenmemişse hakemin verdiği kırk bin Türk Lirasına kadar olan kararlar her iki taraf için kesindir. Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki kararlar için temyize gidilebilir. 6100 sayılı HMK’nin 439’uncu maddesinin 1’inci bendinde hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabileceğine ilişkin düzenleme bulunmakta ise de; sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesine yönelik olarak sigorta tahkim sistemi ile ilgili usul ve esasları düzenleyen özel kanun niteliğindeki 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu öncelikle uygulanacaktır. Bu itibarla, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12’nci maddesi uyarınca itiraz ve temyiz kanun yolu açık olan Sigorta Tahkim Komisyonu hakem heyeti kararının HMK’nin 439’uncu maddesine dayanılarak iptaline ilişkin dava bakımından dava şartı gerçekleşmeyeceğinden davanın usulden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davacılar vekilinin istinaf iddiaları yerinde görülmemiş, kararın niteliğine göre davacılar vekilinin esasa ilişkin diğer istinaf iddia ve itirazları inceleme dışı bırakılarak, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken harç peşin alındığından, ayrıca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacılar vekilinin istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Dairemize veya Dairemize gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine ya da ilk derece mahkemesine verilecek temyiz dilekçesi ile Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile karar verildi.20/02/2020