Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/305 E. 2022/1559 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/305
KARAR NO: 2022/1559
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/09/2019
NUMARASI: 2015/464 Esas – 2019/948 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/09/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 54. ve 56. maddeleri kapsamında, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan, SGK tarafından karşılanmayan tedavi – yol giderleri, geçici – kalıcı güç kaybı tazminatı adı altında maddi tazminat ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “1-Davacının davasının kısmen kabulü ile; 135.724,38TL iş görememezlik tazminatı ile 357,50TL tedavi gideri olmak üzere toplam 136.081,88TL maddi tazminatın davalılar … Sigorta AŞ ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, alacağın … Sigorta AŞ yönünden dava tarihinden itibaren, … yönünden kaza tarihi olan 04/08/2014 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, 2-Davacının …, … ve … Sigorta AŞ’ne yönelik maddi tazminat talebinin reddine,3-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile takdiren 10.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04/08/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı … ‘dan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili ile davalı … vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davacı vekili katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme dayanak olan bilirkişi raporu ve talep artırım dilekçelerinin, Yerel Mahkemece hatalı değerlendirilerek eksik maddi tazminata hükmedildiğini, 21/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda, müvekkilinin maddi zararının, 2.387,77 TL geçici iş göremezlik, 140.846,61 TL sürekli iş göremezlik, 357,50 TL tedavi gideri olarak belirlendiğini, kalıcı ve geçici iş göremezlik miktarı toplamının 143.224,38 TL olarak belirlenmesi üzerine, talep arttırım dilekçesiyle, dava dilekçesinde talep ettikleri 7.500 TL’lik güç kaybı tazminatını 135.724,38 TL daha artırdıklarını ancak, Mahkemece, iş göremezlik tazminatının sadece talep arttırım dilekçesiyle arttırılan miktar olan 135.724,38 TL ile 357,50 TL tedavi gideri toplamı olan 136.081,88 TL üzerinden karar verildiğini; tedavi gideri olarak 9 adet eczane kasa fişi ve 6 adet 80 TL tutarındaki hastane faturası dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucu 357,50 TL’ye hükmedilmesinin hatalı olduğunu, bu miktarın dışında yol ve diğer tedavi giderlerinin yapıldığını, davaya konu trafik kazası nedeniyle müvekkilinin hayati tehlike geçirdiğini ve hayat fonksiyonlarını ağır derecede etkileyen kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanması nedeniyle acil ameliyata alındığını, 04/08/2014 – 20/04/2014 ile 11/09/2014 – 12/09/2014 tarihleri arasında hastanede yattığını, taburcu olduktan sonra da düzenli olarak kontroller için hastaneye ailesi tarafından taşınarak götürüldüğünü, dosyaya sunulan tedavi ve yol giderlerine ilişkin belgelerden de anlaşılacağı üzere, müvekkilinin zararının bilirkişi raporunda hesaplanan tutardan çok daha fazla olduğunu, nitekim Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre tedavi masraflarının tamamının makbuza bağlanamayacağı dikkate alınarak kazanın ve tedavi sürecinin mahiyetine göre Mahkemece uygun bir bedele hükmedilmesi gerektiğini; yargılama aşamasındaki tüm itirazlarına rağmen müvekkilinin aylık kazancı konusunda emsal ücret araştırması yapılmadığını ve asgari ücret üzerinden hesaplanması sonucunda eksik maddi tazminata hükmedildiğini, kaza tarihinde müvekkilinin … Restorantta kasiyer sorumlusu ve barmen (bardan sorumlu) olarak çalıştığını ve bahşişlerle birlikte eline geçen miktarın net 3.500 – 4.000 TL olduğunu, Yerel Mahkemece hükmedilen 10.000 TL’lik manevi tazminatın çok düşük olduğunu belirtmiştir. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur raporuna yaptıkları itirazların Mahkemece dikkate alınmadığını, olay yerinde keşif yapılmamasının hatalı olduğunu, davacının emniyet kemeri takıp takmadığının irdelenmediğini, kazaya karışan taksi sürücüsüne hiçbir kusur verilmemesinin hatalı olduğunu, aktüerya raporunda; davacının, işbu dava süresince çalışıp çalışmadığı, bir kazanç elde edip etmediği ve bir kazanç elde etmiş ise, bu kazancın tazminattan mahsup edilmesi gerektiği hususunda herhangi bir açıklık getirilmediğini, bu hususun tespit edilmesi gerektiğini, hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, ATK tarafından verilen maluliyet raporuna itiraz etmelerine rağmen, bu itirazlarının dikkate alınmadığını, maluliyet raporunun özürlük ölçütü hakkındaki Yönetmeliğe göre düzenlenmesi gerektiğini, kusur yönünden Adli Tıp İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini, tedavi giderlerinin tamamından SGK’nın sorumlu olduğunu, zararın, PMF Tablosunun dikkate alınarak yapılmasının hatalı olduğunu, davanın açıldığı tarihte geçerli olan THR Tablosuna göre yapılması gerektiğini, PMF Tablosuna göre, davacının yaşam yaşının 66 olarak hesaplanmasının hatalı olduğunu, 65 yaşın, PMF Tablosu için nihai bir yaş olduğunu, dosyada alınan bilirkişi raporlarını kabul etmemekle birlikte, dava değeri 100.000 TL’nin üzerinde olduğundan, yazılı yargıla usulüne tabi olması nedeniyle sözlü yargılama usulünün uygulanması gerektiğini, bu nedenle sözlü yargılama için gün talep edilmesi gerekirken, dosyanın karara çıkarılmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının yaşının genç olmasında kaynaklı olarak kendisinde şu anda herhangi bir kalıtsal ya da devam eden bir hastalık ve başkaca bir sorun bulunmadığını, buna rağmen, %14 maluliyet oranı ve 6 ay iyileşme süresi üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 04/08/2014 tarihinde, davalı … AŞ.’nin ZMS sigortacısı ve davalı …’ın sürücüsü olduğu aracın D-100 karayolu üzerinde şerit ihlali yaparak, davalı … AŞ.’nin ZMS sigortacısı, davalı …’nın işleteni ve davalı …’in sürücüsü olduğu … plakalı ticari taksi niteliğindeki araca çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazası neticesinde, … plakalı aracın sağ arka koltuğunda yolcu olarak bulunan davacının ayak bileğinden yaralandığı; işbu davada davacı tarafça, HMK’nın 107. maddesi kapsamında 7.500 TL geçici – kalıcı iş göremezlik tazminatı ve 2.500 TL de SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri – yol, ulaşım gideri adı altında toplam 10.000 TL maddi tazminat ve 200.000 TL manevi tazminat talep edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. A-Maddi tazminat davasına yönelik istinaf başvurularının değerlendirilmesi: İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 18/07/2018 tarihli raporunda; davacının kaza nedeniyle %14.0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir. ATK raporunun yapılan incelemesinde; raporun, yürüklükte ve geçerli bulunan 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmenliği hükümleri ve E Cetveline göre düzenlendiği, raporda herhangi bir hatanın bulunmadığı, kaza tarihi dikkate alındığında, yürürlükte bulunmayan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasının imkansız olduğu kanısına varıldığından, davalı … vekilinin bu yöne ilişkin itirazları kabule şayan görülmemiştir. İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan 21/03/2019 tarihli kusur – zarar bilirkişi raporunda; 04/08/2014 günü saat 05.00 civarında meydana gelen dava konusu trafik kazasının, … plakalı aracın sürücüsü …’ın 1.64 promil alkollü olması ve şerit ihlali yapması nedeniyle gerçekleştiği, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’ın %100 oranında tam kusurlu olduğu, … plakalı ticari taksi niteliğindeki araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı; kaza nedeniyle davacının geçici iş göremezlik zararının 2.187,77 TL, sürekli iş göremezlik zararının 140.836,61 TL, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderinin 357,50 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Kusur – zarar raporunun yapılan incelemesinde; raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, trafik kazası tespit tutanağı ve ceza yargılaması aşamasında alınan bilirkişi raporuyla birebir örtüştüğü, raporun, dosya kapsamına uygun denetim ve hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davalı … vekilinin kusura ve zarara yönelik itirazları yerinde görülmemiştir. Davalı … vekilinin hazır bulunduğu 19/07/2019 tarihli 14. Celsede bir sonraki duruşmanın sözlü yargılama duruşması olduğu taraflara tebliğ edildiğine ve son duruşma olan 10/09/2019 tarihli 15. Celsede sözlü yargılama duruşması yapıldığına göre, davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazlarında da isabet bulunmamaktadır. Davacı vekilinin, davacının, kaza tarihinde restorantta bar sorumlusu olarak görev yaptığı ve asgari ücretin üzerinde kazanç elde ettiği, ancak, bilirkişi hesaplamasının net aylık asgari ücret üzerinden yapıldığına yönelik itirazına gelince: dava dilekçesinde, davacının Irmak Restorant isimli iş yerinde bar sorumlusu olarak çalıştığı açıkça belirtilmiştir. Yargılama aşamasında da yazılı ve sözlü olarak bu iddia bir çok kez dile getirilmiştir. Ancak Mahkemece davacının aylık net kazancının araştırılması yönünde herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Mahkemece karara dayanak yapılan 21/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacının maddi zararı aylık net asgari ücret üzerinden hesaplanmıştır. Oysa ki davacı tarafın bu iddiasına yönelik delillerin toplanması, ilgili meslek kuruluşlarından ve davacının çalıştığını iddia ettiği iş yerinden bu hususun araştırılması ve davacının aylık net kazancının tespit edilmesi, sonrasında davacının geçici – kalıcı güç kaybı zararının tespiti açısından zarar bilirkişisinden ek rapor alınması gerekmektedir. Ayrıca, davacı vekili, dava dilekçesinde, SGK tarafından karşılanmayan tedavi, yol – ulaşım gideri de talep etmiştir. Bu giderlerin her zaman için yazılı bir belge ile ispatı mümkün değildir. Somut uyuşmazlıkta da, böyle bir durum söz konusu olduğuna göre, TBK’nın 50/2. maddesi gereğince hakkaniyete uygun bir miktar tazminata hükmedilmesi gerekirken, bu yöndeki talebin reddine karar verilmiş olması da doğru olmamıştır. Bu nedenle, davacı vekilinin bu yönlere ilişkin itirazları yerinde görülmüştür. Kabule göre de; yukarıda da belirtildiği üzere, karara dayanak yapılan 21/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda; kaza nedeniyle davacının geçici iş göremezlik zararının 2.187,77 TL, sürekli iş göremezlik zararının 140.836,61 TL, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderinin 357,50 TL olduğu belirtilmiştir. Bir başka deyişle, davacının geçici – kalıcı güç kaybı zararının toplamı 143.224,38 TL olarak belirlenmiştir. Davacı vekili 25/03/2019 tarihli talep arttırım dilekçesinde, dava dilekçesinde 7.500 TL olarak talep ettikleri geçici – kalıcı iş göremezlik zararını, 135.724,38 TL daha artırdıklarını belirtmiştir. Bu durumda, davacı taraf bilirkişi raporu doğrultusunda, toplamda 143.224,38 TL geçici – kalıcı iş göremezlik zararı talep ettiğine göre, bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, talep arttırım dilekçesinde yer alan (arttırılan) 135.724,38 TL’ye hükmedilmiş olması da doğru bulunmamıştır. B-Manevi tazminat davasına yönelik istinaf başvurularının değerlendirilmesi: Kazanın oluş şekli, davacının yolcu olması ve herhangi bir kusurunun bulunmaması, davalı sürücü …’ın kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olması, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile TBK’nın 56. maddesinde düzenlenen manevi tazminat müessesesinin amacı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Mahkemece, davacı lehine hükmedilen 10.000 TL’lik manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesesinin amacına ve hakkaniyet ilkesine uygun düşmediği ve az olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davalı … vekilinin itirazlarının reddine; davacı vekilinin itirazının kabulüne ve davacı lehine takdiren 30.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekmiştir. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-1-Davacı vekili ile davalı … vekilinin, maddi tazminat davasına yönelik istinaf başvurularının kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının maddi tazminata ilişkin kısmının HMK 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına, 2-Maddi tazminat davasına ilişkin yargılamanın yukarıda belirtildiği şekilde yapılması için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafça maddi ve manevi tazminat davaları için yapılan toplam yargılama giderinin %50’sinin maddi tazminat davası, %50’sinin ise manevi tazminat davası için yapıldığının tespitine ve maddi tazminat davası için yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda değerlendirilmesine, 4-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,7-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine,B-1-Davalı … vekilinin manevi tazminat davasına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre, İlk Derece Mahkemesince hükmedilen 10.000 TL’lik manevi tazminat miktarı üzerinden alınması gereken 638,10 TL karar ve ilam harcının davalı …’tan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,C-Davacı vekilinin, manevi tazminat davasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile,Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, manevi tazminat davasına ilişkin hükmünün HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davacının, davalı … aleyhine açtığı manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile takdiren 50.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04/08/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı…’tan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Davacının, davalılar … ve … aleyhine açtığı manevi tazminat davasının reddine, 3-Davacı tarafından sarf edilen 2.400 TL bilirkişi ücreti, 855,25 TL posta masrafı, 27,70 TL başvuru harcı, 2.318 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 5.600,95 TL’den, %50’sinin manevi tazminat davası için yapıldığı kabul edildiğinden, 2.800,47 TL’nin davalı …’tan tahsili ile davacıya verilmesine, 4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hükmedilen manevi tazminat miktarı nedeniyle, Dairemizce kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 9.200 TL nispi vekalet ücretinin davalı … ‘tan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen manevi tazminat miktarı nedeniyle, Dairemizce kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/2. maddesi gereğince hesaplanan 9.200 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine, 6-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen manevi tazminat davası nedeniyle İlk Derece Mahkemesi kararının verildiği tarihte bulunun AAÜT gereğince 2.725 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine, 7-Davalı …tarafından sarf edilen avansın kabul red oranına göre hesaplanan 50,00TL posta masrafının davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 8-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine, D-İstinaf İncelemesi Bakımından: 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 70 TL posta ve tebligat gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcınındavalı…’tan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, manevi tazminat davası bakımından, reddedilen miktar (150.000 TL) dikkate alınarak, davacı yönünden HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık; maddi tazminat davası ile kabul edilen manevi tazminat miktarı (50.000 TL) dikkate alınarak davalı … yönünden HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/09/2022